ATATÜRK VE İSLÂMİYET

Mustafa Kemal (ATATÜRK) bundan 101 yıl önce 1916 yılının 14 Eylül günü Kolordu Komutanı rütbesinde Siirt'i şereflendirmiş, Cemil Efendi'nin (Merhum Cemil Aydın – Halil Hulki Aydın'ın Kardeşi) evinde gecelemişti.ATATÜRK'ÜN, (Kolordu Komutanı ve MUSTAFA KEM

Mustafa Kemal (ATATÜRK) bundan 101 yıl önce 1916 yılının 14 Eylül günü Kolordu Komutanı rütbesinde Siirt’i şereflendirmiş, Cemil Efendi’nin (Merhum Cemil Aydın – Halil Hulki Aydın’ın Kardeşi) evinde gecelemişti.

ATATÜRK’ÜN, (Kolordu Komutanı ve MUSTAFA KEMAL PAŞA) olarak Siirt’i teşrifleri, bilahare “SİİRT’İN ŞEREF GÜNÜ” ilân edildi. O gün, bugün her yıl etkinliklerle kutlanmakta!

Maalesef, günümüzde ATATÜRK’Ü bu millete unutturmak isteyenler var. Milli Bayramlara getirilen kısıtlamalar, ATATÜRK’E ait vecizelerin ve özdeyişlerin silinmesi, büstlerine ve heykellerine artan saldırılar, isminin verildiği tesislerde isim değişikliklerine gidilmesi apaçık örnekler olarak karşımızda durmaktadırlar.

Mustafa Kemal ATATÜRK ki vatanımızın kurtarıcısı ve Cumhuriyetimizin kurucusudur. Ortadoğu coğrafyasında demokrasiyle yönetilen halkı Müslüman tek Devlet Türkiye ise, bunu Mustafa Kemal ATATÜRK’E borçlu olduğumuzu asla unutmayalım!

Türkiye Cumhuriyeti ne zaman ATATÜRK ilke ve devrimlerinden sapmışsa, başına felaketler gelmiştir. Türkiye, bir zamanlar Dünyanın saygın devletleri arasında yer aldıysa, bunu Atatürk’e borçludur. Atatürk’ün ilke ve inkılâpları bu ülkenin temelinin harcı, harcının çimentosu hükmündedir. Atatürk devrimlerinden sapıldığı zaman, temelinin kum tanecikleri gibi dağılması mukadder olur!

Bütün milletler, kurucu liderlerini parlatmaya ve dünya geneline yaygınlaştırmaya çalışırlarken, biz, bunun tam aksini yapıyoruz. Bütün dünya ATATÜRK’Ü tanıyor, önemsiyor amma, bizdeki kuş beyinlilerin ellerinden gelse, adını Türkiye tarihinden, hatta dünya tarihinden bile silecekler! Ama birileri unutturmak isteseler bile BU MİLLET ATATÜRK’Ü ASLA UNUTMAZ!

Büyük bir üzüntü içinde görüyoruz ki, Mustafa Kemal’e (ATATÜRK) demeye dilleri varmayan hayâsızlar vardır!

Atatürk’ün, bu millete yaptığı üstün hizmetlere karşılık, kimi edepsizlerdeki bu alerji, Atatürk’ü dine karşıymış gibi göstermek isteyenlerin tutumlarından kaynaklanmaktadır. Bunun için bu yazımızda Büyük Atatürk’ün İslam dini ile ilgili görüşlerine yer vermeyi istedik. Çünkü Atatürk’ü dine karşı göstermek çabası içinde olanlar dün de vardı, bugün de vardır.

ATATÜRK, Müslüman geçinen ve Yüce Dinimizi siyasete alet eden siyasilerden ve Devlet Adamlarından çok daha gerçekçi bir Müslüman’dır. HİLAFETİ KALDIRMIŞ OLMASI, dine karşı olmasından değil, YOBAZLIĞA VE DİN İSTİSMARINA KARŞI OLMASINDANDIR. PEYGAMBER EFENDİMİZ HAZRET-İ MUHAMMED’İN (O’na, al ve ashabına salat ve selâm olsun) bir hâdis-i şerifleri vardır. Yüce Peygamberimiz, mealen buyururlar ki: “Hilafet, benden sonra 30 yıldır. Ondan sonra SALTANATA DÖNÜŞECEKTİR.” Yani, gerçekte kaldırılan HALİFELİK DEĞİL, SALTANATTIR.

