YASALAR VE YÖNETİCİLER!!!

Yasalar ve yöneticiler arasında önemli bir bağlantı vardır.Yasalar ne kadar iyi olursa olsun, yöneticiler kötü zihniyetliyse bir kıymet-i harbiyesi olmaz.

Yasalar ve yöneticiler arasında önemli bir bağlantı vardır. Yasalar ne kadar iyi olursa olsun, yöneticiler kötü zihniyetliyse bir kıymet-i harbiyesi olmaz. Bunun tersi yasalar kötü, yöneticiler iyi olursa, o kötü yasaların da uygulamada değerleri yoktur. İyi yönetici, kötü yasaları uygulamaz, askıya alır!

Yani, yasalardan şikyet etmek yeterli değildir. Şikyet edilecekse, yöneticilerden şikyet edilmelidir.  Mevcut yasalar, iyi yöneticiler tarafından uygulanırsa, yeni yasalara hiç mi, hiç gerek kalmaz. Yasalar ne kadar iyi olursa olsun, uygulayıcılar kötü niyetli olurlarsa, o yasaların da hiçbir yararı olmaz.

Yazılı bir anayasası yoktur amma, demokrasinin en iyi uygulandığı ülke İngiltere'dir. Anayasalar bilindiği gibi, devletin, yönetim biçimini, temel yapısını, işleyişini ve organlarını gösteren, hak ve özgürlükleri güvence altına alan, diğer yasaların da uygun olmak zorunda olduğu 'temel' yasaların mecmuudur. Anayasa hukukunda, anayasalar, 'toplumsal sözleşme' hükmündedir. Anayasalarla bağlantılı olarak bir de ANAYASA MAHKEMELERİ VARDIR. Çıkarılan yasaların anayasaya uygun olup olmadığını gözlemlemek bu mahkemenin görevidir. Ama iktidarlar zaman-zaman bu mahkemelerin yapılarını da değiştirerek, duruma müdahil olmaktadırlar. Kendi istekleri doğrultusunda kararlar verilmesi için hatta anayasa mahkemelerinin yapılarını bile değiştirmekten çekinmezler. İşte, bu noktada asıl olanın yöneticilerin iyi veya kötü niyetleri olmaları gerçeği ortaya çıkmaktadır.

Bakın, mevcut anayasamızın ilk dört maddesinin değiştirilmesinin dahi teklif edilemeyeceği belirtilmektedir. Ancak, öyle anlaşılıyor ki, bu ilk dört maddenin de değişmesi gündeme getirilebilir. Yani, anayasaya rağmen, anayasa!

Tarihe (ADİL) olarak damgalarını vurmuş hükümdarlar vardır. O hükümdarların bağlı oldukları ne bir anayasa vardı, ne kanun! Ama vicdanları, insafları, izanları vardı.

(ADALET

MÜLKÜN TEMELİDİR)

prensibini kendilerine düstur edinmişlerdi.

Anayasaların ve yasaların amacı

ADALETİN SAĞLANMASIDIR!

Adaletin sağlanması ise ancak vicdanlı, insaflı yöneticiler veya bu yöneticilerin görevlendirdikleri  karar belirleyiciler (hkimler) tarafından sağlanır.

Özetleyecek olursak, yeni yasalar hazırlanır ve yürürlüğe girerse, işlerin rayına gireceği ve her işin adil olacağını vehmetmeyelim. Bir ülkede anayasadan ve yasalardan daha önemli olan, yasaları uygulayacak adil, tarafsız yöneticiler ve karar mercii hkimlerdir. Kötü yöneticilerin ve hkimlerin elinde en iyi yasalar bile zulüm sebebi olmaya dönüşebilirler. Bunu asla unutmayalım ve hazırlanacak yeni bir anayasaya bel bağlamayalım…

Yargıya talimat veren yöneticiler ve  talimat almayı görev bilen savcılar, hkimler olursa, adaleti mumla ararız…

Bakmadan Geçme