Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden Fena Kaptırmışız, Kendimizi Dünyaya

-Kadim kitabımız Kuran-ı Kerim'de; 'her canlı ölümü tadacaktır' diye buyuruyor, Allahuteala.

-Ölümden kaçışın olmayacağını bile bile, akıbetimizi ve sonumuzun ne olacağının bilincinde olduğumuz halde, bu hayat; sadece dünyadan ibaretmiş gibi, salt dünya işlerine kendimizi bu kadar kaptırmamız ve heva ile heveslerimize bu kadar kapılmamız garip değil mi?

-Tabi ki dünyayı bir imtihan yurdu olarak belleyip, doğru istikamette, düzgün bir hayat sürmemiz ve ömrümüz boyunca sağlığımızın elverdiği oranda çalışıp, kendimize, çevremize ve insanların yararına çalışıp çabalamamız gerekir.

-Ama nihayetinde geçici bir dünya hayatımızın olduğunun farkında olarak, hırs ve aşırı heveslere kapılmadan üzerimize düşeni yapmalıyız.

-Mala ve maddiyata çok bağlananlar, vadeleri dolunca ahirete intikal edeceklerini fazlaca düşünmeden, sanki amaç ve hedef sadece bu dünyaymış gibi bir heyecan ve hezeyana kapılabiliyorlar.

-Oysa; Allahuteala kadim kitabında, dünya hayatı; mal ve evlatta tefağur (övünmece) ve tekasür (saymaca)'dan ibarettir, diye buyuruyor.  Dünya hayatı geçici bir oyundur şeklinde bizi uyarıyor. Bu nedenle dünyaya fazla kapılmamak lazım.

-Helalinden, başkalarının hakkına girmeden; doğru ve meşru yöntemlerle maişetimizi kazanmanın yolundan sapmamaya, azami gayret ve özeni göstermeli. Şayet ihtiyacımızın ötesinde mal ve rızıklara mail ve nail olmuşsak, bunun Allah'ın lütfu ve inayeti sayesinde olduğunu hiçbir zaman unutmamalıyız.

-Karun; kendisine verilen maldan dolayı böbürlenip, durdu. Sonu helak oldu.

-Elimizdeki fazla imknlardan; muhtaç ve yakınları faydalandırmak da; tatlı olan dünya malından infak etmemiz de, Allah'ın emirlerindendir. Bunu da unutmayalım.

-Dünyanın ve bütün alemlerin mülkü ve mirası, Allah'ındır. Allah'ın bize bol verdiğinden, dağıtırken sakın cimrilik etmeyelim.