Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Gücümüzü Azaltan, Bizi Zayıf ve Küçük Düşüren Şey 'Birbirimizi Çekiştirmek ve Çekişmek'
-Dünya ve ahiret musibeti ahlâksızlıklardan olan kötü zan, kusur gözetleme, ayıp araştırma, hasetleşme, arkadan çekiştirme ve dargınlık gibi rezaletlerin tamamı, bir bakıma zehirli kalplerde ve özellikle de dilde toplanır.Bunlar, ferdi ve topluluğu içinde
-Dünya ve ahiret musibeti ahlksızlıklardan olan kötü zan, kusur gözetleme, ayıp araştırma, hasetleşme, arkadan çekiştirme ve dargınlık gibi rezaletlerin tamamı, bir bakıma zehirli kalplerde ve özellikle de dilde toplanır. Bunlar, ferdi ve topluluğu içinden yıkan ve musibetler getiren en korkunç fetler ve tehlikelerdir.
-Hucurt Suresinin 11ve 12. ayetlerinde buyurulduğu gibi: Ey iman edenler! Bir topluluk bir başka toplulukla alay etmesin; belki de o alaya aldıkları kendilerinden daha hayırlıdır. Kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler; belki o alaya aldıkları kendilerinden daha hayırlıdır. Birbirinizi ayıplamayın; birbirinizi incitici, aşağılayıcı kötü lakaplarla çağırmayın. Bir insan iman ettikten sonra onu fsıklığı çağrıştıran bir isimle çağırmak ne kötü bir davranıştır ve böyle yapıp imandan sonra fsıklık damgası yemek de ne kötüdür.
-Allah; çirkin sözün, açıkça söylenmesinden asla hoşlanmaz. Ancak zulme uğrayan kimsenin durumu başkadır. Allah, her şeyi hakkiyle işitir ve kemliyle bilir.(Nisa Suresi;118.Ayet)
-Hümeze 1.Ayet: İnsanları arkadan çekiştirmeyi, yüzlerine karşı da el, kaş, göz işaretleriyle alay etmeyi det hline getiren her bir kişinin vay hline!
-Enfal Suresi, 46. ayet: Allah'a ve Resûlü'ne itaat edin ve çekişip birbirinize düşmeyin, çözülüp yılgınlaşırsınız, gücünüz gider. Sabredin. Şüphesiz Allah, sabredenlerle beraberdir.
-Rahman'ın (has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) «Selm!» derler (geçerler).' (el-Furkan, 63)
-Olgunluğun en bariz göstergesi, dedikodu ve iftiraya tahammüldür.
-Şimdi, kendimizi ve edindiğimiz kültürün en önemli unsurları olan edep ve ahlakın şekillendiği memleketimizi; bu konuda hesaba çekelim.
-Birbirimizin arkasından ne kadar çok konuşup duruyoruz. Eksik ve ayıplarımızı üzerine kata kata nasıl da başkalarına anlatıyor, adeta durmadan naklen yayın yapıyoruz.
-Eskiden, bilhassa çocuklara ve soyadı kanunu yokken; tanıtmak amacıyla ailelere, onur kırıcı, incitici ve küçük düşürücü, olabildiğince kötü lakaplar takıyorduk.
-Eksik ya da cahil birilerini ve hatta akıldan noksan birilerini gördüğümüz zaman, onlarla eğlenmeye ve alay etmeye kalkışmak, nasıl bir garabet.
-Neden! kendi işimiz gücümüzle uğraşacağımıza, başkalarıyla ve üzerimize vazife olmayan şeylerle uğraşıp, dururuz.
-Neden! çalışıp kazanmak yerine, elimize bir şey getirmeyeceği halde, birbirimizi kıskanıp, haset ederiz.
-Bu yanlışları yapmakla; hem Allah'ın emirlerine itaat etmemiş oluyor, hem de; kendi enerjimizi ve zamanımızın önemli bir kısmını boşa harcamış oluyoruz. Hem aramızda sürekli gereksiz bir gerilim, düşmanlık ve kin ürüyor, hem de birbirimizi zayıf düşürmekle toplum olarak geride kalmış oluyoruz.