BEN ŞEHİD OLMAZSAM, SEN ŞEHİD OLMAZSAN, BİZ ŞEHİD OLMAZSAK, BU TOPRAK NASIL VATAN OLACAK!

Kahraman Silahlı Kuvvetlerimizin Afrin’e  başlattıkları

ZEYTİNDALI

harekâtı büyük bir başarıyla devam ediyor. Afrin’le yetinmeyen Mehmetçikler, Azez’e de cephe açtılar.

ZEYTİNDALI

harekâtını başlatmak Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliği, hatta bekası için zorunluydu. Belki daha önce başlatılması gerekiyordu. Belli ki, komşu devletlerle istişareler yapmak zaruretinden dolayı gecikmeler oldu. Harekâta karşı olanlar, suret-i haktan görünüp, çok sayıda şehitler verilmesinden endişe ettiklerini, bu bakımdan, sorunların diplomatik kanallarla çözümlenmesi gerektiğini(!) savunuyorlar.

Elbette, sorunların barış yoluyla çözümlenmesi önceliklidir. Büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ÜN (Yurtta sulh, cihanda sulh) ilkesinin de gereğidir. Ancak, bu söylemi dillendiren ATATÜRK de gerektiği zaman ve zeminde savaşlara karar vermiş ve

KURTULUŞ SAVAŞLARINI

yapmaktan imtina etmemiştir. Hem, Suriye’deki durumu takip edenler, azıcık kafa yorsalar bu işin artık sadece barışçıl kanallarla çözümlenmesinin imkânsız hale geldiğini anlamış olmalıdırlar.

Böylesine büyük ve kapsamlı bir harekâtta elbette Şehitlerimiz, gazilerimiz olacaktır. Dileriz ki şehitlerimizin ve gazilerimizin sayıları minimum düzeyde kalır. Bu mübarek Vatan şehitlerin, gazilerin kanları pahasına kurulmuştur. Bekası için de gerektiği zaman ve zeminde elbette şehitler ve gaziler vermekten çekinmeyecektir.

Şair Nazım Hikmet Ran’ın çok kısa ama çok anlamlı bir dörtlüğü vardır. Şöyle der:

"SEN YANMAZSAN,

BEN YANMAZSAM,

BİZ YANMAZSAK...

NASIL ÇIKAR KARANLIKLAR AYDINLIĞA.."

Bu şiirden ilham alarak ben de diyorum ki:

BEN ŞEHİD OLMAZSAM,

SEN ŞEHİD OLMAZSAN,

BİZ ŞEHİD OLMAZSAK,

BU TOPRAKLAR NASIL VATAN OLACAK!

***

ZEYTİNDALI Harekâtına katılan bütün MEHMETÇİKLERE kucak dolusu selâm ve sevgilerimle. YÜCE ALLAH SİZİNLE BERABER OLSUN…

“MIŞOYE ĞECİÇ, DİN-İMAN İSTEMİYOR, PARA İSTİYOR!”

Geçmiş yıllarda, Emniyet Teşkilâtında

“BEKÇİ”

adı altında istihdam edilen  görevliler varmış. Bunlara,

“MAHALLE BEKÇİLERİ”

de denilirmiş. İşte, bu bekçilerden biri de

“AMMO MIŞO”

lâkabıyla anılmaktaymış. İş bu

AMMO MIŞO,

aynı zamanda çakırkeyf biriymiş. Duası da hep:

-ALLAH’IM, MIŞOYE ĞECİÇ (Hatice’nin Oğlu Mışo anlamında) senden din, iman istemiyor, PARA İSTİYOR!

şeklindeymiş.

O’nun bu şekilde dua etmesine kızan softa arkadaşları:

-Haşa, “tövbe” de!

diye ikâz ettikleri zaman, onlara şöyle cevap verirmiş:

-Para ile satın alınmayan hiçbir şey yoktur. Param olursa fakirlere, yoksullara yardım eder, DİNİ, İMANI DA SATIN ALIRIM!

dermiş.

TAŞLAMALAR

AFRİN’DEKİ HAREKÂT

BAŞARIYLA SÜRÜYOR

MEHMETÇİK YPG’YE

BELLİ KÖK SÖKTÜRÜYOR

(YURTTA SULH, CİHANDA SULH)

ELBET ANA İLKEMİZ

SÖZ KONUSU VATANSA

ASLAN KESİLİRİZ BİZ

KİMSENİN TOPRAĞINDA

GÖZÜMÜZ YOKTUR LAKİN

ÜLKEMİZDEN BİR ÇAKIL

DAHİ VERMEYİZ BİLİN

SELÂM MEHMETÇİKLERE

SELÂM ŞANLI ORDU’MA

TERÖR ÖRGÜTLERİNE

DARBELER İNDİR DURMA