Vakıflar Bölge Müdürlüğünün Dikkatine!
Siirt, vakıf gayrimenkulleri yönünden oldukça zengindir.Atalarımız, muhtelif hayır işlerinde kullanılmak üzere çok iyi niyetlerle vakfiyeler kurmuş ve toplumsal ihtiyaçların giderilmelerine önayak olmuşlardır.
Siirt, vakıf gayrimenkulleri yönünden oldukça zengindir. Atalarımız, muhtelif hayır işlerinde kullanılmak üzere çok iyi niyetlerle vakfiyeler kurmuş ve toplumsal ihtiyaçların giderilmelerine önayak olmuşlardır. Başta camilere ait vakfiyeler olmak üzere, medreseler, hanlar, hamamlar, çeşmeler için yapılmış birçok vakfiyeler vardır. Elbette ki, gayrimenkul vakıf bağışlarının yapıldıkları zaman dilimi nazara alındığı takdirde, ne kadar isabetli oldukları ortaya çıkacaktır.
Ancak, günümüzde çok değişik durumlar ortaya çıkmış, ihtiyaçlar değişmiştir. Mesel, çeşmeler için yapılan vakıfları düşünelim. Bugün, halkın su ihtiyacını karşılamak doğrudan doğruya devletin işi olmuştur. Nitekim Botan Hidroelektrik santrali, Hesko suyu hattı, Kezer ve Başur su hatları Devlet tarafından yapılmıştır, yapılmaktadır. Bu durumda Tarmol, Aynsalip, Sütüt, Meybok gibi çeşmeler için yapılmış vakfiyeler önemlerini yitirmişlerdir. Her ne kadar tarihi birer eser olarak korunmaları gerekirse de bu çeşmeler ihtiyaç olmaktan çıkmışlardır.
Aynı şekilde hanlar için yapılmış vakfiyeler vardır. Yolculuğun yayan veya hayvanların sırtında yapıldığı dönemlerde, yol güzerghlarında hanlar kurulmuştu. Konukların ihtiyaçlarının karşılanması için bu hanlara gelir sağlanması açısından vakıflar tesis edilmişti. Mesel Siirt-Eruh yolu üzerinde kervanların konakladığı HAN-I RAŞ (SİYAH HAN) ile HAN-IL AHMAR (KIRMIZI HAN) vardı. Bu konaklama yerlerinin günümüz şartlarında bırakın ihtiyaç olmaktan çıkmalarını, yapılan yol genişletmelerinde zaten ortadan kalkmışlardır. Hatta mevcut yol bile ILISI BARAJININ suları altında kalacaktır. Amma, hl bu hanlara ait gayrimenkul vakfiyeler vardır.
Camiiler için yapılmış vakıfların durumları da budur. Geçmiş yıllarda, camilerin yapım ve onarımlarından tutunuz da İmam, Müezzin, Farraç (Temizlikçi) gibi görevlilerinin maaşları, o camiin adına yapılmış vakıflardan sağlanırdı. Şimdi, bütün bunların maaşlarını devlet ödüyor. Açıkçası, bu vakıf gayrimenkuller ihtiyaç olmaktan çıkmıştır. Çünkü Devletin zorunlu harcama kalemleri arasında yer almaktadırlar.
Ancak, bu demek değildir ki, vakıflar yağma edilsin. Vakıf gayrimenkuller, toplumun yararına hibe edilmiş olduklarına göre, bunları, yine toplumun amaçları doğrultusunda kullanmak gibi bir sorumluluğumuz vardır. Biliyoruz ki, Şehrimizde birçok vakfiyelere ait çok nadide arsalar bulunmaktadır. Gerçi, vakfedildiklerinde arsa değil, tarlaydılar. Amma, Şehrin gelişmesi sonucu, arsa konumuna gelmişlerdir. Bu arsaları, toplum yararına değerlendirmek gerekir. Vakıf arsalar üzerinde toplumsal ihtiyaç olması açısından devlete ait okullar, hastaneler, sağlık ocakları, öğrenci yurtları, yeşil alanlar, parklar, bahçeler kurmak caizdir. Çünkü vakıflardan amaç, topluma hizmet sunulmasıdır.
Vakıf gayrimenkuller üzerinde apartmanlar, iş hanları, iş yerleri kurarak, onları özel mülkiyetlere dönüştürmek, vakfın esprisine aykırıdır. Velev ki, bu iş yerlerinden bir kısmı yap-satçılıkta olduğu gibi, vakfına bırakılsa bile.
Mesel, bir camiin arsa hükmüne gelmiş gayrimenkulleri var. Siz, bu gayrimenkulleri müteahhitlere vererek, üzerlerinde apartmanlar, işyerleri tesis ediyorsunuz. Yapılan binanın diyelim ki üçte biri de arsa karşılığı olarak vakfa kalıyor. Peki, camiin bu gelire ihtiyacı var mı. O camiin imamının, müezzininin, farracının maaşını devlet ödemiyor mu! Bu durumda sağlanan gelir ne olacak. Böyle işbirlikleri, doğrudan doğruya vakıf gayrimenkulleri, yap-satçı müteahhitlere peşkeş çekmek değil mi!
Vakıf gayrimenkuller yağmadan ve peşkeş çekilmekten kurtarılmalıdır. Bütün vakıf gayrimenkuller ihtiyaca göre devlete ait okul, hastane, sağlık ocağı, öğrenci yurdu ve gerekirse yeşil alan olarak kullanılırsa, vakfın esprisi olan toplumsal hizmet için değerlendirilmiş olur. Topluma yönelik hizmetler için olmayan değerlendirmeler yağmalamadır, peşkeş çekmek ve çektirmektir. Vakıf arazileri, birilerine peşkeş çekmek yerine, toplum yararına değerlendirmek en isabetli olanıdır. Bunun böyle bilinmesinde ve uygulanmasında yarar vardır.
Bitlis, Siirt, Şırnak, Muş, Van ve Hakkari illerindeki vakıflardan sorumlu olması açısından bu konuda Bitlis Vakıflar Bölge müdürlüğünün dikkatlerini çekiyoruz.