VETO HAKKINI KULLANANLARIN ONAYLADIĞI HAKSIZLIKLAR!...
Trump'un, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıkları açıklamasına tepkiler devam ederken, Türkiye öncülüğünde Mısır tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine sunulan Kudüs Tasarısı, ABD tarafından veto edildi ve konuyu Birleşmiş Milletler genel
Trump'un, Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdıkları açıklamasına tepkiler devam ederken, Türkiye öncülüğünde Mısır tarafından Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine sunulan Kudüs Tasarısı, ABD tarafından veto edildi ve konuyu Birleşmiş Milletler genel kuruluna taşımanın hedefleneceği belirtiliyor şimdi de…
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi 15 ülkeden oluşuyor ve daimi üyeler olan ABD, Rusya, İngiltere, Çin ile Fransa veto kullanma yetkisine sahip ülkelerdir aynı zamanda... Yapılan oylamada konsey üyelerinin 14'ü tarafından Mısır'ın Kudüs Tasarısı'na verdiği destek, ABD'nin vetosuna takıldı ve hedeflenen sonuç alınamadı bu nedenle… 1945 yılında vücut buldurulan Birleşmiş Milletler uluslararası bir örgüt olmasına rağmen, örgütün kurucuları olan veto hakkına sahip 5 ülkeden herhangi biri bu hakkı kullandığında konseye sunulan tasarıların haklılığı olsa da, kabul edilme şansları kalmıyor ve bu durum haksızlıklara yol açmaktadır maalesef… Konseyin geçici üyelerinden Mısır'ın sunduğu Kudüs tasarısı, dört daimi üyenin yanı sıra 10 geçici üye tarafından kabul edildiği halde ABD'nin vetosu ile engellenebildi ve bir kişinin kararı, geçersiz kılmış oldu 14 kişinin benimsediği tasarıyı…
Aynı tasarının BM Genel Kurulu'na götürüleceği hedefine gelince; 193 ülke temsilcisinden oluşan genel kuruldan geçmesi için üçte iki çoğunluğa ihtiyaç vardır ve seferber edileceği belirtilen gayretlere rağmen böyle bir çoğunluğu sağlamanın kolay olmayacağını söylemek yanlış olmaz herhalde? Cumhurbaşkanımız sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın zaman zaman beş ülkenin kullandığı veto hakkının yanlışlığını dile getirirken; 'Dünya beşten büyüktür..'ifadesini kullanması, önemi bir gerçeği gözler önüne seriyor ama, BM bünyesinde gereken değişiklik yapılmadığından, veto hakkına haiz kılınanlar, dünyadan daha büyük olma şanslarını sürdürüyorlar yine de…
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinde 5 ülkenin veto hakkına sahip kılınmaları, uluslararası örgütün ilk kurulduğunda mutabık kalınan yanlış bir kararın sonucudur kanımca da… Daimi üye statüsünde olan 5 ülkeden herhangi birinin veto hakkını kullanması ve bu hak kullanımı doğrultusunda hareket edilmesi, haksızlıklara ve mağduriyetlere yol açacaktır bundan böyle de ve önemli olan söz konusu veto hakkına son verilmesidir ama, bunun gerçekleşmesini sağlamak, imkansız gibi… Çünkü malum beş ülkenin, BM'in yapısal değişikliğine yönelik talepleri de veto etme hakkı bulunmaktadır ve bu ülkelerin veto hakkına sahip kılınmasını kabul edenler, ilerde bunun neden olacağı haksızlıklarla mağduriyetleri düşünmemekten çok, bu pozisyonlarına itiraz etme gücüne sahip olmadıklarından, karşı gelmemişlerdir kuvvetle muhtemel… Görülüyor ki, BM Güvenlik Konseyine getirilen konuların kaderini emperyal güçler tayin etmekte ve bu güçlerden herhangi biri, istemediği tasarı önüne geldiğinde veto ederek engelleyecektir mutlaka… Bu nedenle BM çatısı altında yer alan Müslüman ülkelerin, ayrılma kararı alarak kanıtlamaları gerektirir tepkilerini!