YA 'İFTİRACI' OLURSA!

Birçok önemli sorunlarla boğuşan ülkemizin gündeminde şimdi de ABD'de yargılanmasına devam edilen Rıza Sarraf var. ABD'nin önde gelen yayın kuruluşlarından NBC, Sarraf'ın itirafçı olduğu iddiasını dile getirdi ve Sarraf ile bir görüşme gerçekleştirdiği belirtilen Avukat Cahit Akbulut'a göre de; '27 Kasım'daki duruşmaya, sadece Halkbank yöneticisi Mehmet Hakan Atilla katılacak...'  ve bu ifadesine gerekçe olarak da; 'Önceki duruşmalarda diğer sanıkların isimleri sanık listesinde yer alırken, şimdi yalnızca Hakan Atilla'nın isminin yer almasını' gösteriyor.

Son zamanlarda Rıza Sarraf'ın itirafçı olmaya zorlandığı, ülkemiz yöneticilerince de dile getirilmektedir ve Başbakanımız Binali Yıldırım Türkiye Ekonomi Zirvesinde yaptığı konuşmada, Sarraf davasının siyasi yöne evrildiğine  vurgu yaptı. Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan da Sarraf'ın itirafçı olmaya zorlandığına değinerek tepki göstermektedir ve bu nedenle Sarraf'ın itirafçı olup-olmadığı, itirafçı olması durumunda nasıl bir gelişme yaşanacağı, kamuoyumuzca da merak edilmektedir.

Aslen İran'lı olmasına rağmen Türk vatandaşlığına geçen Rıza Sarraf'a vatandaşımız olduğu için sahip çıkılmasına rağmen, şayet iddia edildiği gibi 'İtirafçı' olmayı kabullenmişse, neleri itiraf edeceğinden söz edilen meclislerde; 'İtirafçılık, bilinmeyen bazı durumların aydınlığa kavuşturulması durumudur. İtirafçılığa zorlandığı dile getirilen Sarraf'ın bir de itirafçılık yanı sıra iftiracı olmaya zorlanabileceğinden de bahsediliyor ve müttefiklik ile bağdaşmayan durumlar sergilemekte olan ABD'nin böyle sakil bir yola başvurabileceği ihtimali de vardır.. Aylardır ısrarla dile getirilen Suriye'de DEAŞ dışındaki diğer terör gruplarına silah desteğinin durdurulması talebine kulaklarını tıkayan, 15 Temmuz alçak darbe kalkışmasını yöneten FETÖ'nün ele başını barındırmayı sürdürerek ülkemize iade etmeyen ve bazı konularda daha olumsuz bir tutum sergileyen ABD'nin Sarraf'ı iftiracı olmaya zorlayabileceği olasılığı yüksektir. Şayet iddia edildiği gibi Sarraf bırakın iftiracı olmayı, itirafçı olmayı bile kabullenmişse, demek ki savunulmaya layık değil…' diye görüş belirmektedirler.

Bölgemizin huzura kavuşması bağlamında Suriye krizine siyasi çözüm bunması için gerçekleştirilen üçlü zirvede varıldığı belirtilen mutabakatta Sayın Erdoğan'ın 'Terör örgütlerinin yer aldığı bir masada bulunmayız' sözleriyle dile getirdiği şarta yönelik olarak da değerlendirme yapan yurttaşlarımız; 'Dış odakların oyunlarını bozmak için içerde birbirimizle çekişmeme noktasına azami duyarlılık gösterilmelidir…' diyorlar.