ÜÇ LİSANLI BİR ŞEHRİN HEMŞEHRİSİ OLMAK!
Siirtli olmanın dezavantajları yanında, bazı avantajlı yönleri de vardır.Siirtli olarak en avantajlı yanımız ÜÇ LİSANLI BİR ŞEHİRDE BÜYÜMEMİZDİR.
Siirtli olmanın dezavantajları yanında, bazı avantajlı yönleri de vardır. Siirtli olarak en avantajlı yanımız
ÜÇ LİSANLI BİR
ŞEHİRDE BÜYÜMEMİZDİR.
Bu yüzden, üç lisanı bilmek gibi kültürel bir zenginliğimiz bulunmaktadır. Ben, kendimden örnek vereyim. İlkokula gidinceye kadar TÜRKÇE konuşmayı bilmezdim. Oysa rahmetli Annem, Babasının memuriyeti dolayısıyla ilkokulu Antalya'da okumuştu. Türkçeyi gayet iyi konuşurdu. O zamanlar, Siirt'te okuma yazması olan ilkokul mezunu kadın sayısı belki de bir elin parmak sayısı kadardı. Ve rahmetli Annem de onlardan biriydi. Buna rağmen, evimizde Arapça (Siirtçe) konuşulurdu. Çünkü evin diğer fertlerinin tümüne yakını sadece Arapça bilir ve konuşurlardı. Evimiz, 'geniş aile' tipi bir evdi. Rahmetli dedem, üç kardeşi, bunların çocukları ve torunları hep bir aradaydık!
Türkçeyi, ancak okula gittikten sonra öğrenmeğe başladım. Kürtçeyi ise çarşıda, pazarda, çayhanede öğrendim.
SİİRT ARAPÇASINI, EN İYİ BİLENLERDEN BİRİ OLDUĞUMU RAHATLIKLA SÖYLEYEBİLİRİM.
Deyimleriyle, atasözleriyle, şarkılarıyla, deyişleriyle, örf, adet ve gelenekleriyle tam bir SİİRTLİYİM. Gerekirse, bir topluluğa rahatlıkla
SİİRTÇE HİTAP EDEBİLECEĞİM KONUSUNDA KENDİME GÜVENİYORUM. BUNU, BİR ÖZGÜVEN OLARAK GÖRÜYORUM!
İlkokul sıralarında öğrenmeğe başlamakla birlikte, Türkçeyi de, anadan doğma birçok Türkçe konuşanlardan daha iyi bildiğimi söylersem yadırgamayın. 'Kendimi övüyorum!' anlamına almayın. Rahatlıkla, Türkçe olarak bir kalabalığa hitap edebilirim. Hatta. Hitap ettiğim çok olmuştur. Amma, doğrusunu söylemek gerekirse, Kürtçe konusunda Siirtçe ve Türkçe kadar iddialı değilim. Kürtçe konuşulduğunda, konuşulanların en az yüzde doksanını rahatlıkla anlarım. Kürtçe konuşmaya gelince, derdimi anlatabilecek kadar konuşabilirim. Amma, ne yalan söyleyeyim, bir kalabalığın karşısına çıkıp, hatip olarak, Kürtçe konuşabilirim, dersem yalan olur!
Türkçe, zaten Resmi Dilimiz. Türkçe bilmemek, elbette ki büyük bir eksiklik, eksiklikten de öte büyük bir ayıptır! Türkiye Cumhuriyetinde yaşıyorsak ve bu ülkenin vatandaşlarıysak, Türkçeyi, çok iyi bilmek zorundayız. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olup da hala Türkçe bilmeyen var mı derseniz, maalesef var! Özellikle bölgemizde ve özellikle kadınlarımız, kızlarımız! Sebebi taassup, sebebi cehalet, sebebi kadınları, kızları ikinci sınıf görmek!
Oysa sadece yasaların ön gördüğü İlkokulu okuma mecburiyeti zamanında uygulansaydı, şimdi Türkçeyi bilmeyen ne kız kalırdı, ne kadın! Yani, bu durumun müsebbipleri, yasaları uygulamayan yetkililer!
Siirtçe, bilindiği gibi ARAPÇA dilinin bozması. Ancak, dini bilgilere sahip ve özellikle Kur'an-ı Kerim okumuş dikkatli bir kulak sahibi Siirtli, rahatlıkla Arapçaya intibak edebilir. Mesel, Suudi Arabistan'a gittiğinde tercümana gerek olmadan alışverişini yapar, adres sorar, konuşulanları anlar, yarım yamalak da olsa derdini anlatabilir.
Diyarbakırlı meşhur Türkçü Ziya Gökalp bir şiirinde her ne kadar:
'LEYL SİZİNDİR, ŞEB SİZİNDİR, GECE BİZİMDİR'
'DEĞİLDİR BİR MNA ÜÇ ADA MUHTAÇ'
Dese bile, bir manayı üç dilden ayrı-ayrı kelimelerle ifade edebilmek, aslında KÜLTÜREL BİR ZENGİNLİKTİR. Yine kendimden misal vereyim. cizane, şiir yazarken 'KFİYE=UYAK' konusunda sıkıştığım zaman, Arapça veya Farsça kelimeler kullanarak sorunu çözmeğe çalışırım. Siirtçe, Arapçaya; Kürtçe ise Farsça'ya çok yakın lisanlardır. Dilimizde, Türkçe kelimeler kadar yaygın olarak kullanılan o kadar çok Arapça ve Farsça kökenli kelimeler var ki! Uydurukça kelimeler üretilerek, her ne kadar sözde yerlerine TÜRKÇE kelimeler ikame edilmiş olsa bile, hala da vazgeçilemez kelimeler olarak kullanılmaktadırlar.
Şunu da söyleyeyim, Türkçe olarak yazdığım bu haber yorumumda dahi o kadar çok Arapça ve Farsça kökenli kelimeler var ki! Altlarını çizmeğe kalkışırsam, altında çizgi olmayan satır kalmayacak!
İyi ki, bu üç lisanlı Şehirde yaşıyoruz! İyi ki, üç lisanlı bu Şehrin, hemşerisiyiz!
TAŞLAMALAR
ŞEHİTLER ÖLMÜZ, VATAN
BÖLÜNMEZ DERİZ DOĞRU
AMA HER NE HİKMETSE
ŞEHİT FAKİRİN OĞLU
İNANSAYDI ZENGİNLER
ŞEHİTLİK MAKAMINA
PARALARIYLA SATIN
ALIRDI İNAN BUNA
DÜNYA MAKAMI İÇİN
SERVETLER HARCAYANLAR
ŞEHİTLİK MAKAMINA
NEDEN UZAK DURURLAR
BİR KOLTUK KAPMAK İÇİN
DÜMENLER ÇEVİRENLER
ŞEHİTLİK MAKAMINA
NEDEN ETMEZ İTİBAR