'Suçlu Ayağa Kalk!'

'Suçlu ayağa kalk!' Derken, kimlerin ayağa kalkmaları gerektiğini vurgulayalım.Ortada bir fiil varsa ve bu fiilin, faillerini araştırmak gerekiyorsa, işi baştan almak, makarayı baştan sarmak gerekir! Bölgemiz, İlimiz ve Şehrimiz son yıllarda büyük göçlere

'Suçlu ayağa kalk!' Derken, kimlerin ayağa kalkmaları gerektiğini vurgulayalım. Ortada bir fiil varsa ve bu fiilin, faillerini araştırmak gerekiyorsa, işi baştan almak, makarayı baştan sarmak gerekir!

Bölgemiz, İlimiz ve Şehrimiz son yıllarda büyük göçlere sahne oldular. Mevcut işsizlik, katlandıkça katlandı. Kırsal kesimler süratle boşalmakta, illere, ilçelere akınlar olmaktadır.

Köylerden, göçler ne zaman başladı. Daha doğrusu, böyle hızlı bir göç atmosferi ne zaman doğdu. Elbette terör olaylarından sonra. Kimi köyler, terör korkusundan, sakinleri tarafından boşaltıldı, kimi köyler, stratejik oldukları ve teröre lojistik destek verdikleri gerekçesiyle, Devlet tarafından boşalttırıldı. Köylerden, Şehir merkezlerine göçler devam ettiğine göre, terör korkusu ve belsı da devam ediyor, demektir.

İster, terör korkusuyla, olaylara bulaşmamak için köylülerin kendileri, köylerini boşaltmış olsunlar, ister, Devletin müdahalesi sonucu göçler gerçekleşmiş olsun. Sonuç açısından fark yok. Köyler boşalmış, ekilebilecek, mümbit araziler, yıllarca sürecek bir dönem için NADASA BIRAKILMIŞLAR(!), köylüler topraklarından kopmuş, üretici durumundan, tüketici konuma sokulmuşlardır!

Tabii, köylü vatandaşlarımızın ilçe merkezlerine göç etmeleriyle, zaten işsizlik sorununun dorukta olduğu Bölgemizde iş, aş sahibi olabilmek en büyük sorun haline gelmiştir. Yokluklar ve yoksulluklar, insanları helke götürecek boyutlara ulaşmıştır. Köylerinde rahat ve huzur içinde, topraklarını ekip biçen, meralarında davarlarını güderek sütünü, yağını, peynirini, yününü satarak geçinen köylüler, bu göçler sonucu NANA MUHTAÇ duruma gelmişlerdir. Bölgemiz ve İlimiz halkı sözün tam anlamıyla TERÖR MAĞDURUDUR! Bölgemizde yaşanan bütün olumsuzlukların altında TERÖR VARDIR. Terör olmazsa, köylü vatandaş çiftliğini çubuğunu terk ederek ailesini, çoluğunu, çocuğunu toplayıp, Şehirlere göç etmez, bir parça EKMEĞE MUHTAÇ DURUMA DÜŞMEZ, kızları, kadınları çocukları istismara müsait ŞEREFSİZLERİN TUZAĞINA DÜŞMEZLERDİ.

40 yıldır (bugün, yarın bitecek) denilen iç terör olayları bitmedi. Bu gidişle, daha ne kadar süreceği de belli değil. İçte, terörle mücadele yetmedi, şimdi, komşu ülkede terörü bitirmeleri için Mehmetçikleri Suriye'ye gönderdik. İnşallah, bu harekt da 40 yıl sürmez…

IL FAKİR MIN ESEP CELOK!

Siirtçe'mizde çok sık kullanılan deyimlerden biri de 'ID DOLEMENT ARAMBARAK, IL FAKİR MIN ESEP CELOK' şeklinde olanıdır. Bu deyim, 'Zengine 'MÜBAREK OLSUN' deriz, fakire 'NERDEN GELDİ' diye şüphe ederiz!' şeklinde tercüme edilebilir.

Bunun bir örneğini anlatırlar. Bir zamanlar, ŞOVALYE YÜZÜK takmak modaymış. Fakir, ama kendisini seven bir genç de bir Şovalye yüzük almış ve parmağına takmış. Gittiği kahvehanede poker oynarken, önce bir arkadaşı:

-Yüzüğün altın mı?

Diye sormuş. O da:

-Evet!

Diye cevap vermiş. Ama, diğer arkadaşları da aynı soruyu değişik şekilde tekrarlamışlar:

-Gerçekten da altın mı?

Diyen sonuncusuna genç dayanamayarak cevap vermiş:

-Allah'ınızı severseniz, bu yüzüğü Hacı Hamza'nın oğlu Ayaz'ın parmağında (Siirt'in o zaman ki meşhur zengini ve oğlu) görseydiniz, O'na da 'Parmağındaki yüzük altın mı?' diye sorar mıydınız. Ama,

benim parmağımda olunca soruyorsunuz. Çünkü, atalarımız söylemişler. 'ID DOLEMENT ARAMBAROK, IL FAKİR, MIN ESEP CELOK!'

Bakmadan Geçme