BİR AVUÇ DELEGENİN İRADESİYLE SEÇİLENLER

Ülkemizde Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında arzulanan mevzuat değişikliği gerçekleştirilmediğinden ülkeye ve halka hizmet aşkı taşıyan nice cevher, mevcut mevzuatlar doğrultusunda bir yerlere gelmiş olan siyasilerle yarışma şansından yoksun kalıyorlar

Ülkemizde Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında arzulanan mevzuat değişikliği gerçekleştirilmediğinden ülkeye ve halka hizmet aşkı taşıyan nice cevher, mevcut mevzuatlar doğrultusunda bir yerlere gelmiş olan siyasilerle yarışma şansından yoksun kalıyorlar ve buna rağmen mevcut siyasi partilerimiz, gereken mevzuat değişikliğini yapmayı düşünmemişlerdir günümüze dek…

Ana muhalefet partisi CHP’nin 3-4 Şubat tarihlerinde gerçekleştirilecek 36. Olağan Kurultayı da mevcut mevzuatlar doğrultusunda icra edileceğinden Genel Başkanlığa aday olmak isteyeceklerin  %10 oranında delege desteğine ihtiyaçları vardır ve 120-125 delegenin desteğini bulamayanlar, arzu etseler bile giremeyeceklerdir Genel Başkanlık yarışına…

CHP Genel Başkanlığı için aday adayı olacağını açıklayan ilk isim; İstanbul Barosu eski Başkanı Avukat Ümit Kocasakal oldu ve aday konumuna ulaşmak için öngörülen sayıda delege desteğine ulaşamadığı taktirde, katılamayacak yarışa… Daha önce bu yarışa girmiş olan Yalova milletvekili Muharrem İnce ise yarışa katılacağı açıklamasını yaparken; “Aday adayı değil, adayım. Çünkü, delegelerden öngörülen sayının üstünde imzam hazır ve sayıyı arttırmaya çalışıyorum…” diyerek, düşündüren bir gerçeğin altını çizdi kanımca…

Yıllardan beri tüm siyasi partilerin seçim organlarında kemikleşmiş isimler vardır ve onlar ile yıllardan beri iç içe bulunanlar, desteklerini almada çok daha şanslılar yarışa daha sonrada katılmaya karar verenlere nazaran… Aday adaylığını açıklarken Mustafa Kemal’in askeri olmaktan gurur duyduğunu dile getiren genç hukukçunun, oy kullanacak delegelerin %10’nundan destek alıp-alamayacağını bilmediğine vurgu yapması, gerçekçi bir tavır sergilemek olmuştur kanımca da… Demokrasinin çoğulculuğu içerdiğini dikkate aldığımda ise, olağan kurultayın; sadece delegelerin değil, kayıtlı tüm üyelerin katılımıyla gerçekleşmesini önermesine de hak veriyorum, yıllardan beri savunduğum görüş doğrultusunda… Siyasi Partiler ve Seçim Yasalarında mevzuatlarda gereken değişiklikler yapılmadıkça lider hegemonyası devam edeceği gibi,hizmet aşkı taşıyanlar, onlarla yarışma şansını da kolayca  bulmayacaklardır haliyle…

Bir siyasi parti genel başkanının 1200-1400 delegenin kullandıkları oylarla seçilmesi, seçimlerde hür iradenin tam anlamı ile gerçekleşmediğinin önemli göstergelerinden biridir elbet… Tüm siyasi partilerin genel başkanları ülke yönetiminde söz sahibi olanların başında yer alırlar ve böylesine önemli koltukların bir avuç delegenin oyuyla kazanılıyor olması, gerçek demokrasi ile bağdaşmaz derken,  parti organlarının seçimlerinde sadece delegelerin değil, tüm kayıtlı üyelerin oy kullanmalarını düzenleyecek mevzuatları hayata geçirmenin, gerçek demokrasinin gereği olduğunun altını çizmek isterim bir kez daha…

Bakmadan Geçme