Siirtli Hemşerimiz Murat Akdemir'in Kaleminden: Tarihten Gelen, Ticaret ve Maharet
- Geçenlerde, Yalova'da bulunan bir esnaf tanıdığıma ona komşu yerde işyeri açan bir Siirtli hemşerimizi tanıştırırken.Laf arasında siz, Siirtliler ticareti çok iyi biliyor ve yürütüyorsunuz dedi.
- Geçenlerde, Yalova'da bulunan bir esnaf tanıdığıma; ona komşu yerde işyeri açan bir Siirtli hemşerimizi tanıştırırken. Laf arasında; siz, Siirtliler ticareti çok iyi biliyor ve yürütüyorsunuz dedi.
-Bunun üzerine; abi, senin gibi ticareti iyi bilen ve ülke çapında nam salmış ve Kayserilileri Yalova'da temsil eden bir esnaftan, bu cümleleri duymak gayet hoş dediğimde. Kayserili olan tanıdık, aynen şöyle dedi; Belki Kayseri'nin adı ticarette öne çıkmış ama Siirtlileri bu konudaki bakış açısı ve vizyonu Kayseri'nin çok ötesinde diye iltifatta bulundu.
-Onun görüş ve tespitlerine göre, Yalova'da çeşitli vesilelerle tanıdığı ve iş yaptığı Siirtliler; ticaretlerini, sergiledikleri sosyal yaklaşım ve ilişkilerle, uzlaşmacı ve olgun bir seviyeye ulaştırmışlar. Ayrıca ticaretlerinde; taktiksel ticari manevraları gayet iyi bildikleri gibi; ticaretlerini uzun hedefler ve planlarla, stratejik; yani uzun vadeli bir şekle sokmuşlar. Bu meyanda; bir kaç cümle ile Siirtlilerin ticarette ne derece mahir olduklarının bir nevi tahlilini yaptı.
-Bunun üzerine, biraz tarih ve coğrafyaya dalıp; Siirt ile Kayseri'nin tarihsel derinlikleri ve konumlarını karşılaştırarak, Siirt'teki Sosyal bir zenginlik modellemesi üzerinden sürdürülen bu ticaret maharetinin alt yapısını ve oluşum ile gelişim sebeplerini özetle kendisine anlatmaya çalıştım.
-Kayseri; Anadolu'nun merkezinde bulunduğundan, doğudan gelip batı ve güneye inen ticaret yollarının kesişme noktasında olduğu gibi, tıpkı Gaziantep'teki gibi, günümüzde çevresinde üretilen tarımsal ve hayvancılığa dayalı hammaddeler başta olmak üzere, birçok ürünün işlenip pazarlandığı önemli bir şehirdir, dedim.
-Lakin şehre ismini veren Bizans kralı Kayzer adından da anlaşılacağı gibi; Kayserinin bilinen ticaret tarihi, Romalılara dayanıyor.
-Siirt ise; çok daha eski dönemlerde Sümer, Babil ve tüccar millet Asuriler döneminden bu yana dünyanın en eski ve kadim yerleşim bölgesi Mezopotamya'yı, Anadolu'ya ve İran coğrafyası olarak bildiğimiz Urartu ve Pers bölgesi üzerinden; Taaa Hindistan'a bağlıyordu.
-Kayseri, Anadolu'nun ortasındaki elverişli konumuyla yerel ve bölgesel etkilere sahip iken, Siirt; Neolitik dönemden buyana, Anadolu ve İran coğrafyasını, Mezopotamya'ya bağlayan, çok daha geniş bir coğrafyanın ticari merkezlerinden biri idi. Son dönemlerdeki Siirt; Bizans ve sonrasında Anadolu'ya hakim olan Türk dünyasını, Arap ve Fars medeniyetlerine bağlayan bir pozisyon ve konumdaydı, diye belirttim.
-Siirtlilerin, birçok kadim kültürün kesişme noktasında, çok çok eskilere dayanan bir ticaret bilgisi ve birikimi var, diye bağladım konuyu.
-Gerçekten de, anlatmaya çalıştığım gibi, bugün; Siirtlilerin gösterdikleri ticari maharet, binlerce yılın birikimi ve ürünüdür.