YÜKSEL Kİ YERİN BU YER DEĞİLDİR!
(VATAN ŞAİRİ) unvanıyla ünlenmiş olan Merhum Namık Kemal'in: Yüksel ki yerin bu yer değildir Dünyaya gelmek hüner değildir şeklinde dillenen bir beyiti vardır.Meğerse domates, biber, patlıcan da çok yüksek yerlere gelmeğe lâyık oldukları halde, kıymetler
(VATAN ŞAİRİ)
unvanıyla ünlenmiş olan
Merhum Namık Kemal'in:
Yüksel ki yerin bu yer değildir;
Dünyaya gelmek hüner değildir
şeklinde dillenen bir beyiti vardır. Meğerse domates, biber, patlıcan da çok yüksek yerlere gelmeğe lyık oldukları halde, kıymetlerini bilemiyormuşuz. Bu mübarek sebzeler, hünerlerini gösterdiler, TBMM Genel Kurulunda hitabet kürsüsüne bile çıktılar. Böylece ne kadar etkili olduklarını gösterdiler. Bir muhalif milletvekili sebze ve meyve fiyatlarındaki aşırı yükselişi anlatmak için meclis kürsüsünden teşhir etti.
İktidar cenahından ise sebze ve meyve fiyatlarındaki yükseliş önlenemezse mutfaktaki yangının söndürülebilmesi için
HAL YASASININ
yeniden getirilebileceği
TANZİM
SATIŞLARI
yapılabileceği söyleniyor.
Domates, biber,
patlıcan
işte o kadar önemli. Mutfağımızın bu üç vazgeçilmesi yanında,
soğanın da
(yeşil ve kuru)
hakkını yemeyelim!
Kusura bakmayın ağzınızı sulandıracağız ama bu sebzelerin neden vazgeçilmez olduklarını vurgulamak açısından hangi yemeklerin vazgeçilmezleri olduklarını sıralamağa çalışacağız. Musakka, güveç, imam bayıldı, patlıcan kebabı, türlü, sarma, dolma, islim kebabı, tepsi kebabı, alinazik, yoğurtlusu sarımsaklısı ile türlü-türlü salatalar. Ve daha ne
TÜRLÜ
yemekler. Evet, özellikle bu dört sebze mutfakların vazgeçilmezleridir. Geçmişte, fakirlerin sofralarını süsleyen bu sebze ve meyveler şimdi orta direk vatandaşları bile teğet geçmiyorlar. Zenginlerin sofralarının adeta süsü oldular!
TBMM'nde hitabet kürsüsüne çıkarak ne kadar önemli olduklarını gösteren sebze ve meyveler için yakılmış şarkılar, türküler bile vardır. şık Merhum Mahsun-i Şerif'in:
Yoksulun sırtından doyan doyana
Bunu gören yürek nasıl dayana
Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana
Bilmem söylesem mi söylemesem mi
Vurgusu adeta günümüzü çağrıştırırken, bu arada yine Halk Ozanlarından Merhum Barış Manço'nun:
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Keşke hislerimi sana açıkça anlatabilseydim
Sana deli gibi aşık olduğumu söyleyebilseydim
Gözgöze geldiğimiz o anda
Sanki Dilim tutuldu bir anda
Konuşamadım karşında
Oysa bütün cesaretimi toplayıp sana gelmiştim
Senin için çarpan bu kalbi gör istemiştim
Tam elini tutmak üzereyken
Aşkımı itiraf edecekken
Sokaktan gelen o sesle yıkıldı dünyam
Domates biber patlıcan
Domates biber patlıcan
Bir anda bütün dünyam karardı
Bu sesle sokaklar yankılandı
Domates biber patlıcan
Şimdi benden çok uzaklardasın biliyorum
Belki Bir gün dönersin diye dualar ediyorum
Seni bir defa görsem yeter
inan ki bu bir ömre bedel
Yeter ki…
Barış Manço'nun zihinlere kazınan bu güzel Şarkısının bir de hikyesi var. Yeri gelmişken şarkının hikyesini de anlatarak bugünkü yorumumuzu noktalayalım. İşte
(Domates, biber, patlıcan)
şarkısının Merhum Barış Manço'nun kendi ağzından anlattığı hikayesi:
Barış Manço, 1968'li yıllarda bir kızla tanışmış. Evlenme teklifi yapmak istiyormuş. Sonra evine çağırmış. O kadar hazırlıklar yapmış ki, şaşırırsınız. Kız gelince bir türlü açılamamış. Havadan sudan konuşmaya başlamışlar. Bir ara Manço esas konuya girmek için 'ben' diye başlamış ama sokaktan seyyar bir manav
'Domates,
Biber, Patlıcan'
diye bağırınca dikkati ve cesareti dağılmış, konuşamamış. Kız da senin gibi iki lfı bir araya getiremeyen bir adamla beraber olamam demiş. Sonra da birbirlerini hiç görmemişler. Ama kız Barış Manço'nun bütün albümlerini ve 45'liklerini ölene kadar biriktirmiş, saklamış...
İşte,
(domates, biber, patlıcan)
şarkısının hikyesi buymuş…
Bu vesileyle şık Mahsuni'ye de, Barış Manço'ya da rahmetler diliyoruz.