- Haberler
- BU BİR MOBBİNG UYGULAMADIR!
BU BİR MOBBİNG UYGULAMADIR!
Son günlerde Siirt'in adı yine medyanın gündemindeydi.Televizyonlarda çok önemli gibi sunularak dillendirilen haberler Şirvan ilçesinde 3 öğrenciye sobanın sıcak ızgarasıyla şiddet uyguladığı iddia edilen bir öğretmen ile Pervari ilçemiz Karşıyaka Köyü Ok
Son günlerde Siirt’in adı yine medyanın gündemindeydi. Televizyonlarda çok önemli gibi sunularak dillendirilen haberler Şirvan ilçesinde 3 öğrenciye sobanın sıcak ızgarasıyla şiddet uyguladığı iddia edilen bir öğretmen ile Pervari ilçemiz Karşıyaka Köyü Okulu öğretmeninin, bir öğrencinin saçını çekip tokatlaması ile ilgili olarak, her iki öğretmenin de ihraç edildiklerine dairdi.
Öncelikle belirteyim ki, ihraç edildikleri belirtilen her iki öğretmeni de ne bilirim, ne tanırım, ne de görmüşlüğüm vardır. Ancak, ikisi de sözleşmeli olan öğretmenlerin görevlerinden ihraç edildiklerini duyduğum zaman, gerçekten yüreğim yandı. Neden derseniz, iş bulmanın ve eve ekmek götürmenin aslanağzında tabir edilecek bir ortamda
Kanun Hükmünde Kararname gibi
görevlerinden ihraç edilmiş olmaları gerçekten yürekleri dağlayıcıdır.
İki genç öğretmen, yasal açıdan yanlış davranmış ve öğrencilerini dövmüş olabilirler.
İlla ceza verecekseniz kınama var, ihtar var, tekdir var, maaş kesimi var.
Böyle bir hatanın cezası asla görevden ihraç etmek olmamalıdır. Düşünün ki, bu iki öğretmenin de kendilerine göre hayalleri, düşleri vardır. Maaşlarıyla aile bütçesine katkı sağlayacaklardı, bekârlarsa, belki alacakları maaşlarla çeyiz düzeceklerdi. Bütün hayallerini bir çırpıda ellerinden aldınız!
Hem bu öylesine bir ceza ki, ömürleri boyu mahkûm edilmiş gibi olacaklardır. Muhtemeldir ki, görevden ihraç edilen bu öğretmenlere, artık öğretmenlik kapısı sözün tam anlamıyla kapanmış olacaktır. Çünkü meslekten ihraç edilmiş olmak gibi bir ceza, yeniden değil öğretmenliğe dönmelerine, hayatları boyunca bir daha memuriyet hayatına girmelerine mani olabilecek kadar ağırdır!
Bu öğretmenlere verilen ihraç cezası aynı zamanda bütün sözleşmeli öğretmenlere uygulanan
BİR MOBBİNG
HÜKMÜNDEDİR.
Sözleşmeli öğretmenlere adeta
(sakın ha sakın, emrimizden çıkmayın, yoksa kapının önüne konulursunuz)
mesajı verilmiştir!
Gerçeği bu şekilde vurguladıktan sonra, gelelim günümüzde iktidara yaranmak açısından dindar geçinen yöneticilere, dini anekdotlarla yaptıklarının ne derece yanlış olduğunu anlatmaya!
Geçmiş yıllarda, medreselerde
FALAKA
vardı. Hata yapan, kusur işleyen, derslerini çalışmayan öğrenciler falakaya yatırılarak tedip edilirlerdi. Dayağın eğitimde büyük önemi vardı. Kişileri istenilen davranışlara sokmak, suç işlemelerini engellemek için dayağa sıkça başvurulurdu. Bunun için de
(dayak
cennetten çıkma)
deyimi kullanılırdı. Elbette, biz bu köhnemiş zihniyeti tasvip etmiyoruz. Ancak, dayağın bir zamanlar eğitimin bir aracı olarak kullanıldığını anımsatıyoruz.
