Siirt'li Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Gençlerimizin Tecrübesizliği ve Kendilerine Olan Özgüven Eksikliği

Okullarda uzun yıllar eğitip, daha çok teorik anlamda yetiştirdiğimiz yeni mezun gençlerimize bir türlü güvenip, iş teslim etmemekteyiz.Hatta firmalar bu çocuklarımızın tecrübesi yok diye bunların iş başvurularını gözlerini kırpmadan hemencecik geri çevi

Okullarda uzun yıllar eğitip, daha çok teorik anlamda yetiştirdiğimiz yeni mezun gençlerimize bir türlü güvenip, iş teslim etmemekteyiz. Hatta firmalar; bu çocuklarımızın tecrübesi yok diye bunların iş başvurularını gözlerini kırpmadan hemencecik geri çevirmekdirler.Tabi burda;iş becerisinin olmaması ana etkendir. Şöyle kısır bir döngü dönüp durmaktadır. Firmalar; belirli bir yıl, genelde de 5 yıl iş tecrübesi istediklerinden yeni mezun gençler, işe girip tecrübe edinememektedirler.Böylece işe alınmadıklarından da; tecrübe edinemektedirler. Tabi firmaların şöyle haklı bir gerekçesi var, pratiği ve iş becerisi düşük olan elemanının,haliyle iş verimi de düşük olacaktır. Öte yandan; kendilerine güvenilerek iş verimeyen gençler sarsılıp,ciddi manada özgüvenlerini kaybetmektedirler. Elimizdeki bir çok genç atıl olarak kenarda oturmaktadır. Bu varolan kapasiteyi değerlendirememe durumu; yaşlı bir nüfus yapısına sahip olan gelişmiş Avrupa ülkelerine göre, genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan Türkiyeyi;

elindeki büyük işgücü potansiyelini kullanamama noktasına getiriyor.

-Bu handikapı, aşmanın yolu; nasıl yöntemlerle mümküdür, diye biraz kafa yoralım istedik. Zira,bu cidden çok önemli mesele. Çünkü; eğitimlere harcanan bir sürü zaman ve imkan ve nihai noktada; zuhur eden iş kayıpları, maddi ve manevi açıdan gözardı edilemeyecek sonuçlar doğurmaktadır.

Bu konuyla ilgili olarak;

1- Eğitim ve özellikle mesleki eğitim, sadece kağıt üzerinde ve teorik mahiyette bırakılmayıp; yeterince uygulamalı ders ve formalite olmanın ötesinde yaptırılan uzun stajlarla desteklenmelidir.

2-Her meslekle ilgili, özellikle pratiğe dönük 'Olgunlaştırma Enüstütüleri' açılmalı ve çeşitli okullardan mezun olan gençler; burada minimum 6 ay, maksimum bir iki yıl zaman zarfında yetiştirilmelidir.

3- Özel sektörün verimi düşük olur endişesiyle; işe almadığı yeni mezun gençleri, devlet kurumları geçici statülerde işe alıp, tecrübe kazandırılarak daha iyi yetişmesi sağlanmalıdır.

4-Özel firmaların alacağı 1-2 yıllık mezunların bir süreliğine maaşlarının yarısını devlet karşılamalıdır.

5-Üniversitelerdeki bölümler ve lise seviyesinde de olsa meslek okulları, o bölgelerdeki ve şehirlerdeki coğrafi şartlar ve üretim dokusuna uygun planlanmalıdır.

6-Sanayi ve Turizm bölgelerindeki meslek okulları çoğaltılarak, öğrencilerin daha fazla oranda pratik yapmaları sağlanmalıdır.

– Aslında; turizm potansiyeli çok zayıf bir yerde turizm okulu, doğru dürüst tarım yapılmayan yerde ziraat okulları, sanayinin çok zayıf olduğu yerlerde bol bol kimya mühendisliği fakültesi açılmasının; hangi akla hizmet ettiğini bir türlü çözebilmiş değilim. Bu çarpıklığın mantığını açıklayacak varsa,kamuoyunu bilgilendirsin, biz de öğrenelim.

Bakmadan Geçme