Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Levo, Levo, Levo Alel Perive
Yabancıların deyimiyle büryan, Siirt'çe perive, Siirt'in çarşı lezzetlerinden en önemlisi, bence de birincisidir.Yıllardır bazen sabah, ilk çıktığı zamanki nar gibi kızarmış haliyle ama, genellikle tırnaklı ekmeğin üzerinde ısıtılmasının ardından, yağını
Yabancıların deyimiyle büryan, Siirt'çe perive, Siirt'in çarşı lezzetlerinden en önemlisi, bence de birincisidir.
Yıllardır bazen sabah, ilk çıktığı zamanki nar gibi kızarmış haliyle ama, genellikle tırnaklı ekmeğin üzerinde ısıtılmasının ardından, yağını ve lezzetini pide ekmeğine vermiş haliyle yediğimiz bir enfes lezzet.
Siirt'in sembolü olan yemeklerden biri. Yörenin dağ kekikleriyle envai çeşit otlarıyla, doğal ortamda beslenmiş hayvanların etiyle, uzun saatler derin kuyularda bekletilerek, gece yarılarından sabahlara kadar, büyük emekler verilerek elde edilen bir lezzet.
Gel gelelim son birkaç yıldır, birçok doğal ürün gibi yükselen et fiyatları ve bir adımlık İstanbul'a ulaşım maliyetlerinin anormal yükselmesi yüzünden; biz Yalova'da yaşayan Siirtlilere, perive yemek bir lüks haline dönüştü. Siirt'teyken sık sık yediğimiz damak zevkimizin başköşelerinde yer alan bu güzel yemek, bayramdan bayram yenebilecek bir duruma geldi maalesef. Onun için, ya sık sık şorbıt zahtar yiyeceğiz ki, şorbıt zahtar mey taybe, Allah yihtiye saybe dedikleri gibi, bu hiç bir zaman perive'nin yerini tutabilecek değil. Ya da; levo levo, levo alel perive diye, yakınıp duracağız.
Siirt'e uyacak ürün tipleri ve üretim modelleri; Bu konuya ilgili bir anımla başlayayım. Siirt-Kezer mevkiinde yapımına başlanacak otomobil fabrikasının temel atma törenine bir arkadaşım beni davet ettiğinde, ben de eh geleyim de ama bu fabrika burada yani Siirt'te yapılamaz demiştim. Bunun üzerine bana; Sen, Siirt'te geniş bir iş sahası oluşturacak büyük bir tesisin yapılacak olmasına, peşin hükümle nasıl böyle yaklaşırsın diye sitem etmişti. Oysa ben de en az o arkadaşım kadar Siirt'in gelişmesini ve iş sahalarının oluşmasını canı gönülden istiyordum ama bazı gerçekler de gözden kaçırılmamalıydı. Bir yerin sanayi ve özellikle büyük sanayi bakımından gelişebilmesinin önemli kriterlerinden büyük bir kısmı Siirt'te yoktu maalesef.
-Mesela, ulaşım koşullarının elverişli olması, teknik ve kalifiye eleman sayısının yeterli olması, iş koluyla ilgili ham medde ve enerji kaynaklarının bolluğu, pazarlama imknları vs. gibi birçok konuda Siirt, sanayinin kurulması ve gelişmesi açıdan avantajlı şartlara haiz değil, tam tersi yetersiz durumdadır.
O zaman; gerçekçi olup, Siirt'in şartlarına uyacak üretim modellerine ve alanlarına yönelmek lazım. Zaten üretim, doğal mecrasında geleneksel yöntemlerle de kısmen dağınık ve de küçük ölçeklerde de olsa kendi yolunu bulmaktadır.
-Bu durumda; Siirt'te başta fıstıkçılık başta olmak üzere, pekmez ve pestil vs. gibi bağcılık ürünleriyle, peynir, tereyağı gibi hayvancılık üretimi, Siirt tiftik dokuma ürünleri, bıttım sabunu, şampuanı ve cilt bakım ürünleri, alıç sirkesi, belki de dondurulmuş büryan ve Siirt Kebabı ve İçli köfte üretme tesisleri yapılmaya çalışılmalı diye düşünüyorum.
-Kilim dokuma tezghları yaygınlaştırılmalı, yün iplik ve kumaş fabrikalarıyla, deri tabaklama tesisleri ara mallar üreten yerler oluşturulmalı, evlere iş verilerek, yoğun insan gücü gerektiren iş kollarına yönelmeliyiz. Çoban ve çiftçilik yapacaklara, bu işleri cazip hale getirmek gerekir. Oluşan baraj gölünde balıkçılığı özendirmek, et işleme tesislerine balık işleme bölümlerini entegre etmek. GAP turizminin bir parçası olmak açısından Urfa ve Mardin'e kadar tur düzenleyen firmalara, Siirt'i de dikte ettirmek, inanç turizmini öne çıkartmak.
-Sanayide ile ilgili olarak da dikkat edilmesi gereken en önemli husus, baştaki örnekte zikrettiğim şartları göz ardı etmeden, büyük fabrikalardan ziyade, çok sayıda KOBİ oluşturarak bunlar arasındaki koordinasyonu oluşturmak olmalıdır.
-Mühendislik en gerçekçi meslektir ve mühendislikte fizibilite denilen ön araştırma ve çalışmalar anlamına gelen önemli bir kavramla, rantabilite yani verimlilik anlamına gelen bir kavram vardır ki, bunları göz ardı edecek bir yatırımın yaşama şansı yoktur. Kimsenin, memleketi, adeta, makine ve tesis açısından enkaz yığınlarıyla dolu bir fabrika çöplüğüne çevirmeye hakkı yoktur. Mühendislikte önce iyiden iyiye hesaplar yapılır, her şey tekniğine ve usulüne göre yürütülür. Afaki ve popülist yaklaşımlarla, cahilce tutumlara asla yer yoktur.