DEMOKRASİDE KÜME DÜŞMEK!

AKP, Türkiye'de demokrasiyi inşa edeceğini vaat ederek, kuruluşunun ilk yıllarında AB'la ilgili açılımlara imza atmıştı.Başbakanken 2004 yılında Brüksel'e giden Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AB'dan müzakere tarihi alarak Ankara'ya dönmüş, bunun için de büyü

AKP, Türkiye’de demokrasiyi inşa edeceğini vaat ederek, kuruluşunun ilk yıllarında AB’la ilgili açılımlara imza atmıştı.

Başbakanken 2004 yılında Brüksel’e giden Sayın Recep Tayyip Erdoğan, AB’dan müzakere tarihi alarak Ankara'ya dönmüş, bunun için de büyük bir coşkuyla karşılanmıştı. Öyle ki sabık ve sakıt Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’in gündüz saatlerinde Kızılay'da düzenlediği şenliklere binlerce vatandaş katılmış, havai fişekler patlatılmıştı. Türkiye artık demokraside mesafeler katedecek ve sözün tam anlamıyla bir Avrupa ülkesi olacaktı!

Brüksel’den ilk durak olarak İstanbul’a gelmiş olan Erdoğan, beraberinde Abdullah Gül’le beraber Bakanlar, milletvekilleri ve partililerden oluşan onlarca araçlık konvoyla yola çıkarak karayoluyla Ankara’ya geçmişlerdi. Erdoğan ve Gül, üzerinde 'Başbakanlık' yazan üstü açık otobüsle Ankara’ya girmiş, vatandaşların coşkulu tezahürleriyle karşılaşmışlardı. Balonlar uçurulmuş, havai fişekler patlatılmıştı. Kızılay meydanında ilk konuşmayı yapan dönemin dışişleri Bakanı Abdullah Gül: "Hepimiz bu davanın sonsuz savunucuları olduk. Hükümetimize güvenin. Türkiye çok farklı olacak. TC vatandaşları çok farklı olacak. Hepinize verdiğiniz destek dolayı teşekkür ediyoruz" diye konuşmuştu.

Dönemin Başbakanı Erdoğan ise, sık-sık alkışlarla kesilen konuşmasına

"Her şey

Türkiye için, her şey demokrasi için"

diye başlamış ve sözlerine şöyle devam etmişti:

“Aydınlık yarınların çağdaş Türkiye'si için çıktığımız yolda hamdolsun, müzakere süreciyle ilgili tarihi 3 Ekim olarak almış bulunuyoruz. Hayırlı olsun. Sene 1963 ve sene 2004 17 Aralık. Bu geçen süre içinde birçok gayretler oldu. Birçok liderin AB yolunda mücadelesi oldu. Aşama aşama şüphesiz bir yerlere gelindi. 59 hükümetin Başbakanı olarak, hepsine milletim adına, hükümetim adına teşekkür ediyorum.

Bu başarı sadece bizim hükümet olarak başarımız değil, milletimizin başarısıdır. Eğer sizlerin verdiği güç olmamış olsaydı, bunu başaramazdık. Siz bize güç verdiniz, siz bize inandınız. Siz bize yürüyün dediniz yürüdük. Ve inandık çalıştık hamdolsun sonunda sizlerle birlikte başardık.

Bundan sonra şüphesiz önümüzde uzun, zorlu yollar var unutmayın. Çünkü bundan sonraki çalışmalarımız her attığımız adım Türkiye'de yeni bir başarının oluşmasını temin edecektir.

Bundan sonra ülkemizde demokrasi daha faklı bir şekilde güç

bulacaktır.

Ekonomi çok daha farklı bir şekilde performans ortaya koyacak. Türkiye çağdaş ülkeler arasındaki yerini almaya başlamıştır alacaktır.”

Sayın Erdoğan’ın demokrasi vurgusu yapan konuşması böyle uzayıp gidiyor, Türkiye’nin demokraside aldığı merhalelere vurgu yapılıyordu.

2004’ü takip eden yıllar içinde AB yasalarına uyum adı altında, önce Orduya kumpaslar kuruldu, sonra adları henüz konmamış olan

FETÖCÜ

savcılar ve hâkimler eliyle üst düzey,

ATATÜRKÇÜ

subaylar, generaller cezaevlerine tıkıldı. Bütün bunlar sözde demokrasi adına yapılmaktaydı. Bu arada

(AÇILIM)

adı altında başlatılan süreçte, terör örgütüyle masaya oturuldu. Terör olayları sözde masada çözümlenecekti. 17/25 Aralık 2013 tarihine kadar işler tıkırında yürüyordu. Ne zaman ki

AKP ile FETÖCÜLERİN

arası açıldı, askerlere açılan davaların da

KUMPAS

oldukları ortaya çıktı.

2004 yılında AB’a girmek için uyum yasaları çıkaran Türkiye’de, 15 Temmuz 2016’da yapılan darbe teşebbüsünden sonra KHK’larla anayasa askıya alındı. Demokrasi endeksi yayınlayan uluslararası kuruluşlara göre, Türkiye 2018 yılı itibarıyla sözün tam anlamıyla çakılarak küme düştü. Demokrasinin olmadığı ülkeler kategorisinde yer aldı.

Evet, 2004 yılında amacı Demokrasiyi parlatmak olan bir AKP iktidarı vardı. Aynı iktidar sayesinde 2018 yılında sözün tam anlamıyla

DEMOKRASİDE KÜME

DÜŞTÜK.

Ülkelerin demokrasilerini futbol ligleriyle kıyaslarsak artık üçüncü ligde bile değiliz! Bu bizim değil, demokrasi endeksini ölçen uluslararası kuruluşların tespiti.

Yeniden demokrasinin ışıl-ışıl parladığı günlere geri dönülmesi dileklerimizle…

ANEKDOT

Sovyetler Birliğinde, demokrasinin askıya alındığı yıllarda KGB ajanları, muhaliflere göz açtırmıyor, adeta kan kusturuyordu.

Moskova’da bir kitapevinin sahibi vitrine üç kitabı üst üste ve sadece başlıkları okunacak şekilde dizmişti. Kitapların adları ve diziliş sırası şöyleydi:

MOSKOVA’DAN UZAKTA

HÜR BİR BAYRAK ALTINDA

YAŞAMAK İSTİYORUM

Tabii, KGB’nin uyanık ajanları hemen kitapevini kapatarak, sahibini de cezaevine sepetlemişler.

Şimdi bizde de aynı durum olsa:

ANKARA’DAN UZAKTA

HÜR BİR BAYRAK ALTINDA

YAŞAMAK İSTİYORUM

Denilirse, aynı durum yaşanır mı dersiniz.

TAŞLAMALAR

ANKARA’DA HAKİMLER

VARDIR DİYEBİLSEYDİK

DEĞİRMENDE ARARIZ

ADALETİ YİTİRDİK

DEMOKRASİDE KÜME

DÜŞMÜŞÜZ YİNE BİZLER

ÜÇÜNCÜ LİGDE BİLE

DEĞİLİZ ARTIK BEYLER

HAK HUKUK VE ADALET

DAĞIR ARDINA GİTMİŞ

TÜRKİYE’DE ADALET

BİTMİŞTİR BEYİM BİTMİŞ

ADALET İÇİN

(MÜLKÜN TEMELİDİR) DİYORLAR

MÜLKTE ELDEN GİDECEK

ONLARDA BİLİYORLAR

Bakmadan Geçme