ATATÜRK'Ü SEVMEK, TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ SEVMEKTİR!
Cuma günü Cumhuriyetin Kurucusu Mustafa Kemal ATATÜRK'ÜN ebediyete intikalinin 79.Yılıdır.
Cuma günü Cumhuriyetin Kurucusu
Mustafa Kemal
ATATÜRK’ÜN
ebediyete intikalinin 79. Yılıdır.
Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK 10 Kasım
1938 tarihinde ebediyete intikal etmişti.
Büyük kurtarıcının ebediyete intikali her Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için çok önemli bir tarihtir.
Atatürk’ün
kendi ölümüyle ilgili çok önemli bir özdeyişi vardır. Bu özdeyişinde:
“Benim naçiz vücudum, bir gün elbet toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti, ilelebet payidar kalacaktır”
buyurmaktadır.
Evet,
Mustafa Kemal ATATÜRK,
her fani gibi ebediyete intikal etti amma, kurucusu olduğu Türkiye Cumhuriyeti dimdik ayaktadır ve İnşaallah ilelebet payidar kalacaktır. Türkiye Cumhuriyeti var olduğu sürece,
Mustafa Kemal
ATATÜRK
de manen yaşıyor demektir. Çünkü insanların iki ömrü vardır. Biri gerçek ömürleri, diğeri ise manevi ömürleridir. Gerçek ömür, ölümle noktalanan ömürdür. Manevi ömür ise kişilerin eserlerine münasip olan ömürleridir. Yani, insanların manevi ömürleri, eserleridir. Türkiye Cumhuriyeti
ATATÜRK’ÜN
eseri olduğuna göre, Türkiye Cumhuriyeti yaşadıkça,
ATATÜRK
de manen yaşıyor olacaktır.
Mustafa Kemal ATATÜRK’Ü sevmek, aslında Türkiye Cumhuriyetini sevmekle eş değerdedir. ATATÜRK’Ü sevmeyenin, Türkiye Cumhuriyetini sevdiğinden de şüphe etmek lâzımdır.
Maalesef, günümüzde bile, kurduğu cumhuriyet sayesinde belli makamlara gelenler arasında ATATÜRK’Ü SEVMEYEN EDEPSİZLERİN bulunduğu bir gerçektir.
ATATÜRK’E
karşı olan edepsizlere
şair Neyzen Tevfik
tarafından söylenen şu dörtlük ne kadar anlamlıdır:
“İŞGAL YILLARINI SAKIN UNUTMA.
ATATÜRK'E DİL UZATMA SEBEPSİZ,
SEN ANANDAN YİNE ÇIKARDIN AMMA,
BABAN KİM BİLMEZDİN ŞEREFSIZ”
Türkiye Cumhuriyetinin banisi
Mustafa Kemal
ATATÜRK’Ü
ebediyete intikalinin 79. yılında rahmet ve minnetle anarken ve
(Mekânı CENNET
OLSUN)
derken kendi özdeyişleriyle bu büyük Kahramanı okuyucularımıza anımsatalım istedik. İşte,
Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN
karakterine vurgu yapan kendi özdeyişleri:
*Ben diktatör değilim. Benim kuvvetim olduğunu söylüyorlar, evet, bu doğrudur. Benim arzu edip de yapamayacağım bir şey yoktur. Çünkü ben zoraki ve insafsızca hareket etmesini bilmem. Bence diktatörlük, diğerlerini râm edendir. Ben kalpleri kırarak değil, kazanarak hükmetmek isterim.
*Ben istese idim derhâl askerî bir diktatörlük kurardım ve memleketi öyle idareye kalkışırdım. Fakat ben istedim ki, milletim için modern bir devlet kurayım.
*Ben sizlerden biriyim.
*Beni görmek demek, behemahal (mutlaka) yüzümü görmek değildir. Benim düşüncelerimi, benim duygularımı anlıyorsanız bu kâfidir (yeterlidir).
*Beni övme sözlerini bırakınız. Gelecek için neler yapacağız, onlardan bahsediniz!
*
Benim adım
'çok içer'
diye çıkmıştır. Filhakîka ben, öteden beri içerim. Fakat istediğim zaman bunu keserim; karıştırmam. İçki, sadece benim keyfim içindir. İçki yüzünden vazifemi bir an geri bıraktığımı hatırlamıyorum. Daha gençken, manevralara çıkılmadan önce, muhabbete dalarak sabaha yakın zamanlara kadar içsek bile ben, bazen uyumadan saatinde vazifem başına gider ve görülecek işi bir dakika geri bırakmazdım. İçki ve vazife, iki ayrı şeydir. Birbirine dokunacak yerde vazifeyi elbette keyfe tercih etmeli, içkiyi behemehâl kesmeli.
*Benim fıtratımda bir gayritabiilik varsa, Türk olarak dünyaya gelmemdendir.
*Çocukluğumdan beri bir tabiatım vardır, oturduğum evde ne ana, ne kızkardeş, ne ahbapla bulunmaktan hoşlanmam. Ben, yalnız ve bağımsız olmayı, çocukluktan kurtulduğum günlerden başlayarak daima tercih etmiş ve sürekli olarak öyle yaşamışımdır. Tuhaf bir halim daha var: Ne ana-babam çok erken ölmüş-, ne kardeş, ne de en yakın akrabamın, kendi tutum ve düşüncelerine göre, bana şu veya bu tavsiye ve nasihatta bulunmasına tahammülüm yoktu.
*Çocukluğumda elime geçen iki kuruştan birini eğer kitaplara vermeseydim bugün yapabildiğim işlerin hiçbirini yapamazdım.
*İki Mustafa Kemal vardır: Biri ben, et ve kemik, geçici Mustafa Kemal… İkinci Mustafa Kemal, onu “ben” kelimesiyle ifade edemem; o, ben değil, bizdir! O, memleketin her köşesinde yeni fikir, yeni hayat ve büyük ülkü için uğraşan aydın ve savaşçı bir topluluktur. Ben, onların rüyasını temsil ediyorum. Benim teşebbüslerim, onların özlemini çektikleri şeyleri tatmin içindir. O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz. Geçici olmayan, yaşaması ve başarılı olması gereken Mustafa Kemal odur!
*Milletim beni nereye isterse oraya gömsün. Yeter ki beni unutmasın.
Bakmadan Geçme





