TAMTAMLAR TÜRKİYE İÇİN ÇALIYOR!

ABD'de süregelen Rıza Sarraf davası aslında bir nevi TAMTAMLARIN DANSINA BENZEMEKTEDİR.Hani (Tamtamlar kimin için çalıyor) şeklinde meşhur bir deyim vardır.

ABD'de süregelen Rıza Sarraf davası aslında bir nevi

TAMTAMLARIN DANSINA BENZEMEKTEDİR.

Hani

(Tamtamlar kimin için çalıyor)

şeklinde meşhur bir deyim vardır. Bu deyim, ABD patentlidir. Irklarını imhaya tabi tutan

BEYAZLARA KARŞI

mücadele veren

KIZILDERİLİLER,

topraklarını talan edenlerle mücadele için ellerinde tek haberleşme vasıtası olan TAMTAMLAR YOLUYLA birbirlerine mesajlar yollamakta, savaşmak için bir araya gelmekteydiler.

Kızılderililerin köklerini kurutan ABD'li beyazlar, tamtamları da kendileri kullanmaya başladılar. Varlığına kastettikleri ülkelere karşı kumpaslar kurmakta, bunun için modern tamtamları devreye sokmaktadırlar.

Rıza Sarraf davası ABD'nin, Türkiye için başlattığı bir kumpas davasıdır. Tamtamlardan yükselen sesler, bunun işaretidir. ABD, Türkiye'yi ekonomik alanda çökertmek ve kendisine itaate zorlamak istemektedir. Maalesef, bizim menfaatperest bazı siyaset erbaplarımızla, aynı kefeye koymamız gereken bazı üst düzey bürokratlar, ABD'li yetkililerin ellerine kozlar vermişlerdir.

Evet, ABD'de devam eden Rıza Sarraf davasında TAMTAMLARIN TÜRKİYE İÇİN ÇALDIĞININ BİLİNCİNDE OLMAMIZ GEREK…

KOMŞULARININ KIZINI, 'KIZLARI' DİYE GÖSTERİP KENDİ KIZLARINI VERDİLER!

Şehrimizde, evlenmelerin görücü usulüyle yapıldığı, evlenecek kızların ve erkeklerin birbirlerini görmelerinin hemen hemen hiç mümkün olmadığı dönemlerde, genelde damat adaylarının anneleri, ablaları, yengeleri, halaları, teyzeleri gelin aramak işini yükümlenir, çeşitli bahanelerle gelin adaylarının evlerine giderek, istemeden evvel kızın güzel mi, çirkin mi, çalışkan mı, sakar mı, akıllı mı, kontak mı olduğunu araştırmaya çalışırlarmış. Ancak, uydurulan bahaneler ne olursa olsun, gelin adayı tarafı, muhakkak, bir şekilde kendilerine görücülerin geleceğinden haberdar olurlarmış.

İşte, evlerine hatırlı görücülerin gideceğini öğrenen müsemma bir aile, bu güzel kısmeti kaçırmamak ve talip olmalarını sağlamak için bir taktik uygulamışlar. Komşuları olan eli ayağı düzgün, güzel, alımlı, akıllı bir kızı, evlerine davet ederek:

-Bize misafir gelecek, bizim kız da dayısının evine gitmiş, gelsen de bize yardımcı olsan, demişler.

Kız da, annesinin müsaade etmesi üzerine, komşularının hatırını kırmamış, misafirlerine hizmet için evlerine gitmiş. Evdekiler de:

-'Kızım misafirlere kahve yap, kızım misafirlere şeker ikram et, kızım bunu götür, bunu getir!'

diyerek, kendi kızları olduğu havasını vermişler. Görücüler, bu oyunu yutmuşlar. Evlerine gittiklerinde kızın güzelliğini, hünerlerini, anlata anlata bitirmemişler ve hemen evin erkeklerini devreye sokup, o evin erkeklerine gidilerek, kızlarına talip olmalarını önermişler. Söz kesilmiş, nişan yapılmış, nişan günü bir de ne görsünler, onların gördükleri kız ile, nişan kıyılacak kız bambaşka!

Ama artık, her şey olup bittiğinden ve erkekler de devreye girmiş olduklarından durumu kabullenmek zorunda kalmışlar. Çünkü, o günün şartlarda nişanı iptl etmek, belki de iki ailenin arasında büyük fitnelerin doğmasına yol açacakmış.

Sonuç olarak, uyanık Siirtliler, komşularının kızını, kendi kızları gibi gösterip kızlarına iyi bir kısmet(!) bulmuşlar.

Bakmadan Geçme