• Haberler
  • Genel
  • CUMHURİYETİN KURULUŞUNUN 96. YILINI KUTLARKEN

CUMHURİYETİN KURULUŞUNUN 96. YILINI KUTLARKEN

Mübeccel Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96.yılını kutluyoruz.

Mübeccel Cumhuriyetimizin kuruluşunun 96. yılını kutluyoruz.  İnanır mısınız, artık Cumhuriyeti ve Cumhuriyet Bayramlarını geçmiş yıllardan çok daha fazla sevdiğimi ve sevmek mecburiyetinde olduğumu idrak ettiğimi bütün içtenliğimle söylüyorum. Türkiye Cumhuriyetinin birlik ve beraberliğini tehlike içinde görünce, bu Devletin ve Cumhuriyetin hangi şartlar altında ve ne gibi zorluklarla kurulduğunu anımsayarak, Cumhuriyet rejimine ait bütün kazanımların korunması gerektiğine, bu konuda, bu ülkenin bütün vatandaşlarına önemli görevler düştüğüne bir kere daha yürekten inandım.

Türkiye Cumhuriyeti, hiç de kolay kurulmadı. Bu Devletin kurulması için ülkemiz insanları

YEDİ DÜVELLE

mücadele etmek zorunda bırakıldılar. Onbinlerce Vatan evlâdı şehit, onbinlercesi gazi oldular. Bize bu güzel vatanı armağan edenler, ülkeyi düşman işgalinden kurtarmak için kan verdiler, can verdiler. Cephelerde aylarca aç-çıplak savaştılar.

Evet, Türkiye Cumhuriyeti, çok zor şartlar altında kuruldu. Şimdi, içte ve dışta hainler var. Bu devleti bölmek, parçalamak ve dağıtmak istiyorlar. Bunun için de yerli işbirlikçileri devreye koymuşlar.

Türkiye Cumhuriyetinin 96. yıldönümü kutlanırken,

büyük ATATÜRK’ÜN İŞARET ETTİĞİ “DAHİLİ VE HARİCİ

BEDHAHLAR”

işbaşındadırlar. Bu ülkeyi ve cumhuriyeti nasıl batıracaklarının hesabı içindedirler. ABD, AB ve iç düşmanlar, Türkiye Cumhuriyetini yıkmak, parçalamak için ellerinden gelen gayreti göstermektedirler. Amma, onlar dışarıdan, bizdeki hainler içeriden ne kadar yıkmak isteseler istesinler, Türkiye Cumhuriyetini ne yıkmaya ve ne de bölmeye asla muvaffak olmayacaklardır.

Onlar dışarıdan bizdeki hainler içeriden ne kadar çaba gösterseler göstersinler yine Büyük ATATÜRK’ün işaret ettiği gibi,  TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLELEBET PAYİDAR KALACAKTIR.

Bir de şöyle düşünelim. Atatürk sağ olsaydı ve Türkiye’nin bugünkü durumunu görseydi, acaba ne derdi. Türkiye’nin dünya genelindeki durumu nedir. Yaşanılacak ülkeler listesinde kaçıncı sıradayız. Demokraside, adalette, eğitimde konumumuz ne!

Atatürk’ün Cumhuriyeti emanet ettiği gençler Cumhuriyeti koruyacaklarına, birbirlerine düşmüşler. Bölücü örgütlerin tuzaklarına düşenler var.

Atatürk’ün, muasır medeniyetin seviyesine çıkılmasını istemesine karşılık, ekonomide ve demokraside sınıfta kaldığımız ortada. Siyasiler, ülkenin sorunlarını çözmeye uğraşacaklarına, birbirlerinin kuyularını kazmakla meşguller. Mustafa Kemal’in hedefindeki bağımsız, bağlantısız Türkiye ABD’nin ve AB’ın uydusu olmuş durumda.

Atatürk’ün eseri olan Türkiye Cumhuriyeti, maalesef, O’nun gösterdiği hedeflerden çok uzak. Hem öyle uzak ki, günümüzde tartışılan konu birlik ve beraberliktir. Yaşanan korku, bölünme korkusudur. Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini iyi okumak ve iyi anlamak gerekir.

Nur içinde yat, Büyük Atatürk. Türkiye Cumhuriyetinin gençleri olarak emanetine sahip çıkmaya ve kurduğun Cumhuriyeti yaşatmaya bir kere daha söz veriyoruz!

Yazımı büyük ATATÜRK’ÜN GENÇLİĞE HİTABESİYLE NOKTALIYORUM:

“Ey Türk Gençliği!

Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir.

Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir.

Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!”

***

Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti. Cumhuriyet Bayramımız bir kere daha kutlu olsun…

Bakmadan Geçme