Hem bu iki öğretmene
İHRAÇ CEZASI
kesenlere samimi olarak cevaplandırılmaları dileğiyle bir soru yönetelim. Anneler, babalar olarak siz hiç öz çocuklarınızı dövmediniz mi!
(Kızını
dövmeyen, dizini döver)
deyimini duymadınız mı!
İnanır mısınız bizim neslimiz, öğretmenlerimiz bizi dövdükleri zaman sevinirdik, çünkü bizi önemsedikleri anlamına alırdık. Ailelerimiz de aynı kanaate sahip olduklarından öğretmenlerimize veya bir iş yerine çırak olarak verdiklerinde
(eti senin, kemiği
benim)
diye teslim ederlerdi.
Ziya Paşa’nın:
“Nush ile uslanmayanı etmeli tekdir
Tekdirle uslanmayanın hakkı kötektir)
Beytiyle verdiği mesajı da unutmayalım.
Bir anekdot vardır. Yeri gelmişken, örnek olması açısından o anekdotu da dikkatlere sunalım. Anekdot şu:
Şehzade, Padişah babasına öğretmenini şikâyet ederek:
-Beni dövüyor, diğer öğrenciler yanında azarlıyor. Gel de ona bir ceza ver! Benim kim olduğumu anımsasın!
der.
Padişah da:
-Tamam, gelip ondan benim şehzade oğlumu dövmesinin ne demek olduğunun hesabını soracağım
diyerek, medreseye gönderir. Bu arada, hocaya bir musahibini göndererek:
-Yarın padişahımız medreseye gelecek. Sözde, nasıl olup da şehzadeyi dövdüğünün hesabını soracak. Padişah sana bunu söyleyince sen elindeki sopayla Padişahın üzerine yürüyeceksin. Dövüyor gibi yaparak (dersini yapmayan, yaramazlık yapan kim olursa olsun İSTER PADİŞAHIN OĞLU OLSUN DÖVERİM) diyeceksin.
Talimatı verir. Ertesi gün, Padişah medreseye gider. Ders vermekte olan hocaya:
-Sen nasıl benim şehzade oğlumu döversin!
der demez, hoca kendisine verilen talimatı uygular, Padişah, medreseden kaçar gibi yapar. Akşam evine gelen Şehzadeye de:
-Bu senin Hocan ne yaman biriymiş. Senin yüzünden az kalsın beni de dövecekti. Sen en iyisi, (ben padişah oğluyum, bana kimse bir şey diyemez) demeyi bir yana bırak, derslerini çalışmağa bak!
der. Sonuç olarak, öğrencileri dövmek günümüzde yasal açıdan suç olsa bile, hiçbir zaman için öğretmenlerin meslekten ihraçlarını gerektirmez. Temenni ederiz ki, Milli Eğitim teşkilâtı yetkilileri yanlış kararlarından dönerler de bin bir umutla sözleşmeli olarak da olsa göreve alınmışken, hayatlarını karartacak
İHRAÇ
KARARINDAN
vazgeçilerek bu iki öğretmene kınama, ihtar, tekdir veya azami maaş kesimi gibi daha düşük seviyede bir cezayla iktifa ederler…
TAŞLAMALAR
İDLİB’TEN ACI HABER
4 MEHMETÇİK VURULMUŞ
ANALAR GÖZÜ YAŞLI
ÇOCUKLAR ŞEHİD OLMUŞ
ABD VE RUSYA’YA
GÜVENMEK ELBET HATA
ABD DEDİĞİMİZ
BÜYÜK ŞEYTANDIR HATTA
ÖLDÜREN DE, ÖLEN DE
BU SAVAŞTA MÜSLÜMAN
NEDEN HİÇ ÖLEN OLMAZ
ABD VE RUSYA’DAN
HALA MÜSLÜMANLARIN
AKLI BAŞINA GELMEZ
ORTADOĞU’DA ZULÜM
VE DE KATLİAM BİTMEZ
Bakmadan Geçme





