Toplumun Geleceği, Toplumsal Yaşamın İse Dinamik Ve Potansiyel Gücü Olarak Gençler

Literatür incelendiğinde gerek uluslararası kurum ve kuruluşlar gerekse de bu alanda yapılan çalışmalarda gençlik döneminin, gençlerin biyolojik, fizyolojik gelişim, sosyolojik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak, farklı yaş aralıklarında tanımlandığı g

Literatür incelendiğinde gerek uluslararası kurum ve kuruluşlar gerekse de bu alanda yapılan çalışmalarda gençlik döneminin, gençlerin biyolojik, fizyolojik gelişim, sosyolojik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak, farklı yaş aralıklarında tanımlandığı görülmektedir. Genel anlamda ise gençlik döneminin 15-24 yaş aralığında tanımlanması genel kabul görmektedir. Dünyadaki tüm gençleri kapsayacak bir gençlik tanımı yapmak güçtür. Çünkü farklı toplumlarda yaşayan gençlerin biyolojik ve fizyolojik gelişimleri, sosyal ve kültürel yapıları aynı faktörlere göre yaşanmamaktadır.

Gençlik dönemi sosyolojik boyutu ile değerlendirildiğinde tanımlanan yaş aralıklarının farklı faktörlere bağlı olarak genişletilebileceği ifade edilebilir. Gençler, yaşadıkları toplumun sosyolojik yapına göre şekillenebilmekte, mevcut toplumun dinamiklerinden etkilenmektedir. Bu anlamda gençliği biyolojik ve fizyolojik olarak tanımlamanın ötesinde psikolojik, sosyal ve kültürel olarak tanımlandığında gençlik döneminin yaş aralığı genişlemektedir.

Gençlik dönemi, bireyin geleceğini teminat altına almaya yönelik sorumluluk üstlenmeye çalıştığı, gerekli kişilik özelliklerini kazandığı, ailevi rolleri üstlenmesi ile sosyal, ekonomik ve mesleki olarak hayatına yön vermeye çalıştığı bir dönemdir. Bu dönem, gençlerin psikolojik ve sosyolojik olarak en bunalımlı ve zor dönemidir. Çünkü gençler, bu dönemde geleceklerine yön verecek önemli kararlar almakta, aldıkları bu kararları toplumsal yaşantılarının bir parçası haline getirmektedirler. Gençlerin içinde yaşamış olduğu toplumun sosyal, siyasal, kültürel ve ekonomik yapısı, gençlerin toplumsal yaşantıları üzerinde belirgin bir etkiye sahiptir. Bu dönemde gençlerin toplumsal yaşantılarında sosyolojik ve psikolojik faktörlere bağlı olarak çeşitli sorunlar meydana gelebilmektedir.

Bu sorunlar; psiko-fizyolojik, psiko-sosyal, stres, kaygı, korku, güven, yalnızlık, çatışma, eğitim, ekonomik, sağlık, aile ilişkileri, madde bağımlılığı, işsizlik, istihdam, kimlik bunalımı, kuşaklararası çatışma, yabancılaşma, anomi, toplumsal değerlerde değişme gibi sosyolojik ve psikolojik sorunlar olarak sıralanabilir.

Toplumsal değişim ve dönüşümler sonucunda meydana gelen toplumsal dinamikler gençlerin yaşantılarında önemli bir etkiye sahiptir. Gençler, özellikle bu süreçte kültürel değişim ve dönüşümlerin etkisi altında kalmakta bunları toplumsal yaşantılarının bir parçası haline getirebilmektedirler. Kültürel değişim ve dönüşümlerden etkilenip bunu toplumsal yaşantısının bir parçası haline getirme sürecinde gençler, sağlıklı karar vermediklerinde çeşitli sosyolojik ve psikolojik sorunlarla karşı karşıya kalabilmektedirler.

Gençlerin toplumsal yaşantılarında meydana gelen değişim ve dönüşümler, psikolojik olarak sadece içsel bir durumu değil, toplumsal olarak sosyolojik birçok faktörün toplumsal yaşantılarında etkili olması ile ifade edilebilir. Gençlerin sosyolojik yaşantısına etki eden faktörler, sadece yaşadığı toplumun dinamikleri ile sınırlı değildir. Dünyada meydana gelen değişim ve dönüşümler bu süreç üzerinde etkilidir.

