BU NASIL İŞBİRLİĞİ?

Dostluk ve müttefiklik konusunda yaşanan öylesine düşündürücü durumlar var ki, ister istemez 'Bu nasıl işbirliği?' sorusuna yanıt aramamak mümkün değildir.Halkımıza yıllardır 'Dost ve müttefik' olarak lanse edilmekte olan ABD'nin, bizlere yönelik tavrı ço

Dostluk ve müttefiklik konusunda yaşanan öylesine düşündürücü durumlar var ki, ister istemez “Bu nasıl işbirliği?” sorusuna yanıt aramamak mümkün değildir. Halkımıza yıllardır “Dost ve müttefik” olarak lanse edilmekte olan ABD’nin, bizlere yönelik tavrı çok net şekilde gün ışığına kavuşmuştur ve bu ülkeyle olan stratejik ortaklığın akıbeti, kamuoyumuz tarafından merak ediliyor. Suriye’de IŞİD dışında ülkemizce terör örgütü olarak ifade edilen terör gruplarına destek veren bu ülke, aramızdaki gerginliği giderme amacına yönelik düzenlenen toplantılar sonrasında da devam ediyor ve bu nedenle yakın günlerde düzenlenecek yeni toplantılardan arzu ettiğimiz bir sonucun çıkmayacağı görüşleri paylaşılıyor. Tuhaftır ki, ABD ve bazı batılı ülkeler gibi, son zamanlar işbirliğimizi güçlendirdiğimiz Rusya bile PYD’yi terör örgütü olarak görmemekte ve Moskova’da açılmış olan PYD bürosunun kapatılmasına yönelik taleplerimiz kulak bulmamaktadır.

Suriye krizine siyasi bir çözüm bulmak amacı ile Türkiye-Rusya ve İran ülkeleri garantörlüğünde start verilen çalışmalar var ve bu konuda her üç ülke arasında pekişen işbirliğine gölge düşürülmemesi gerekir ama bu duruma aldırış edilmediğine de tanık olduğumuz için Astana görüşmelerinden olumlu bir sonuç elde etmenin hiç de kolay olmayacağını, hatta sonuç almanın mümkün olmayacağını düşünmemek mümkün değildir.

İran’ın dini lideri Hamaney’in askeri danışmanı Tümgeneral Yahya Rahim Safevi’nin kahraman ordumuz tarafından Afrin’de başarıyla yürütülen Zeytin Dalı Harekatı nedeniyle askerlerimizi “İşgalci” olarak ifade etme küstahlığında bulunması, Türkiye-Rusya ve İran’dan oluşan garantör devletler olarak Suriye krizine siyasi çözüm üretme konusunda bu ülkenin samimi olmadığını belgeliyor ve söz konusu küstahlık başka türlü okunamaz.

Ortadoğu’ya yönelik senaryoların bir tek nedeni vardır, o da çıkar çatışmasıdır ve Türkiye dışında tüm ülkelerin sadece çıkarlarının muhasebesini yaptıkları çok net şekilde aydınlığa kavuşmuştur. Kendileriyle işbirliği yaptığımız ABD, Rusya ve İran’ın işbirliğiyle bağdaşmayan tutumları karşısında çok daha dikkatli bir politika izlememiz gerektiğini söylemek, yanlış bir tespit olmaz. Bölgedeki gelişmelerden en büyük zararı gören bir ülke olarak bizler, şimdi sınırlarımızda bekamıza yönelik oluşumlara geçit vermemenin gayreti içindeyiz. Ve bu uğraşı kararlılıkla sürdürürken, başkalarına güvenme konusunda çok dikkatli olmalıyız!.

AA

Bakmadan Geçme