- Haberler
- ATATÜRK'Ü SEVMEK, CUMHURİYETİ SEVMEKTİR!
ATATÜRK'Ü SEVMEK, CUMHURİYETİ SEVMEKTİR!
10 Kasım Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN ebediyete intikalinin 80.Yılıdır.
10 Kasım Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN ebediyete intikalinin 80. Yılıdır. Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 10 Kasım 1938 tarihinde ebediyete intikal etmişti. Büyük kurtarıcının ebediyete intikali her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için çok önemli bir tarihtir. Atatürk’ün kendi ölümüyle ilgili çok önemli bir özdeyişi vardır. Bu özdeyişinde:
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır.
Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır”
buyurmaktadır. Evet, Mustafa Kemal ATATÜRK, her fani gibi ebediyete intikal etti amma, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadır ve İnşaallah ilelebet payidar kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece,
Mustafa
Kemal ATATÜRK
de manen yaşıyor demektir. Çünkü insanların iki ömrü vardır. Biri gerçek ömürleri, diğeri ise manevi ömürleridir. Gerçek ömür, ölümle noktalanan ömürdür. Manevi ömür ise kişilerin eserlerine münasip olan ömürleridir. Yani, insanların manevi ömürleri, eserleridir. Türkiye Cumhuriyeti
ATATÜRK’ÜN
eseri olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça,
ATATÜRK
de manen yaşıyor olacaktır.
Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü sevmek,
aslında Türkiye Cumhuriyetini sevmekle eş değerdedir.
ATATÜRK’Ü
sevmeyenin, Türkiye Cumhuriyetini sevdiğinden de şüphe etmek lâzımdır.
Maalesef, günümüzde bile, kurduğu cumhuriyet sayesinde belli makamlara gelenler arasında
ATATÜRK’Ü
SEVMEYEN EDEPSİZLERİN
bulunduğu bir gerçektir.
ATATÜRK’E
karşı olan edepsizlere şair Neyzen Tevfik tarafından söylenen şu dörtlük ne kadar anlamlıdır:
“İŞGAL YILLARINI SAKIN UNUTMA.
ATATÜRK'E DİL UZATMA SEBEPSİZ,
SEN ANANDAN YİNE ÇIKARDIN AMMA,
BABAN KİM BİLMEZDİN ŞEREFSIZ”
ATATÜRK, NEDEN HİÇ YURT DIŞINA ÇIKMADI!
10 Kasım 2018 Pazar günü ebediyete intikalinin 80. yılında etkinliklerle anacağımız Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK 29 Ekim 1923 tarihinden, vefat ettiği 10 Kasım 1938 yılına kadar en uzun süre Cumhurbaşkanlığı yapmasına karşılık hiç yurt dışına çıkmadı. Oysa birçok ülkelerden davetler alıyor ve birçok ülkelerin Cumhurbaşkanları, Kralları, Başbakanları, komutanları tarafından ziyaret ediliyordu.
Atatürk’ün, Cumhurbaşkanı olarak görev yaptığı 15 yıllık süre zarfında hiçbir ülkeyi ziyaret etmemesi gayet dikkat çekicidir ve düşünülürse, kendisinden sonra gelecek haleflerine anlamlı bir mesajdır. Atatürk’ün bu tutumu
(Taş
durduğu yerde ağır)
esprisini anımsatmaktadır. Ayrıca, Atatürk’ün, kendisini ziyaret etmek isteyenlerle ilgili bir taktik uyguladığı rivayet edilir. Ziyaretçilerini, kendisi karşılamaz, diğer yetkililer tarafından karşılanıp görüşmenin yapılacağı salona götürülüp oturtulduklarından sonra, gelir, böylece, kendisi misafirlerin önüne kalkmaz, misafirler önünde kalkmak durumunda kalırlardı!
ATATÜRK, bunu kibirli oluşundan değil, Türk Milletinin onur meselesi kabul ettiğinden dolayı yapmaktaydı. Milletinin onurunu korumak adına böyle davranıyordu. Yoksa aynı
ATATÜRK’ÜN
, kendisini ziyaret eden gerçek din adamlarının önlerinde saygıyla ayağa kalktığına bizzat şahit olanlardan duyduk. Ziyareti sırasında Atatürk’ün önünde saygıyla kalktığı zatlardan biri de Siirt mebusu Halil Hulki Aydın’dı. Soyadı gibi AYDIN BİR DİN ADAMI OLAN HALİL HULKİ, KENDİSİNİ ZİYARET ETTİĞİDE ATATÜRK SAYGIYLA AYAĞA KALKAR:
-Hoş geldin, Hocam! diye karşılardı.
Atatürk olmak bu yüzden zor, hatta imkânsızdır!
Bakmadan Geçme





