BU SEÇİM, ÇOK KONUŞULACAK!

31 Mart 2019 yerel seçimleri sadece günümüzde değil, yıllar sonra da konuşulacak ve demokrasi tarihimize önemli bir not olarak düşecektir. Özellikle İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinde yaşanan sendrom tarihi bir durum olarak kayıtlara geçecektir.

Bu bir gerçektir ki, 17 yıldan beri iktidar olan AKP yenilmeyi hiçbir şekilde içine sindiremiyor. Hele de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını kaybetmiş olmayı. Çünkü AKP’nin asıl doğum tarihi, gerçekte Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmesiyle başlamış bir süreçtir. 27 Mart 1994 yılında yapılan yerel seçimde Sayın Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilmeseydi, belki bugün siyasetimizde

(Recep Tayyip

Erdoğan)

adında biri olmayacaktı.

1994’te Refah Partisi adayı olarak seçimlere katılan Recep Tayyip Erdoğan yüzde 25.19 oy alarak İstanbul’un Belediye Başkanı seçilmişti. Bu oran, İstanbul Belediye başkanlığı seçimlerinde alınan düşük orandı.

2019’da ise resmi olmayan sonuçlara göre CHP adayı Sayın Ekrem İmamoğlu yüzde 48.8 ile İstanbul’un yeni belediye başkanı seçilmiş görünüyor. Yani, neredeyse Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanlığına seçildiği oy oranının 2 katı bir oy oranıyla. Peki, Sayın Erdoğan, bu oy miktarını neden beğenmiyor ve İstanbul için yetersiz buluyor.

İlçe seçim kurullarından başlayarak, İl Seçim kurullarına ve Yüksek Seçim Kuruluna itirazlarını sürdüren ve bir sonuç alamayan AKP, şimdi de

OLAĞANÜSTÜ

itiraz hakkını kullanacakmış. Nitekim AKP Seçim İşleri Başkanı Ali İhsan Yavuz Partisinin 298. kanunun 130. maddesine göre olağanüstü itiraz hakkını kullanacaklarını ve İstanbul'da seçimin yenilenmesini isteyeceklerini açıklamış bulunmaktadır.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için yapılan seçimlere itiraz ettiklerini ve tüm oyların yeni baştan sayılmasını istediklerini belirten Yavuz, Yüksek Seçim Kurulunun bu itirazlarını reddetmesi sonucu önlerinde tek seçenek olarak olağanüstü itiraz hakkını kullanmak seçeneğinin kaldığını savunmaktadır.

AKP’nin bu hamlesine karşılık, Millet ittifakının tepkisi devam ederken CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener tarafından Yüksek Seçim Kuruluna 7 maddelik bir çağrı yapıldı. Tarihi olması ve tarihe not düşülmesi açısından bu önemli maddeleri okuyucularımızın dikkatlerine sunarak yazımızı noktalıyoruz:

*YSK, yasalara ve benzer kararlara uymak zorundadır.

*YSK, seçimde kaybedenlerin devletin gücünü kullanarak ürettikleri yasa dışı gerekçeleri reddetmelidir.

*YSK, boyun eğmemek zorundadır.

*YSK, demokrasi değil, seçimsiz Türkiye isteyenlere dur demek zorundadır.

*YSK, hukukun üstünlüğü mü yoksa üstünlerin hukuku mu karar vermeli.

*YSK'da hâkimler mi var yoksa iktidar sahiplerinin taşeronlaştırmak istediği kişiler mi var?

*İktidar sahiplerinin güçlerini kullanarak demokrasiye karşı kurulan kumpası bozmak zorundadır.

TAŞLAMALAR

BU SEÇİMLER TARİHE

GEÇECEKTİR BİLİNİZ

KARA MI, AK MI OLUR

KARAR VERİN KENDİNİZ

ARADAN ON GÜN GEÇTİ

SONUÇLAR HALA MEÇHUL

MİLLET BEKLEMEKTEDİR

AÇIKLAYIN NE OLUR

BÖYLE SEÇİM GÖRMEDİK

BUGÜNE DEK İNANIN

SEBEBİNİ DÜŞÜNÜN

VE UYKUDAN UYANIN

KAYBETMEK DE KAZANMAK

KADAR ŞEREFLİ ELBET

KAZANANI ALKIŞLA

EY KAYBEDEN VE HAZMET