Günümüz dünyasının toplumsal yaşantısında etkili olan en önemli süreçler, sanayileşme ile başlayan ve günümüze kadar devam eden toplumsal değişim ve dönüşümlerdir. Sanayi devrimi ile başlayan toplumsal değişim ve dönüşümler, ülkelerin toplumsal yaşantılarında etkili olmuştur. Bu durum, toplumsal sorunları da beraberinde getirerek olumsuz sonuçlara da neden olmuştur.

Günümüz dünyasında küreselleşme süreciyle dünya küçük bir alan haline gelmiştir. Küreselleşme süreci; sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel birçok boyutu olan ve ülkelerin sosyal, siyasal, ekonomik ve kültürel yapısında temel değişim ve dönüşümlere neden olan bir süreçtir.

Küreselleşme süreci ile birlikte sosyo-kültürel olarak iletişim ağında meydana gelen hızlı gelişmelerle birlikte ülkelerin toplumsal yaşantısında birçok sosyal ve kültürel dinamikler etkili olmuştur. Toplumsal yaşantılarına yön verme noktasında önemli kararlar alıp, bunu yaşam biçimine dönüştüren gençler, şüphesiz sosyo-kültürel olarak bu durumdan en çok etkilenen kesimdir. Küreselleşme süreciyle birlikte başlayarak, günümüze kadar devam eden ve herkes için ortak ve ideal olarak sunulan kültür, günümüzde toplumsal yaşamımıza sosyal medya araçları ve kitle iletişim araçları ile yoğun olarak girmektedir. Televizyon reklamları, diziler ve filmlerde bilinçaltına yönelik gerçekleştirilen subliminal mesajlar da bu durum belirgin bir hal almıştır.

Toplumsal yaşamda meydana gelen değişim ve dönüşümler, mevcut toplumun toplumsal değerleri ile uyuşmadığında kuşaklararası çatışma, değerlerde değişme, yabancılaşma, kimlik bunalımı, anomi ve etkin kültüre özenmeye çalışma gibi sosyolojik sorunları beraberine getirmektedir. Yaşanılan bu olumsuz durum, gençlerin yaşadığı toplumdan yabancılaşmasına neden olmaktadır.

Bireyler, sosyalizasyon (toplumsallaşma) süreciyle yaşadığı toplum içerisinde toplumsal norm, değerler, kültürel dinamikler, gelenek ve göreneklerle şekillenmektedir. Bu süreçte aile ve okul önemli bir işleve sahiptir. Gençlik çağı, gençlerin sosyalizasyon (toplumsallaşma) süreci ile bireysel ve toplumsal özellikler kazandığı bir dönemdir. Gençler, sosyalizasyon (toplumsallaşma) süreci dışında kaldığı zaman, psikolojik açıdan insanlardan uzak, boşluk içinde, herhangi bir ideali olmayan bir kişilik yapısı sergileyebilmektedir. Toplumdan soyutlanarak uzaklaşan genç, kendini gerçekleştirebileceğini düşündüğü alanlar oluşturur ya da bu alanlara dahil olur.  Bu olumsuz durum, gençlerin toplumsal açıdan şiddet odaklı davranışlar sergileyebilmelerine veya şiddet odaklı gruplara dahil olmalarına neden olabilmektedir. Bu şekilde bir yaşam tarzını hayatının odak noktası haline getiren gençler, birçok toplumsal soruna da neden olmaktadır.

Gençlik dönemi, gençlerin bireysel olarak biyolojik ve fizyolojik; sosyolojik olarak ise toplumsal yaşantılarında sosyo-kültürel değişimlerin yaşandığı, sosyal ve ekonomik birçok temel faktörün etkili olduğu, toplumsal yaşantılarına yön vermek için önemli kararlar aldığı bir sorgulama ve çatışma dönemidir. Bu dönemde gençler, toplumsal yaşantılarına yönelik daha iyi bir gelecek sağlamak için sağlıklı bir yaşam biçimini benimsemeleri gerekmektedir. Bu noktada gençlerin aldığı kararlar, toplumsal yaşantılarını şekillendireceği için karşılaşabilecekleri toplumsal sorunlarla başa çıkmaya yönelik beceri kazanmaları önem arz eden bir konudur. Gençler, bir ülkenin geleceği, mimarı, potansiyel ve dinamik gücü olduğu temel gerçeğinden yola çıkıldığında gençlerin toplumsal değerlerine bağlı, sosyo-kültürel açıdan yaşadığı toplumun temel dinamikleri ile donanmalarının ne kadar önemli bir görev olduğu gerçeği önümüzde durmaktadır.

