TÜRKİYE'DE, ADALET VAR!!!
(Adalet, mülkün temelidir) deriz.Adaleti tuza benzetir, (Tuz kokarsa, kokmayan bir şeyin kalmadığını) söyleriz.
(Adalet, mülkün temelidir)
deriz. Adaleti tuza benzetir,
(Tuz kokarsa,
kokmayan bir şeyin kalmadığını)
söyleriz. Allah'a binlerce şükürler olsun ki Türkiye'de adalet, zirvede! Bütün kurumlar işlerini adalet üzerine yürütüyorlar. İhaleler şeffaf mı, şeffaf! Resmi kurum ve kuruluşlar hizmet vermek konusunda bütün vatandaşlara eşit mesafede! Siz hiç resmi kurum ve kuruluşlarda yazılı sınavlara girip de 80-90 puan almış birinin, yerine 50-60 puan alan birinin işe alındığını gördünüz veya duydunuz mu! Elbette ki hayır! Çünkü Türkiye'de adalet var!
Siz hiçbir ülkenin ana muhalefet partisinin liderini yumruklasa bile, sorgusu suali bitmeden birinin serbest bırakıldığını gördünüz mü. Elbette ki hayır! Neden, çünkü önce deliller toplanacak, gerekli incelemeler yapılacak, adamın suçlu olup olmadığı ortaya çıkarılacak, sonra karar verilecek, beraatsa, beraat, mahkûmiyetse hapis cezası verilecek! Hem burası Türkiye, Ana Muhalefet Partisi Genel Başkanı diye kimseye kıyak geçilmez. Türkiye'de Ana Muhalefet Partisi lideriyle, onun suratına yumruk indiren vatandaş adalet önünde eşit haklara sahiptirler. Belki suçlu zannettiğimiz yumrukçu, gerçekte eli öpülesi bir kahramandır!
Bakınız, Türkiye'deki adaletin ulaştığı yüksek zirveye! Hırsız olduğu sabit görülen baklava hırsızı çocuklara bile gerekirse, 7 yıl hapis cezası verilir, gerekirse (vah zavallı çocuk vah, demek baklavada gözü kalmış) denilerek üzerine bir de dondurma ilave edilerek yedirilir. İşte, adalet budur!
Türkiye'de yapılan seçimlere gelince bu konuda da adalet mekanizması yine en üst düzeyde tıkır-tıkır işlemektedir. Örnek olması açısından konuya açıklık getirelim. Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını sözde kazanmış olan CHP'li Ekrem İmamoğlu'na mazbatası tam 17 gün sonra hem de şartlı olarak verildi. Neden, çünkü adalet tıkır-tıkır işliyor. Ya çalınmış, hileli oylar varsa, adamı koskoca İstanbul büyükşehir belediyesinin başına nasıl oturtursunuz! Rantların en yüksek düzeyde olabileceği koca İstanbul'un belediyesinin başına bir oy hırsızını nasıl getirirsiniz! Maazallah, ya adam İstanbul'u soyup, soğana çevirirse ne olacak! Böylesine yüksek rantların dönebileceği koca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını seçimlerde aday olacağı açıklanmadan hiç kimsenin tanımadığı Ekrem İmamoğlu'na teslim etmeden önce bir değil, bin kere düşünmek gerekmez mi!!!
Görüyorsunuz işte il seçim kurulları, ilçe seçim kurulları ve Yüksek Seçim Kurulu nasıl kılı kırk yararcasına itirazları görüşüyor, Ekrem İmamoğlu'nun oy hırsızlığı yapmış olması ihtimalini göz önünde bulundurarak açığını yakalamak için nasıl büyük bir çaba gösteriyor. Türkiye'de hala
(adalet yok)
diye feryat edenler, bu tablodan bile ibret almıyorlar mı! Adamlar, Ekrem İmamoğlu'na verilen oyların hell mi, haram mı olduğunu tespit etmek için günlerden beri hukuk kuralları çerçevesinde nasıl da kılı kırk yarıyor, alın teri döküyorlar.
(Berlin'de hkimler var)
deyimini artık değiştirmenin ve yerine
(Ankara'da
hkimler var)
deyimini oturtmanın tam zamanıdır.
Göreceksiniz, YSK'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı konusundaki şikyetleri kılı kırk yararcasına yaptığı titiz çalışmalar sonucunu verecek ve
(İyi ki Ankara'da hkimler var, iyi ki Ankara'da Yüksek Seçim Kurulu var)
dedirtecektir…
(Adaletin bu mu dünya)
diyenlere karşı biz de
(İyi ki Türkiye'de adalet var. Yaşasın Adalet!),
diyerek yazımızı noktalıyoruz…
TAŞLAMALAR
YSK KARARLARI
ARTIK TARTIŞILIYOR
KESİN OLAN KARARLAR
KAOSA YENİLİYOR
KAOS OLACAK DİYE
YASALAR DELİNEMEZ
BİR KERE DELİNDİ Mİ
GERİYE DÖNÜLEMEZ
HUKUK BAŞKA, ADALET
BAŞKA KAVRAMDIR İNAN
HER HUKUK KURALI DA
ADİL DEĞİLDİR BUNDAN
EĞER ADİL OLMAZSA
KURALLARI HUKUKUN
SONUCUNA KATLANMAK
ELBET ZOR OLUR BUNUN