ATATÜRK, ELBET İLAH DEĞİLDİR!

Medyaya, Edirne'de 10 Kasım etkinlikleri sırasında Atatürk'e hakaret ettiği için polis tarafından gözaltına alınan üniversite öğrencisi Emine Şahin’le ilgili haberler düştü.

"

Atatürk ilah değildir, Allah'ın kanunları var. Atatürk Batı'nın kanunlarını getirdi

" diye bağıran 21 yaşlarındaki adı geçen kızın Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon bölümü 3'üncü sınıf öğrencisi olduğu belirtilmekte. Polise verdiği ifadesinde pişman olmadığını ve tören alanına bu eylemi gerçekleştirmek için gittiğini belirten Emine Şahin’in

(ATATÜRK İLAH DEĞİLDİR)

sözlerine bütün yüreğimizle katılıyoruz.

Öncelikle, şu hususu belirtmekte yarar vardır. Mustafa Kemal Atatürk’tün, yasalarla kadınlara sağladığı imkânlar olmasaydı, bu genç kızımız belki de okul yüzü göremeyecek, kapalı kafesler arkasında tıkalı kalacaktı.

Konunun özüne gelince, Atatürk, elbette ilah değildir. İlah olduğunu hiçbir zaman iddia etmemiş, bilakis, aciz bir kul olduğunu her zaman ve zeminde söylemiştir.

İlahlık iddia eden Firavunların, Nemrutların Kur’an-ı Kerim’de geçen söylemlerine bir bakalım, sonra, Atatürk’ün söylemleriyle karşılaştırarak, kararımızı buna göre verelim.

Putlara karşı duruşu ve tutumu  bildirilince Nemrut, Hazret-i İbrahim’i huzuruna getirtir.

Nemrut’un huzuruna giren herkes, evvelâ ona secde ederdi. Hazret-i İbrahim   secde etmeyince Nemrut hiddetle sorar:

-Senin Rabbin kim?

Hazret-i İbrahim cevap verir:

-Benim Rabbim, dirilten ve öldüren Allah’tır.

Bunun üzerine Nemrut, zindandan iki kişi getirtir. Bunlardan birinin masum olduğu anlaşılmıştır, serbest bırakılması gerekmektedir. Diğerinin ise suçu sabit olmuştur. İdam edilecektir. Nemrut, aksini yapar, suçsuzu idam ettirir, idam edilecek kişiyi ise serbest bıraktırır ve söyler:

-Ben de diriltir ve öldürürüm. Bak, ben de bu işi yapıyorum, der.

Nemrut bilmiyordu ki, gerçekte diriltmek (RUH VERMEK), öldürmek ise (RUH ALMAK)tır.

Bunun üzerine Hazret-i İbrahim:

-Benim Rabbim, güneşi doğudan doğdurur. Gücün yetiyorsa sen de batıdan doğdur! Der.

Bir de Firavun’un ilahlık iddialarına bakalım:

Firavun dedi ki:

"Ey önde gelenler, sizin için benden başka ilah olduğunu bilmiyorum..." (Kasas Suresi, 38)

“Firavun derhal (adamlarını) topladı, (onlara) bağırdı ve: “Ben, sizin en yüce Rabbinizim! dedi.” (Naziat/23, 24)

Bir de Mustafa Kemal Atatürk’ün söylemlerine bakalım. En meşhur ve bilinen söylemlerinden biri şudur:

“

Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır….”

Şimdi düşünün ve kararı siz verin. Bu cümle, Mustafa Kemal Atatürk’ün kulluğunu ilan edişi değil midir. Özellikle

(NÂÇİZ)

kelimensin altını çizerek belirtelim.

(ÖNEMSİZ,

DEĞERSİZ)

anlamına gelen bu sıfatı kendisine yakıştıran Mustafa Kemal’in

İLAH

olduğunu iddia etmek öncelikle O’na bühtan değil midir!

Peki, “o halde gerçeği söyledi diye bu kızcağız neden tutuklandı” diye sorulacak olursa, bunun sebebini biz bilemeyiz ve yorumunu yapamayız, elbette, işin içinde başka çapanoğlular vardır…

ANEKDOT

Akıl hastanesinde, kendisini Peygamber zanneden hastaya doktor sormuş:

-İyi de oğlum, sana peygamberlik görevini kim verdi!

Hasta, gayet ciddi bir şekilde cevap vermiş:

-Hazret-i Allah!

Doktorun yeni bir soru sormasına fırsat kalmadan, doktorla hasta arasındaki diyalogu dinleyen ve muayene için sıra bekleyen bir başka hasta söze karışarak hemen müdahale etmiş:

-Hayır, yalan söylüyor! Ben ona öyle bir görev vermedim!

Meğerse, konuşmaya müdahil olan akıl hastası da kendisini (haşa) Allah zannediyormuş!!!

TAŞLAMALAR

BU HAFTA ŞEHİTLERİ

ÇOK OLDU ÜLKEMİZİN

ŞEHİTLERLE KAİMDİR

TÜRKİYEMİZ BİLİNSİN

ŞEHİT KANI OLMAZSA

TOPRAKLAR VATAN OLMAZ

MAYASI ŞEHİT KANI

BÖYLE VATAN BULUNMAZ

(YURTTA SULH, CİHANDA SULH)

OLSA DA PAROLAMIZ

SAVAŞ İÇİN GEREKTİR

HAZIRLIKLI OLMAMIZ

DÜŞMAN TOPRAK İSTİYOR

VERELİM Mİ TOPRAĞI

KANLA RENGİNİ ALMIŞ

BİLİNİZ BU BAYRAĞI