VAH SİİRT'İM, VAH!!!

Bizim SİİRTÇE lisanımızda, gerçekten çok anlamlı özdeyişler vardır.Bunlardan biri de (NEMUL MANAYYOR, KAMUL ĞARAYYOR) şeklinde olanıdır.

Bizim

SİİRTÇE

lisanımızda, gerçekten çok anlamlı özdeyişler vardır. Bunlardan biri de

(NEMUL MANAYYOR, KAMUL

ĞARAYYOR)

şeklinde olanıdır. Türkçeye

(MİNARELLER YATTI,

BOŞ ÇUVALLAR KALKTI)

şeklinde tercüme edebileceğimiz bu özdeyişimiz, anlamı itibarıyla çok ince mesajlar içermektedir. Çevremizde, olup bitenlere baktığımızda, bu özdeyişin ne kadar gerçekçi olduğunu daha iyi kavrıyoruz. Siirt'in geçmişinde, gerçekten minare gibi heybetli, adam gibi adamlarımız vardı. Siirt'i temsil etmeleri, halkımıza şeref kazandırırdı. Onlar, kendilerine tevdi edilen görevlerle şereflenmez, şahsiyetleriyle verilen görevleri şereflendirirlerdi.

İnsan vardır, hasbelkader geldiği bir makam  sayesinde ve sadece o makamda olduğu süre için, makama saygı açısından saygı görebilir. Ama insan da vardır, görevle şereflenmez, bulunduğu makama, şerefiyle, şeref ve itibar kazandırır. Layık olmadıkları göreve getirilenler veya tesadüfen gelenler için Ziya Paşamız Terkip-i Bent'inde şöyle buyurur:

BED ASLA NECABET Mİ VERİR HİÇ ÜNİFORMA,

ZERDÜZ PALAN VURSAN EŞŞEK YİNE EŞŞEKTİR

Bu arada

(Adam olmayan yerde, keçiye Abdurrahman çelebi

derler)

şeklinde söylenegelen bir deyim vardır. Bu deyimden yola çıkarak çevremizde, bir hayli Abdurrahman Çelebilerin türediğinin altını da çizelim.

Bir de, yıllarca önce ve üç parçaya bölündüğü zaman Siirt için kullanılan bir deyiş vardır. O zaman Siirt halkı olarak

(MALA MINE EL

VELEYE)

denilmişti.   Bu deyişi söyleten anekdot, Siirt'le ilgili anekdotlar kitabında mevcuttur. Tam karşılığı olmazsa bile, bu deyimi

(VAH SİİRT'İM, VAH!)

şeklinde Türkçeye tercüme etmemiz mümkün.

Sözün özü, gerçekten Siirt'te MİNARELERİN YATTIĞINA, BOŞ ÇUVALLARIN KALKTIĞINA şahit olmaktayız ve bunun neticesi olarak (VAH ZAVALLI SİİRT'İM VAH) diyerek Veleye'miz için hayıflanıp için için ağlamaktayız…

Bakmadan Geçme