TUZU KOKUTMAYALIM!
Bir ülkede demokrasiyi katledecek en önemli husus, adaletin siyasallaşmasıdır.Adaletin siyasallaştığı yerde, hukuk kalmaz, bütün değerler alt-üst olur.
Bir ülkede demokrasiyi katledecek en önemli husus, adaletin siyasallaşmasıdır. Adaletin siyasallaştığı yerde, hukuk kalmaz, bütün değerler alt-üst olur. Bu bakımdan adaleti mümkün mertebe siyasetten uzak tutmak gerekir.
Adaleti, siyasetten uzak tutmanın tek yolu, bağımsız ve bağlantısız olmasıdır. Adalet Bakanlığına bağlı bir hukuk sistemi, daha baştan bağlantılı hale getirilmiş demektir.
Hukukun bütün kurum ve kuruluşlarının özerk olmaları, kendi terfi, tayin ve atamalarını kendi içlerinde gerçekleştirmeleri esastır. Siyasallaşan hukuk, hukuk olmaktan çıkar, GUGUK olur.
Türkiye'de hukukun işlerliğinin ne derece sağlıklı olduğu, Anayasa Mahkemesi ile HSK'nın tutum ve davranışlarıyla ortaya çıkmıştır. Sadece bu iki kurumu dikkatlice incelerseniz, Türkiye'deki hukuk sisteminin nasıl işlediğine daha kolay karar vereceksiniz!
Bir yerde adalet varsa, demokrasi de var demektir. Adalet olmayan yerde, demokrasinin olması muhaldir. Demokrasi ve hukuk birbirlerinin tamamlayıcısıdır. Ne kadar hukuk, o kadar demokrasi! Ne kadar demokrasi, o kadar hukuk!
(Adalet, mülkün temelidir) özdeyişini unutmamak lzım. Adalet olmazsa, mülk de ayağınızın altından kayar gider. Adalet, tuz hükmündedir. Bu tuzun her türlü tahribattan, rutubetten ve nemden korunması gereklidir. Yoksa, tuz koktu mu, kokmayan hiçbir şey kalmaz. Aman ha aman, tuzu kokutmayalım!
ANEKDOT
(Balık baştan kokar) şeklinde bir deyimimiz vardır. Bu deyimin bir de anekdotu. Öyle anlatılır ki, Bektaşi'nin biri, balık almak için balıkçı tezghının önündü durmuş, eline aldığı balığın kuyruğunu koklamaya başlamış. Balıkçı:
-Beybaba, balık hiç kuyruğundan koklanır mı. Koklayacaksan, başından kokla
diyecek olmuş.
Bektaşi cevap vermiş:
-Öyle oğlum, (balık baştan kokar) bilirim amma, tezghındaki balıkların başlarından koktuğu zaten belli de, koku, kuyruklarına kadar inmiş mi diye merak ediyorum.