DEPREM GERÇEĞİ VE SİİRT'İN DURUMU!

Siirt’in birinci derece deprem riskli iller arasında olduğunu biliyor muydunuz. Bilmiyorsanız, duyurmuş olalım. Dün gece saat 21.18 dolaylarında merkez üssü Irak’ın Halepçe yerleşkesi olan 7,3 şiddetindeki deprem, Bölgemizde ve İlimizde de hissedildi. Yer beşik gibi sallanırken, elektrik ampulünün sallanışını da rahat şekilde gözlemledik.

Birçok hemşerilerimiz sokağa fırlarken, içimiz ürpermeyle doldu. Neyse ki, İlimizde hissedilen sarsıntı hem öyle şiddetli değildi, hem de kısa süreli oldu.

Allah’a şükürler olsun ki, Siirt’in tarihinde yaşanmış şiddetli bir deprem bulunmuyor. Ben kendim 75 yaşındayım, Siirt’te daha ölümlü bir deprem yaşandığına şahit olmadığım gibi, babalarımız, dedelerimiz de şehrimizde ölümlü bir deprem yaşandığını hiç nakletmediler.

Siirt’in, birinci derece deprem kuşağına dahil olduğu, bilimsel araştırmalarla ortaya konmuş ama, bilim adamları da hata yapabilirler. Tehlikeli bir fay hattının Şehrimizin altından geçtiği konusunun, bilimsel bir hata olmasını temenni etmekle beraber, yine de depreme karşı önlemlerin alınması gerekeceğini anımsatmakta yarar var. Tedbir almak, testinin kırılmasını beklemekten iyidir. Biz, en kötü ihtimali, yani, Siirt’in gerçekten de birinci derece deprem bölgesi olduğu varsayımından hareket edelim ve tedbirlerimizi buna göre alalım. Gerisi Allah’a kalmıştır…

Allah korusun, 7 şiddetinde bir deprem yaşanması durumunda, Şehrimizin harabeye döneceği gerçeğini bilmemizde yarar vardır. Şehrin eski kesimi zaten mail-i inhidam evlerle dolu. Yeni kesimi ise, çoğu müteahhit işi apartmanlardan oluşmakta. (Müteahhit işi) denildiği zaman, durumun ne olacağı ortada. Eksik demir, eksik çimento ve diğer eksiklikler!

Eski kesimin bir handikapı daha var. Deprem halinde bu kesimdeki dar sokaklara girmek mümkün olmayabilir. Geçmişte yol yapılırken, yüklü bir eşeğin geçebileceği genişlikteki yollar yeterli görülürdü. Bu bakımdan, 7 şiddetinde bir depremin yaşanması durumunda en riskli kesim, Şehrin eski kesimi olacaktır.

Yıllardan beri tek bir çivi çakılmayan ve kaderine terk edilen Şehrin eski kesimi yanında, yapsatçı müteahhitlerin insaflarıyla kurulmuş olan şehrin yeni kesiminin 7 şiddetinde bir deprem yaşanması durumunda halinin re olacağını varın siz düşünün!

Şehrin yeni kesimindeki binaların sağlam olup olmadıklarını tespit etmek, günümüzün teknik imkânlarıyla mümkündür. Bir teknik ekip kurularak binaların sağlamlığını ölçmek ve aşırı riskli binaları tespit ederek yıktırmak en iyisidir. Kentsel dönüşüm yasasından yararlanılarak, bu gibi riskli binaların yıktırılarak yeniden inşaları mümkündür. Bu yasa 2012 yılından beri yürürlüktedir ama tahmin ediyorum ki, Şehrimizde bu yasadan yararlanan bina sayısı bir elin parmağını geçmez.

Şehrin eski kesimi için ise Belediye tarafından kentsel dönüşüm çerçevesinde projeler üretilerek gerekli başvurular yapılabilir. Siyaset erbabı ciddi bir şekilde takip ederse, netice almak kolaydır. (Ağlamayan bebeye meme verilmez) özdeyişini unutmayalım.

Evet, dün gece yaşanan ve Şehrimizde de kendisini hissettiren deprem, bize bir kere daha Siirt’in 1. Derece deprem bölgesi olduğu gerçeğini anımsattı. İşi (BEDEL HARABUL BASRA=BASRA HARAP OLDUKTAN SONRA) deyiminde anlatılan duruma getirtmeden, dileriz ki, yaşanması muhtemel bir deprem konusunda gerekli tedbirlerin alınmasına başlanır.

“O ZAMAN, İSTANBUL’A GÖNDER!”

Geçmiş yıllarda okuma yazması olmayan Siirtli bir kadın PTT’ye mektup götürmüş. Mektuplar o zaman 10 kuruşa gidermiş. Kadın, mektubu Kurtalan’a gönderecekmiş. Posta görevlisine mektubu verdikten sonra sormuş:

-Kaç kuruş ödeyeceğim!

Postacı cevap vermiş:

-10 kuruş.

Kadın afallamış. Biraz da sinirli bir ifâdeyle söylenmiş:

-Ben geçen gün, İstanbul’a mektup yolladım. 10 Kuruş dediler. İstanbul’a 10 kuruş, Kurtalan’a 10 kuruş olur mu?

Postacı, sükunetle cevap vermiş:

-Teyzeciğim, Türkiye’nin neresine gönderirsen gönder, fiyat değişmez. Normal mektup ücreti 10 kuruştur.

Kadın, yine aynı hiddetle cevap vermiş:

-Madem fiyat değişmiyor, o zaman, benim mektubumu da İstanbul’a gönder…