- Haberler
- (BENİM OĞLUM BİNA OKUR, DÖNER, DÖNER YİNE OKUR!)
(BENİM OĞLUM BİNA OKUR, DÖNER, DÖNER YİNE OKUR!)
(Kindar ve dindar bir nesil) yetiştirmek uğruna eğitim sistemi giderek yozlaştırılıyor.Asıl ağırlık verilmesi gereken dersler bir yana bırakılarak sözde İslami konulara ağırlık verildiği gözlemlenmekte.
(Kindar ve dindar bir nesil) yetiştirmek uğruna eğitim sistemi giderek yozlaştırılıyor. Asıl ağırlık verilmesi gereken dersler bir yana bırakılarak sözde İslami konulara ağırlık verildiği gözlemlenmekte. Öğretilen gerçek İslam olsa, yine de
(EYVALLAH)
diyeceğiz. Ancak dinin hakikatlerinden çok, hurafeler işlenecek gibi…
(Gavûr)
dediklerimiz, 1969 yılında Ay’a çıktılar. Neredeyse yarım asır önce "Apollo 11" ile ilk insan Ay’a adım attı. Ay'a ayak basan ilk insan ABD’li Neil Armstrong’tur. "Apollo 11" ile Ay’a giden Astronot Neil Armstrong’un Dünyaya döndükten yıllar sonra, gezmek için gittiği Kahire’de
EZAN
SESİNİ
duyunca
“Ben bu sesi Ay’da
işitmiştim”
dediği öne sürülmüş, saf Müslümanlar da, bunu bir mucize olarak belleyip, Astronotun Müslüman olduğunu bile iddia etmişlerdi.
Her işi dine bağlamak gibi bir huyu olan sözde Müslümanlar böylece gâvurların Ay’a çıkmalarında bile önceliği İslamiyet’e mal ederek yine de bir pay aramak peşine düştüler. O yıllarda gazeteler bu haberi çarşaf çarşaf yaydılar. Bunun üzerine Astronot Neil Armstrong açıklama yaparak öyle bir durumun yaşanmadığını açıklamak zorunda kaldı.
Bir ara, Kaptan Cousteau’nun da Müslüman olduğu iddia edilmişti. Hani şu iki okyanus’un suyunun birbirine karışmadığını keşfeden bilim adamı. Atlantik Okyanusu ile Akdeniz’in suları birbirine karışmıyor. Cebeli Tarık Boğazında aralarında duvar örülmüş gibiler. Kur’an-ı Kerim’de Rahman suresinde:
“Birbiriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir berzah/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçemezler” buyrulur.
‘Yüzey gerilimi’
adı verilen fiziksel bir kuvvet nedeniyle, bazı denizlerin sularının karışmadığı, denizlerin farklı yoğunluklarından kaynaklanan gerilim nedeniyle adeta bir duvar gibi suların birbirine karışmasının engellendiği ancak 20. Yüzyılda ortaya çıkmıştı. Kaptan Coustean’un (Kaptan Kusto) bu buluşunun asırlar öncesinden Kur’an’da yer aldığını öğrenmesi üzerine Müslüman olduğu iddia edilmişti. Sonra, bunun da yalan olduğu ortaya çıktı.
Bu iki önemli olayı anımsattıktan sonra, asıl konumuza dönelim. Geçmiş yıllarda (asırlar öncesinden bahsediyoruz)
İslam dininin mensupları Yüce ALLAH’IN (OKU) emrine uyarak ve (Hiç bilenlerle bilmeyenler
bir olur mu)
ayetinin ışığında bilime büyük önem vermişlerdi. Kimya, fizik, astronomi, tıp, hendese, felsefe ve tüm ilim dallarında asırlarının en iyileriydi. Medreseler, birer üniversite işlevi yaparlardı. Bütün bilim dallarıyla uğraşırlardı.
Şimdi, bilim dalları bir yana bırakıldı, Medreselerde sadece sözde dini konular işleniyor. Medreselerde öğretilen derslerden birinin de adı (BİNA)dır. Medrese öğrencileri bir türlü BİNA’DAN öteye gidemiyorlar. Bunun için de, bir medrese öğrencisinin babası tarafından
(BENİM OĞLUM BİNA OKUR, DÖNER DÖNER YİNE OKUR)
denildiği, bu ibretlik sözün kaynağının bu olduğu iddia edilir.
Yeni eğitim sistemi de anlaşılan gençlerimizi bu BİNANIN İÇİNE SOKMAYI VE KİLİTLEMEYİ AMAÇLAMAKTADIR. Oysa BİNADAN ÇIKMANIN VE GERÇEK İLMİ ARAYIŞLAR İÇİNE GİRMENİN ZAMANI ÇOKTAN GELMİŞ, GEÇİYOR BİLE…
“BABANIN RUHU OLMASIN!”
Şeyh Celaleddin Hazretleri 20. asırda Siirt’in bağrında yetişmiş, softa olmayan gerçek ve aydın bir din adamıdır. Şeyh Hazretleriyle ilgili olarak anlatılan bir anekdotu naklederek aziz ruhunu şadedelim. Anekdot şu:
Şeyh Efendinin, gençlik yıllarında tanıştığı, görüştüğü bir doktor arkadaşı varmış. İş bu doktor arkadaşı,
TENASÜHE İNANIRMIŞ.
Yani ruhların gezici olduğuna, insandan insana, hatta, insandan hayvana veya bunun tersi olarak hayvandan insana geçtiği fikrine sahipmiş. Şeyh Efendi, her ne kadar doktoru bu gayri İslâmi düşünceden caydırmak istemişse de, doktor bu sapık inadından dönmüyormuş. Bir gün Şeyh Efendi, doktor ve birkaç kişi birlikte bir yerlere gidiyorlarmış. Kafilenin bulunduğu yöne doğru bir köpeğin ağzından salyalar akıtarak, üzerine geldiğini ve havladığını gören Doktor:
-Hoşt! Hoşt!
diyerek uzaklaştırmak isteyince, Şeyh Efendi müdahale etmiş:
-Bırak, belki rahmetli babanın ruhu bu köpeğe geçmiş. Seni özlediği için sana doğru geliyor!
diyerek taşı gediğine koymuş…
Bakmadan Geçme