O’nu, her fırsatta dine karşı göstermek isteyenlere, Atatürk’ün İslâm diniyle ilgili görüşlerini sunarak, cevaplayalım.

İşte, Atatürk’ün din ile ilgili söylemlerinden demetler:

Din lüzumlu bir müessesedir.

Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur.

Din vardır ve lazımdır.

Sonra, Kuran’ın tercüme ettirilmesini emrettim. Bu da ilk defa olarak Türkçeye tercüme ediliyor. Hz. Muhammed’in hayatına ait bir kitabın tercüme edilmesi için de emir verdim.

Camilerin mukaddes minberleri halkın ruhi, ahlaki gıdalarına en yüksek, en verimli kaynaklardır.

Minberlerden halkın anlayabileceği dille ruh ve beyne hitap edilmekle Müslümanların vücudu canlanır, beyni temizlenir, imanı kuvvetlenir, kalbi cesaret bulur

Allah birdir, şanı büyüktür. Allah’ın selameti, sevgisi üzerinize olsun.

Peygamberimiz Efendimiz Hazretleri Allah tarafından insanlara dini gerçekleri duyurmaya memur ve elçi seçilmiştir. Bunun temel esası, hepimizce bilinmektedir ki, Yüce Kuran’daki anlamı açık olan ayetlerdir.

İnsanlara feyz ruhu vermiş olan dinimiz son dindir. En mükemmel dindir. Çünkü dinimiz akla, mantığa, gerçeğe tamamen uyuyor ve uygun düşüyor.

Bizim dinimiz, en makul ve en doğal bir dindir. Ve ancak bundan dolayıdır ki son din olmuştur.

Bir dinin doğal olması için akla, tekniğe, ilme ve mantığa uygun olması gerekir. Bizim dinimiz bunlara tamamen uygundur. ...

İslam’ın sosyal hayatı içinde hiç kimsenin, bir özel sınıf halinde varlığını sürdürme hakkı yoktur. Kendilerinde böyle bir hak görenler dini kurallara uygun harekette bulunmuş olmazlar. Bizde ruhbanlık yoktur, hepimiz eşitiz ve dinimizin kurallarını eşit olarak öğrenmeye mecburuz.

Düşmanlarımız, bizi dinin etkisi altında kalmış olmakla itham ediyor, duraklamamızı ve çöküşümüzü buna bağlıyorlar; bu bir hatadır. Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların, erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir. Allah’ın emrettiği şey, Müslüman erkekle, Müslüman kadının beraberce din öğrenerek eğitilmesidir. Kadın ve erkek bu ilim ve eğitimi aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak zorundadır. İslam ve Türk tarihi incelenirse görülür ki, bugün kendimizi bin türlü kuralla bağlanmış zannettiğimiz şey yoktur. Türk sosyal yaşantısında kadınlar bilimsel yönden eğitim ve öğretim görmekte ve diğer konularda erkeklerden katiyen geri kalmamışlardır. Belki daha ileri gitmişlerdir. Siyasetimiz, dine aykırı olmak şöyle dursun, din bakımından eksik bile hissediyoruz.

Türk Milleti daha dindar olmalıdır, yani bütün sadeliği ile dindar olmalıdır, demek istiyorum. Dinime, bizzat hakikate nasıl inanıyorsam, buna da öyle inanıyorum. Şuura muhalif, terakkiye engel hiçbir şey ihtiva etmiyor. Halbuki, Türkiye istiklalini veren bu Asya milleti içinde daha karışık, suni, batıl inanışlardan ibaret bir din daha vardır. Fakat bu cahiller, bu acizler sırası gelince aydınlanacaklardır. Eğer ışığa yaklaşamazlarsa kendilerini mahv ve mahkum etmişler demektir. Onları kurtaracağız.

Her yıl Ramazan ayı yaklaşınca Atatürk kız kardeşine; Makbule, Ramazan geliyor, annemize hatim okutmayı ihmal etme" der ve hatim okuyacak hafıza hediye edilmek üzere bir zarf içerisinde para verirdi

***

Kimi YOBAZLARIN (DİNSİZ!) gibi göstermek istedikleri ATATÜRK’ÜN, dinimizle ilgili görüşlerinden bir kesit sunduk. ATATÜRK’ÜN SÖYLEDİKLERİNE Mİ İNANALIM, YOKSA BU YOBAZLARA MI!

Ruh’un şad, mekânın cennet olsun, Büyük ATATÜRK…

Bakmadan Geçme