YEREL SEÇİMLERE SAYILI GÜNLER KALA!

Yerel seçimlere sayılı günler kaldı.Meydanlar ısındı.

Yerel seçimlere sayılı günler kaldı. Meydanlar ısındı. Doğrusunu isterseniz, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın miting meydanlarında AKP Genel Başkanı olarak çok ağır bir üslup kullanması vatandaşları birleştirmek yerine adeta bir karpuzun ortadan ikiye bölünmesi gibi bölmektedir. Cumhurbaşkanlığı 82 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının bağlı olduğu yüce bir makamdır. AKP'lisi, CHP'lisi, MHP'lisi, İYİ Partilisi, Saadetlisi, hatta HDP'lisi ve diğer tüm siyasi partililer Türkiye Cumhuriyetinin vatandaşlarıdırlar. Bunların bir bölümünü terörist ilan etmek vatan ve milletin bütünlüğüne karşı imişler gibi algılanacak ithamlarda bulunmak çok ağırdır.

Türkiye Cumhuriyetinin 82 milyon  vatandaşı da, ülkelerini canları pahasına sevmektedirler. PKK'lılar ve diğer örgütlerin mensupları bir avuç teröristten ibarettir. İçişleri Bakanı Sayın Süleyman Soylu Türkiye'de dağlarda sadece 700 PKK'lının kaldığını açıkladı. HDP yasa dışı bir parti ise Anayasa Mahkemesini devreye sokup kapatın! Meşru zeminde siyasal faaliyette bulunuyorsa, bu partinin seçmenlerini

TERÖRİST

olarak nitelemek de yanlıştır. CHP, İYİ Parti, Saadet ve HDP'den

(DÖRTLÜ ÇETE)

olarak söz edilmesi Cumhurbaşkanlığı makamının mehabetine yakışmaz…

Sayın Cumhurbaşkanı, 31 Mart Yerel Seçimlerini

(BEKA MESELESİ)

olarak yorumlamaktadır. Türkiye'nin bir beka sorunu var mı, yok mu, beka sorunu varsa bunun yerel seçimlerle ilgisi nedir, bunlar bilinmeyen ve tespiti mümkün olmayan konulardır.

Varsayalım ki, bu ülkenin gerçekten bir

BEKA SORUNU VARDIR.

Böyle bir sorun varsa dahi, milletin yarısını dışlayan ve adeta terörist olarak niteleyen üslup kullanarak amaca ulaşılmaz. Bilakis ters etki yapar.

Bakanız,

YÜCE ALLAH, Hazret-i Musa ile Hazret-i Harun'u, Firavun'u

uyarmak için görevlendirdiğinde bile, yumuşak üslup kullanmalarını buyurarak:

'Ona yumuşak söz söyleyin, umulur ki öğüt alıp

düşünür'

emrini vermiştir. Bu ayeti kerimede buyrulduğu gibi tebliğlerde yumuşak söz söylemek

YÜCE ALLAH'IN emridir.

Cumhur ittifakı dışında kalan siyasi partilerin liderleri ve seçmenleri birer

FİRAVUN

olmadıklarına göre, onlara karşı haydi-haydi yumuşak dil kullanmak gerekeceği açıktır.

Hem biliyoruz ki Sayın Cumhurbaşkanımız bir Osmanlı hayranıdır. Şeyh Edebali Hazretlerinin, Osman Gaziye vasiyetinden bazı bölümleri sunarak yazımızı noktalayacağız:

'Bu yolda hırs, diken; benlik ve kibir, engeldir oğul. Sakın ha kendine takılmayasın ve kendinde boğulmayasın. Teklik sadece Allah'a mahsustur, tek başına karara durup hoyrat dünyanın dayanılmaz ağırlığını kaldırmayasın. İşlerini ehil kişilere danışarak tutasın, danışırsan yol alırsın, danışmasan yolda takılıp kalırsın oğul.

Güçlüsün, akıllısın, söz sahibisin; ama bunları nerede, nasıl kullanacağını bilemezsen, sabah rüzgarında savrulup gidersin.

Öfke ateş, öfke afet, öfke şeytandır oğul. İnsanoğlu dağları devirir; ama öfkesine mağlup olabilir. Öfkeyle savaşı daima taze tutmak gerektir.

TAŞLAMALAR

YUMUŞAK DİLLE TEBLİĞ

BUDUR ALLAH'IN EMRİ

FİRAVUNU TEBLİĞDE

BİLE BU EMRİ VERDİ

BİL TATLI SÖZ YILANI

DELİĞİNDEN ÇIKARIR

SÖZ AĞIZDAN ÇIKTI MI

DÖRT BİR YANA YAYILIR

(KELİME-İ LEYİNE)

TABİR EDİLİR BUNA

BANA İNANMIYORSAN

BAK HAZRET-İ KUR'AN'A

EN ACI VE EN TATLI

UZVU DA DİL İNSANIN

BİLİN Kİ VASİYETİ

OĞLUNA BU LOKMAN'IN

Bakmadan Geçme