UYUŞTURUCU İLE MÜCADELE
Uyuşturucu bağımlılığının sayısız zararları vardır ve bu bağımlılığın yüksek oranda seyrettiği ülkelerde sağlıklı bir kalkınma söz konusu olmayacağı gibi, birçok olumsuzluklar yaşanır.Uyuşturucu bağımlılığı sadece gençlerin bireysel yaşamını etkileyen bir
Uyuşturucu bağımlılığının sayısız zararları vardır ve bu bağımlılığın yüksek oranda seyrettiği ülkelerde sağlıklı bir kalkınma söz konusu olmayacağı gibi, birçok olumsuzluklar yaşanır. Uyuşturucu bağımlılığı sadece gençlerin bireysel yaşamını etkileyen bir olumsuzluk değildir. Saldırı, tecavüz, hatta cinayet olaylarının meydana gelmesinde uyuşturucu bağımlılığının küçümsenmeyecek payı vardır ve bu nedenle ülkeler, çocukları kötü alışkanlıklardan koruyarak sağlıklı şekilde yaşama noktasında bilinçlendirmeyi hedeflerler.
Ülkemizde uyuşturucu kullanım yaşının 12-17'ye düştüğü yönlü ifadeleri korkunç olarak gördüğümü ve bu konuda verilecek mücadelede tam bir kararlılık içinde hareket etmenin kaçınılmazlık arz ettiğini belirtmek isterim. Bu yaşlar grubunda yer alan gençlerimizin çoğu okul öğrencisidir ve bunun içindir ki, okul önlerinde cirit attıkları kaygısı duyulan zehir tacirlerini etkisiz hale getirmek için her türü gayretin seferber edilmesinde yarar vardır. Güvenlik görevlileri yanı sıra, okulların yönetimlerine ve tüm velilere de bu önemli konuda görev düşer ve bu görevi yerine getirmemenin, çoğu gencin hayatını karartmaya yol açabileceği asla unutulmamalıdır. Kimi vatandaşlarımızın okullara giden çocukları olmasa da, okul önlerinde uyuşturucu sattıkları şüphesi uyandıran birilerini gördüklerinde, anında güvenlik güçlerine ihbar ederek vatandaşlık görevlerini yerine getirmelidir.
Bugünlerde İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu'nun uyuşturucu konusundaki ifadelerine yönelik eleştiriler yapılıyor. 'Okulun çevresinde bir uyuşturucu satıcısı gördüğünüz zaman beni ne kadar kınarlarsa kınasınlar, ne kadar eleştirseler eleştirsinler, o uyuşturucu satıcısının ayağını kırmaya, polis görevlidir. Suçunu bana atsın…'sözleri nedeniyle eleştirilen Bakanın, birkaç gün sonra yaptığı açıklamada konunun önemine işaret ederek; 'Kararlı olmalıyız. Kararlılığımızı göstermeliyiz.. İki yıldan beri söylüyorum, hiçbir polis kimsenin ayağını kırmış değil..' diye görüşünü aktardığı gözlemlendi.
Türkiye bir hukuk devletidir ve cezalandırmaların hukuki çerçeve içinde gerçekleştirilmesi gerektiğini savunmak, elbette ki yanlış olmaz. Ancak bazı yurttaşlarımız gibi Sayın Bakanın bu söylemini, polise 'hukuku çiğneyin' talimatı vermek için söylemediği, uyuşturucunun çocuklarımıza verdiği büyük zarar ile yol açtığı olumsuzluklardan duyduğu derin infialin tezahürü olarak ifade ettiği kanısındayım.
Zehir tacirlerinin sığınabilecekleri hiçbir hukuksal gerekçe olamaz diyerek, herkesin çok önemli konuda azami duyarlılık içinde olmalarını temenni ediyorum.