- Haberler
- DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ALEVİLER İÇİN NE DEMİŞTİ!!!
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI ALEVİLER İÇİN NE DEMİŞTİ!!!
Alevilere karşı ne düşündükleri, ne hissettikleri zaman-zaman konuşmalarına yansıyan kimilerinin İBB'nin 23 Nisan'da çocuklara dağıttığı kitapçıkta yer alan kapak resmiyle ilgili adeta bir bardakta fırtına koparmak gayretleri oldukça düşündürücüdür.Alevi
Alevilere karşı ne düşündükleri, ne hissettikleri zaman-zaman konuşmalarına yansıyan kimilerinin İBB'nin 23 Nisan'da çocuklara dağıttığı kitapçıkta yer alan kapak resmiyle ilgili adeta bir bardakta fırtına koparmak gayretleri oldukça düşündürücüdür. Alevi yurttaşlara sahip çıkıyor gibi görünmelerinin asıl amacı
“üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek”
deyimiyle anlatılabilir.
Birdenbire Alevi yurttaşlara sahiplenmek gibi asilane(!) bir tutum sergileyen bu çevrelere hatırlatmakta yarar vardır. Bir ara, vatandaşın biri Diyanet İşleri Başkanlığına
(Bir Sünni, bir
aleviyle evlenebilir mi)
sorusunu yönetmişti de
(Müslüman, ancak Müslümanla evlenir)
şeklinde cevap verilmişti. Bu cevaptan çıkarılacak sonuç, Diyanetin Alevileri Müslüman kabul etmediği şeklinde yorumlanmaz mı!
Diyanet İşleri Başkanlığı fetva kurulu Alevilerin Müslüman olmadıkları çağrışımı yapan böyle bir cevap verirken seslerini çıkarmayanlar, İBB tarafından iyi niyetle bastırılan 23 Nisan kutlamalarıyla ilgili dergide yer alan bir kapak resminden dolayı böyle celallenerek Alevileri sahiplenmeleri gerçekten ilginç değil mi! Aslında amaç Alevileri sahiplenmek değil, İstanbul Büyükşehir Belediyesine, dolayısıyla İBB Başkanı Ekrem İmamaoğlu’na karşı, Alevileri kışkırtmaktır!
Ancak, oyuna gelmeyen Alevi Bektaşi Federasyonu konuyla ilgili İBB’nin tutumunu sahiplenerek şu açıklamayı yapmıştır:
“Alevi-Kızılbaş inancı, ritüelleri, erkânları, ibadet şekliyle diğer inançlardan farklılıklar göstermektedir. Biz Alevilerin ibadeti CEM, ibadethanesi CEMEVİ’dir. Cemimizi PİR, DEDE ve ANA’lar yürütür. Aleviliğin kendi esasına uygun HAKK’A YÜRÜME erkânı vardır.
Son günlerde İBB’nin 23 Nisan vesilesiyle çocuklara dağıttığı kitapçık üzerinden bugüne kadar Alevilere saldıran çevrelerce bir saldırı başlatılmış ve Aleviliğin içinden bazı kişiler de bu tartışmaya müdahil olmuştur. Oysa ki, resimde gösterilmeye çalışıldığının aksine, Alevi Dedesine bir temsiliyet verilmesi doğru ve yerindedir. Biz Alevi kurumları bugüne kadar Alevileri ve Aleviliği yok sayılmasına karşı mücadele ettik. Çeşitli kurumların Alevileri tanıması hiçbir samimi Aleviyi rahatsız etmez.
Kaldı ki kitapçık; demokrasi, cumhuriyet değerleri ve insan haklarının önemini vurgulayan bir kitapçıktır. Bu yönüyle de yapılan saldırıların niteliği anlaşılmaktadır.
Diğer yandan; Alevi Bektaşi Federasyonu olarak, bu tartışmaların Aleviliğin İslamın içinde-dışında tartışmasına evrilmesine izin vermeyeceğiz. Olayı bu yönden tartışmak kötü niyetlilikle açıklanabilir.
Alevi inancı ve Aleviler ilk defa bu önemde kurumlar tarafında tanınmış, temsiliyetleri önemsenmişti. Devletin yapması gerekeni yapmadığını demokrat belediyeler yapmaya çalışmaktadır. Alevilerin yaralarını, eksiklerini elden geldiğince iyileştirmeye çalışmaktadırlar. Bu anlamda da bizler için sadece aranmak, halimizin sorulması ve bir metinde anılır olmak bile değerli ve kıymetlidir.
Aleviler kendilerine gösterilen iyi niyeti de, art niyeti de görebilecek bilinçte bir toplumdur. Bizlerin bunca yıldır sürdürdüğü ‘Cemevleri ibadethanemizdir’ mücadelesinde kimlerin ‘evet’ kimlerin ‘hayır’ dediğini unutmadık.
Bu tartışmalardan anlıyoruz ki; Aleviliğin tanınması hala bazı kesimler tarafından kabul edilememektedir. Hâlbuki biz 72 millete bir nazarla bakan, herkesin eşit haklarda yaşaması gerektiğine inanan bir toplumuz.
Birileri bizi yok sayınca bizler yok olmuyoruz. Yüzyıllardır inancımızı bu şartlarla bugünlere getirdik. Ancak bizlere doğru atılan adımın da kıymetini bilerek, İBB ve Alevi inancına temsiliyet hakkı veren; ibadet ve ritüellerimizi tanıyan tüm belediyeler ve yapılar bizim için değerlidir.”
Oynanmak istenen oyuna gelmeyen Alevi Yurttaşlarımızı yürekten kutluyoruz.
NOT
BİR DOĞRU, ON YANLIŞI GÖTÜRMEZ!
Bugünlerde dillendirilen konulardan biri de Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Lut Kavmiyle ilgili açıklamasıdır. Elbette, İslam Dini eşcinselliği reddeder ve büyük bir günah olarak vurgular. Lut kavminin helâk edilmesi de bundandır. Dolayısıyla bu konuda Diyanet İşleri Başkanının görüşü, Kur’an-ı Kerimin görüşüdür.
Ancak, bir konuda doğruyu konuştu diye, Diyanet İşleri Başkanının birçok yanlışlarını görmezden gelmemize gerekçe olmamalıdır. TOKİ Konutlarının faizlerini helal göstermesi, Hacı adaylarından alınan paraların bankalara faizle yatırılması, lüks içinde bir Diyanet elbette İslam dininin ruhuna aykırıdır. En önemlisi, Diyanet İşleri Başkanının bir din adamı olduğunu unutarak, bu ülkede yaşayan bütün Müslümanları kucaklamak yerine, adeta bir siyasi partinin sözcüsü gibi davranması görmezden gelinemez. Yani, bir doğru, on yanlışı götürmez!
TAŞLAMALAR
BİR DOĞRU ON YANLIŞI
ELBETTE Kİ GİDERMEZ
DİYANET SİYASETE
KARIŞMASIN GEREKMEZ
DEVEYE BOYNUN EĞRİ
DEMİŞLER CEVAP VERMİŞ
NEREM DOĞRU Kİ BENİM
DOĞRUYU BULMAKTIR İŞ
SIRATEL MUSTAKİMİ
EMREDER İSLAMİYET
HERKES ALKIŞLARKEN SENİ
DOĞRU OLURSAN ŞAYET
SIRATEL MÜSTAKİME
SAHİP ÇIKSA DİYANET
EĞRİ-BÜGRÜ DURMASIN
FETVALARA DİKKAT ET
Bakmadan Geçme