Yaşadığı toplumla bütünleşemeyen, soyutlanan, toplumsal değerlere bağlı olmayan gençlerin aile, çevre ve toplumsal kurumlar ile olan ilişkileri zayıflamaktadır. Gençlerimiz, yaşadıkları toplumun değerlerine bağlı, toplumsal dinamikleriyle bütünleşmiş, kendini geliştirmiş, toplumsal faydayı gözeten bir anlayışla yetişmelidir. Aksi durumda yaşadığı toplumla bütünleşemeyen gençler, uyum sorunu yaşar,  kendini yaşadığı toplumdan soyutlar, yaşadığı toplumdan uzaklaşır. Bu durum bireysel olarak psikolojik sorunları beraberinde getirdiği gibi sosyolojik olarak da birçok sorunu beraberinde getirmektedir. Toplumdan yabancılaşmış ve bu sosyolojik sorunu toplumsal yaşantısının bir parçası haline getiren gençler, kendi temel yaşam biçimlerine göre kendilerinin benimseyeceği bir alan oluşturur. Bu durum, kötü alışkanlıklara yönelme, suç işleme ve çeşitli suç örgütlerinin temel malzemesi haline gelme gibi toplumsal sorunlarla karşı karşıya kalmamıza neden olmaktadır.

Gençlerin toplumsal yaşantılarında yaşadıkları sorunları çözmek, toplumsal norm, gelenek ve görenekler, kültürel değerlerimizle gençleri bütünleştirip donatmak, gençlerimizin içindeki potansiyel ve dinamik güçten faydalanarak her alanda kendilerini geliştirmelerini sağlamak, her türlü kötü alışkanlıklardan korumak, yol göstermek, temel destek mekanizmalarına hayata geçirmek başta devletimiz olmak üzere hepimizin görevidir. Bu noktada gençlerimize ekonomik anlamda refah sağlayıcı destekler sağlamak, mesleki gelişimlerine yardımcı olmak, toplumsal yaşantılarına yönelik karar alma süreçlerinde yaşadıkları kaygıları gidermek, siyasal katılımlarını sağlayarak, temel karar alma süreçlerine dahil etmek ve içlerindeki potansiyeli toplumsal faydaya dönüştürmek önemli bir sorumluluktur.

Unutulmamalıdır ki, gençler bir toplumun en önemli potansiyeli ve dinamik gücüdür. Bugünün gençleri yarınımızın güvencesidir.

Asır Piyasa Kamuoyu Araştırma Şirketi olarak, gençlerimizin ülkemizin geleceğinin mimarları, dinamik ve potansiyel güçleri olduğu gerçeğinin bilincinde olarak, geleceğimizin teminatı ve mimarı olan gençlerimizin yaşadıkları sorunları, istek, beklenti ve ihtiyaçlarını tespit etmek amacıyla gerçekleştirdiğimiz araştırmalarla kamu kurum ve kuruluşları ve karar alıcılar için bilimsel araştırma yöntem ve tekniklerle uzman araştırmacılarımız ve geniş saha ağımız ile birlikte doğru ve objektif veriler elde etmekteyiz. Sosyal sorumluluk bilinci ile gerçekleştirdiğimiz sosyal araştırmalarda sahadan elde ettiğimiz veriler ile geniş ve ayrıntılı raporlar hazırlayarak istatistiksel tablolar halinde çözüm önerileri ile birlikte ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına yazılı ve görsel olarak raporlar sunmaktayız.

Taner GÜNCE

ARAŞTIRMACI SOSYOLOG

Mail:taner@asirarastirma.com

Bakmadan Geçme