DEM Parti Milletvekili Çandar'dan Dikkat Çeken Açıklama: ''Öcalan, Özgür Özel ile Görüşmek İstiyor''

DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çandar, T24 yazarı Cansu Çamlıbel’e verdiği röportajda hem Türkiye’nin dış politikadaki pozisyonunu hem de iç siyasette giderek artan “iç cephenin güçlendirilmesi” söylemini değerlendirdi. Çandar, iktidarın bu söylemini yorumlarken PKK lideri Abdullah Öcalan’ın son dönemdeki bir talebini de kamuoyuyla paylaştı: Öcalan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ile görüşmek istiyor.

“Öcalan’ın amacı serbest kalmak değil, kurucu aktör olmak”

Çandar’ın açıklamalarına göre Öcalan, devletle yeni bir ilişki kurma peşinde değil; esas derdi Türkiye’nin kurucu aktörlerinden biri olarak kabul edilmek. Kürt siyasi hareketi içinde de belirleyici güç olmayı sürdüren Öcalan’ın, CHP’yi bu denklemde merkezi bir pozisyonda gördüğünü ifade eden Çandar, “Öcalan, Özgür Özel ve Sezgin Tanrıkulu ile görüşmek istiyor. CHP’yi çok önemsiyor. Onun derdi kuruculuk” ifadelerini kullandı.

Kasım ayında İmralı’da CHP vurgusu: Öcalan’dan Özel’e mesaj

Çandar, Öcalan’ın bu görüşme isteğini geçtiğimiz Kasım ayında İmralı Cezaevi’ne yapılan ziyarette de dile getirdiğini söyledi. Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan’ın katıldığı görüşmede Öcalan’ın, çözüm sürecinde CHP’nin aktif rol üstlenmesi gerektiğini özellikle vurguladığını belirten Çandar, Önder’in İmralı’dan döner dönmez Özgür Özel’i arayarak bu mesajı ilettiğini aktardı.

“CHP olmadan iç cephe tahkim edilemez”

Cengiz Çandar, Cumhur İttifakı cephesinden gelen “iç cephenin güçlendirilmesi” vurgusunu da değerlendirdi. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye olabilir” şeklindeki açıklamalarını hatırlatarak başlayan Çandar, “Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en uzun silahlı isyanının sona ereceği ve iç cephenin tahkim edileceği bu süreç CHP’siz başarılamaz” dedi.

Çandar, CHP’nin yerel seçimlerde DEM Parti tabanıyla kurduğu ilişki nedeniyle de hedefte olduğunu savundu. Bu bağlamda, Öcalan’ın CHP’ye olan ilgisinin yalnızca siyasi değil, stratejik bir anlam taşıdığına dikkat çekti.

“Kürt sorunu demokratikleşmeden değil, demokratikleşmemekten besleniyor”

Çandar, “Kürt sorunu, demokratikleşmeyle çözülür” söylemine karşı çıkarak, mevcut durumda konuşulması gerekenin “demokratikleşmeme” hali olduğunu söyledi. Mevcut siyasi iklimin her türlü çözüm arayışını baskı altına aldığını belirten Çandar, bu durumun kaçınılmaz olarak çözüm süreci tartışmalarına da yansıdığını ifade etti.

İsrail-Türkiye gerilimi iddiasına net yanıt: “Saldırı mümkün değil”

Ortadoğu’daki gelişmeleri ve 3. Dünya Savaşı senaryolarını da değerlendiren Çandar, Devlet Bahçeli’nin “İsrail’in bir sonraki hedefi Türkiye’dir” açıklamasını gerçeklikten uzak buldu. Türkiye’nin İsrail’e karşı hiçbir zaman İran, Hamas ya da Hizbullah gibi bir pozisyon almadığını belirten Çandar, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 7 Ekim’den hemen önce İsrail Başbakanı Netanyahu’yu Ankara’da kabul ettiğini hatırlatarak şunları söyledi:

“Türkiye, NATO üyesi bir ülke. İsrail’in Türkiye’ye saldırması gibi bir denklem söz konusu bile olamaz.”

İç siyasette yeni bir dönemin eşiği mi?

Çandar’ın açıklamaları, özellikle çözüm süreci ve CHP’nin olası rolü konusunda yeni bir tartışma başlatabilecek nitelikte. Öcalan’ın Özgür Özel ile görüşme isteği, mevcut siyasi konjonktürde nasıl bir yankı bulacak bilinmezken; iktidarın “iç cephe” söylemiyle birlikte muhalefetin sürece nasıl yaklaşacağı ise önümüzdeki dönemde dikkatle izlenecek gelişmeler arasında yer alacak