ATATÜRK KOŞUSU, ARTIK NEDEN YAPILMIYOR!

Geçmiş yıllarda 27 Aralık günleri hep (ATATÜRK KOŞUSU) adı altında düzenlenen yarışmalara sahne olurdu.Okullar, kurumlar, kuruluşlar, düzenlenen koşulara katılır, ilk üç dereceye girenlere ödüller verilirdi.

Geçmiş yıllarda 27 Aralık günleri hep

(ATATÜRK KOŞUSU)

adı altında düzenlenen yarışmalara sahne olurdu. Okullar, kurumlar, kuruluşlar, düzenlenen koşulara katılır, ilk üç dereceye girenlere ödüller verilirdi. Bu yarışmalar, Türkiye genelinde istisnasız bütün illerde düzenlenirken, ilçelerde bile etkinlikler düzenlendiği olurdu.

Bugün, 27 Aralık. Ancak, son yıllarda olduğu gibi ATATÜRK KOŞULARI yine düzenlenmedi. Çok sınırlı sayıda etkinliklerle geçiştirildi. Büyük ATATÜRK’ÜN adının silinmek istenmesine yönelik bu durum, Türk Milletinin ATATÜRKÇÜ neslini haliyle  üzmektedir.

Sadece Ankara’da Türkiye Atletizm Federasyonu ve Ankara İl Atletizm Temsilciliği tarafından etkinlik düzenlenmişti. Mustafa Kemal Atatürk’ün Milli Mücadele döneminde Ankara’ya gelişinin yıl dönümü anısına düzenlenen Büyük Atatürk Koşusu’nun 82.’siydi. Etkinliğe etkili ve yetkililer de katılmamışlardı.

Hatırlıyorum da, Lise yıllarımızda bizler de

ATATÜRK KOŞUSUNA

katılır,   dereceye giren atletlerin okulumuzdan olmasıyla gururlanırdık. Denilebilir ki,

(Atatürk koşusu düzenlemenin ne anlamı, ne faydası var!)

İşte, bu düşünce çok yanlıştır. Bu koşunun gerçekleşmesi sayesinde

MİLLİ MÜCADELE’NİN

BAŞLAMASI ANIMSANIR,

bu devletin ne zorluklar pahasına kurulduğu gerçeği zihinlere perçinlenirdi. Amaç, milli mücadele yıllarını anımsatmak, zihinlere milli şuuru yerleştirmekti. Yoksa koşmuşsun, koşmamışsın, yürümüşsün, yürümemişsin ne anlamı var!

Evet ve maalesef birileri tarafından Türkiye Cumhuriyetinin Kurucusu Büyük Önder Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü unutturmak için ne gerekirse yapılıyor. Ama hiç heveslenmesinler, bu millet, KENDİLERİNE BİR VATAN ARMAĞAN EDEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK’Ü UNUTACAK KADAR NANKÖR DEĞİLDİR!

NEDEN HACCA GİTMİYORMUŞ!

Biraz da matrak olan ve şakalarıyla tanınan bir Siirtli Hemşerimize Arkadaşı:

-Mali durumun gayet iyi, neden Hacca gidip, bu mübarek farizayı yerine getirmiyorsun? Yoksa, “daha gencim” diyerek ihtiyarlamayı mı bekliyorsun?

diye sormuş.

Şakacı Hemşerimiz cevap vermiş:

-Daha önce gidenlerin çoğu arkalarından “Hacı… Hacı…” çağırılsınlar diye gidiyorlardı. Hem, geçmiş yıllarda Şehrimizde sayıları o kadar çok azdı ki, Hacca gidenler parmakla gösteriliyorlardı. Şimdi, bir caddenin başında dursan ve “Hacı! Hacı!” diye bağıracak olursan, “beni mi çağırıyorlar” diye bin madrabaz dönüp arkasına bakacak! Hacca gitmek istiyorum ama, gitsem de, gerçek anlamda tövbe edecek gücü kendimde bulamadığım için gitmiyorum. Kendime güvensem ve gerçek anlamda tövbe edeceğimi bilsem, Hacca gideceğim ya!

Evet, Hacca gitmiş ve

“HACCI”

unvanını almış olanlara duyurulur. Bu unvana sahip olanların, büyük sorumlulukları var!

Bakmadan Geçme