- Haberler
- AYASOFYA İLE İLGİLİ ÇELİŞEN AÇIKLAMALAR!
AYASOFYA İLE İLGİLİ ÇELİŞEN AÇIKLAMALAR!
Son hafta içinde gündeme getirilen konulardan biri de AYASOFYA ile ilgili olanıdır.Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın bir hafta arayla konuyla ilgili çelişen iki beyanatı bulunmaktadır.
Son hafta içinde gündeme getirilen konulardan biri de
AYASOFYA
ile ilgili olanıdır. Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın bir hafta arayla konuyla ilgili çelişen iki beyanatı bulunmaktadır. Bilindiği gibi İstanbul’un fethedilmesinden sonra Kilise olan Ayasofya Fatih Sultan Muhammed Han’ın fermanıyla camiye dönüştürülmüştür. Son günlerde
“Fatih Sultan Muhammed’in Ayasofya Bedduası”
başlığıyla bir metin, Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü’nde bulunan Ayasofya ile ilgili Arapça Vakfiyenin tercümesi olduğu iddiasıyla sosyal medyada paylaşılmaktadır.
Peki, Fatih’in Ayasofya’yı cami olmaktan çıkaranlara beddua ettiği iddiaları doğru mudur! Sözde Sultan Muhammed Han’a izafe edilen bedduanın metni şöyledir:
“İşte bu benim Ayasofya Vakfiyem, dolayısıyla kim bu Ayasofya’yı camiye dönüştüren vakfiyemi değiştirirse, bir maddesini tebdil ederse onu iptal veya tedile koşarsa, fasit veya fasık bir teville veya herhangi bir dalavereyle Ayasofya Camisi’nin vakıf hükmünü yürürlükten kaldırmaya kastederlerse, aslını değiştirir, füruuna itiraz eder ve bunları yapanlara yol gösterirlerse ve hatta yardım ederlerse ve kanunsuz olarak onda tasarruf yapmaya kalkarlar, camilikten çıkarırlar ve sahte evrak düzenleyerek, mütevellilik hakkı gibi şeyler ister yahut onu kendi batıl defterlerine kaydederler veya yalandan kendi hesaplarına geçirirlerse ifade ediyorum ki huzurunuzda, en büyük haram işlemiş ve günahları kazanmış olurlar.
Bu sebeple, bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamber’in, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin onların, haşr gününde yüzlerine bakılmasın
.
Kim bunları işittikten sonra hala bu değiştirme işine devam ederse, günahı onu değiştirene ait olacaktır. Allah’ın azabı onlaradır. Allah işitendir, bilendir.”
Oysa Fatih Sultan Muhammed Han’ın vasiyetinde sadece Ayasofya’dan değil, Vakfiyede (aralarında Ayasofya, Fatih, Zeyrek camilerin bulunduğu) 12 cami, şifahaneler, imarethaneler ve hastaneler gibi
Fatih’in kendi vakıf varlıklarına ait bütün şartlar ve ilgili gelir giderlerinin kayıtları yer almaktadır
. Yani, vakfiyedeki beddua sadece
AYASOFYA
ile ilgili değildir.
Osmanlı döneminde vakfiye yılda bir kez açılarak herkesin huzurunda okunup, vakfiyede yer alan şartların uygulanıp uygulanmadığı kontrol edilir, şartların yerine getirilmemiş olması durumunda uyarı ve ceza verilirdi.
Söz konusu vakfiyenin sonunda
“Eğer bu vakfiyeye uygun hareket edilmezse Allah’ın, peygamberlerin, meleklerin laneti üzerine olsun” şeklinde bir beddua yer almaktadır
. Ancak, bu beddua metninin içerisinde
“Ayasofya’yı cami hâlinden çıkartana lânet okuyan” bir bölüm geçmemektedir
. Çünkü vakfiye sadece Ayasofya’ya has değildir. Ayasofya’ya ilişkin hükümleri de içeren bölüme uyulmaması halinde sonda yer alan bedduanın geçerli olacağı düşünülebilir. Ancak, Ayasofya’yı değiştirmeme yönünde açık bir atıf ve iddia edilen lafız yoktur.
Ortaya atılan Ayasofya Vakfiyesi hurafesindeki metin ise arşivdeki belgede geçmemektedir.
Hatırlanacağı üzere Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın
Erdoğan, 16 Mart'ta Tekirdağ'da yapılan mitingde, Ayasofya’nın yeniden cami olarak açılması talebiyle ilgili olarak: “Sultanahmet'i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii'ni yaptık. 4 tane 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu Yakası'nda tüm İstanbul'da ve Türkiye'de en büyük camii oldu, buyurun. Mesele o değil. Bu işin siyasi boyu var. Yan tarafta Sultanahmet'i doldurmayacaksın, Ayasofya'yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgah. Biz ne zaman, neyi, nasıl yapılacağını çok iyi biliyoruz. Bu namussuzlar böyle dedi diye biz adım atmayız. Adımı nasıl atacağımızı biz çok iyi biliriz” şeklinde konuşmuştu.
Ancak, aynı Sayın Erdoğan 22 Mart günü katıldığı bir televizyon programında Ayasofya Müzesi'nin cami yapılması tartışmalarına değindi ve adeta (U) dönüşü yaparak: "Olmayacak bir şey değil hatta üzerinde öyle dururuz ki, (adını) müze değil artık Ayasofya Cami olarak koyarız" ifadesini kullandı.
Bize göre, Sayın Erdoğan’ın, Ayasofya'nın cami yapılması istekleriyle ilgili olarak, “Ayasofya müze statüsünden çıkarılabilir. Seçimden sonra Ayasofya'nın girişi ücretsiz olabilir. Adını Ayasaofya Müzesi değil, Ayasofya Camisi yaparız, ücretsiz ziyarete açılır” demesi 31 Mart’ta yapılacak yerel seçime yönelik bir taktiktir.
Sağlıklı olarak düşünülünce, Hıristiyanlar açısından çok önemli bir yeri olan Ayasofya’nın yeniden camiye dönüştürülmesinin, muhtelif Avrupa ülkelerindeki camilerin durumunu etkileyeceği sonucu ortaya çıkmaktadır. Başka dinlerin kutsallarına dokunmamak, dinimizin kutsallarına dokunulmasının önlenmesi açısından önemlidir. Bu bakımdan Sayın Cumhurbaşkanının Ayasofya ile ilgili ilk beyanının daha gerçekçi olduğu inancındayız. İkinci beyanatının ise seçim atmosferi içinde yapıldığını ve seçim sonrasında
(YOK
HÜKMÜNDE)
sayılacağını tahmin ediyoruz…
TAŞLAMALAR
DOLAR YİNE YÜKSELDİ
ÇETELER İŞ BAŞINDA
YENİ BİR OYUN İMİŞ
SEÇİME BEŞ GÜN KALA
SEÇİMLERDEN SONRASI
DÜŞECEKMİŞ DENİLİR
DUYSAN DAHİ İNANMA
DOLAR YİNE YÜKSELİR
DEĞİŞEN NE OLDU Kİ
DOLAR NASIL DÜŞECEK
ÜRETİM Mİ ARTMIŞTIR
BEKA MI PEKLEŞECEK
BEKA SORUNU VARDIR
KOLTUK BEKASIDIR BU
KAYBEDECEK SEÇİMDE
ÇOK KİŞİ KOLTUĞUNU
VARLIK KUYRUKLARIYLA
ANILACAK BU SEÇİM
BİBER, SOĞAN, PATLICAN
SONUCU ALIR BİLİN
Bakmadan Geçme





