• Haberler
  • BÜYÜKŞEHİRLERDEN, BÜTÜNŞEHİRLERE!

BÜYÜKŞEHİRLERDEN, BÜTÜNŞEHİRLERE!

Bundan kısa bir süre önce 30 İlin daha Büyükşehir statüsüne alınacağı yolunda açıklamalar yapılmıştı.Böylece, Türkiye'deki 81 ilin neredeyse dörtte üçü büyükşehir kapsamına alınacaktı.

Bundan kısa bir süre önce 30 İlin daha Büyükşehir statüsüne alınacağı yolunda açıklamalar yapılmıştı. Böylece, Türkiye’deki 81 ilin neredeyse dörtte üçü büyükşehir kapsamına alınacaktı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı  Erdoğan’ın 2017’nin başında mevcut mevzuattan kaynaklı, il belediyeleri ile merkez ilçe belediyeleri arasında hizmet sunumunda yaşanan sıkıntıların giderilmesi için hükümete çalışma yapılması talimatını verdiği anımsatılırken, bu talimatı emir telakki eden siyasilerin ve bürokratların kolları sıvayarak, konular üzerinde kafa yordukları ve bir sonuca vardıkları belirtilmektedir.

Erdoğan, büyükşehir olmak için gerekli nüfus kriterinin düşürülerek, büyükşehir sayısının artırılabileceğini açıklamış, bu yolla hizmet sunumunda yaşanan koordinasyon probleminin ortadan kaldırılabileceğini dile getirilmişti.

Konuyla ilgili olarak İçişleri Bakanlığı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ortak çalışması sonucunda, büyükşehir sayısının artırılması yerine, büyükşehir olmayan 51 ilin

‘BÜTÜNŞEHİR’

statüsüne alınması formülünün ağır kazandığı söyleniyor. Bu kapsamda, hazırlanan taslağa göre, nüfus sınırı şartı olmadan 30 büyükşehrin dışında kalan iller

‘bütünşehir’

sayılacak. Büyükşehirlerde olduğu gibi tüm belde belediyeleri kapanacak ve merkeze bağlanacak. İllerdeki

‘Merkez ilçe’

statüsü son bulacak.

‘Bütünşehir’

uygulamasına geçilecek illerde belde belediyeleri ve köy muhtarlıkları kalkacak. Merkeze bağlı köyler de mahalleye dönüştürülecek. İl özel idareleri aracılığı ile verilen hizmetler kaynaklarıyla birlikte il belediyesine geçecek.

‘Bütünşehir’

düzenlemesine geçilmesi ile yerel seçimlerde kırsaldaki seçmen de il belediyesine oy atmış olacak.

‘Bütünşehir’

düzenlemesine gidilmesinin gerekçesi

“Büyükşehir olmayan yerlerde, il özel idareleri ile belediyeler arasında koordinasyon sağlanamadığı, bürokrasiden kaynaklı sıkıntılar yaşandığı, bu düzenleme ile merkez ilçe yapılanması kalkacağı için, şehrin tüm hizmetlerinden belediyelerin sorumlu olacakları, Belediyelerin gelirlerinin artacağı, hizmet sunumunda yaşanan sıkıntıların ortadan kalkacağı” şeklinde

açıklanıyor.

Bize göre, böyle bir uygulamadan asıl amaç, siyasidir. İktidara muhalif belediyelerin kontrol altına alınmasıdır. Köylerin de belediyelere dahil edilmeleriyle seçimlerde avantaj sağlanmasıdır.

Siirt’ten bir örnek verelim. 1993’lü yıllarda Merkeze bağlı köy konumunda olan Bağtepe (Halenze) neden Şehre bağlı bir mahalle konumuna getirildi. Çünkü Halenzeli seçmenlerin iktidarın belediye başkanı adayına oy verecekleri biliniyordu. Nitekim de öyle oldu. Peki, Halenze (Bağtepe) merkez ilçeye bağlı mahalle konumuna geldi de, hizmet kalitesinde bir artış oldu mu. Elbette hayır. Şimdi bir plebisit yapılsa, Halenze halkı tekrar merkeze bağlı köy olmayı isteyecektir.

Bu arada, bir konuya daha açıklık getirelim.

(BÜYÜKŞEHİR)

ile

(BÜTÜNŞEHİR)

arasında bir fark var mı! Elbette ki hayır!

(HA ALİ HOCA OLMUŞ,

HA HOCA ALİ!)

aradaki fark işte bu kadar olacak!

IL FAKİR  (MIN ESEP CELOK!)

Siirtçe’mizde çok sık kullanılan deyimlerden biri de

“ID DOLEMENT ARAMBARAK, IL FAKİR

MIN ESEP CELOK”

şeklinde olanıdır. Bu deyim, “Zengine

‘MÜBAREK OLSUN’

deriz, fakire

‘NERDEN

GELDİ’

diye şüphe ederiz!” şeklinde tercüme edilebilir.

Bunun bir örneğini anlatırlar. Bir zamanlar,

ŞOVALYE YÜZÜK

takmak modaymış. Fakir, ama kendisini seven bir genç de bir Şovalye yüzük almış ve parmağına takmış. Gittiği kahvehanede poker oynarken, önce bir arkadaşı:

-Yüzüğün altın mı?

diye sormuş.

O da:

-Evet!

diye cevap vermiş. Ama, diğer arkadaşları da aynı soruyu değişik şekilde tekrarlamışlar:

-Gerçekten da altın mı?

diyen sonuncusuna genç dayanamayarak cevap vermiş:

-Allah’ınızı severseniz, bu yüzüğü Hacı Hamza’nın oğlu Ayaz’ın parmağında (Siirt’in o zaman ki meşhur zengini ve oğlu) görseydiniz, O’na da “Parmağındaki yüzük altın mı?” diye sorar mıydınız. Ama,

benim parmağımda olunca soruyorsunuz. Çünkü, atalarımız söylemişler. “ID DOLEMENT ARAMBAROK, IL FAKİR, MIN ESEP CELOK!”

Bakmadan Geçme