DÖRDÜNCÜ KUVVET!

10 Ocak günleri Türkiye'de (Çalışan Gazeteciler Günü) olarak kutlanır.Kutlamanın sebebi, basın çalışanlarına tanınan bazı önemli hakların yürürlüğe girdiği gün olmasından kaynaklıdır.

10 Ocak günleri Türkiye’de (Çalışan Gazeteciler Günü) olarak kutlanır. Kutlamanın sebebi, basın çalışanlarına tanınan bazı önemli hakların yürürlüğe girdiği gün olmasından kaynaklıdır. 1961’li yıllardan beri Önce (Basın Bayramı) adı altında kutlanan, 12 Mart Muhtırasından sonra adı (Çalışan Gazeteciler Günü) olarak değiştirilmen gün dolayısıyla istedik ki,

DÖRDÜNCÜ KUVVET

esprisine açıklık getirelim.

Öncelikle

(DÖRDÜNCÜ KUVVET)

deyiminin ilk kimin tarafından dile getirildiğine vurgu yaptıktan sonra konumuza devam edeceğiz. İngiliz Devlet Adamı Edmund Burke’ün bir gün parlamentoda beraber oturduğu gazetecileri göstererek,

“işte orada dördüncü kuvvet oturuyor,

hepsinin en önemlisi”

demesiyle bu deyim literatüre girmiş. Adına medya da denilen gücün, üç kuvveti; yasama, yürütme ve yargıyı kamu adına eleştirilmesi ve denetim altında tutulması anlamına gelen dördüncü kuvvet maalesef ülkemizde büyük ölçüde işlevini yapamaz hale düşürülmüştür.

Demokrasinin gerçek anlamda uygulandığı ülkelerde MEDYA gerçekten de dördüncü kuvvet görevi yapar. Yasama, Yargı ve Yürütme erklerinin  üçünü de denetleyen

HÜR

BASINDIR.

Basın hürriyetinin doğrudan veya dolaylı olarak kısıtlanması, Yasama, Yargı ve Yürütmenin kantarının bozulmasının kanıtıdır. İlk üç erk, görevini doğru yaparsa, hür basından gocunmaz, bilakis gelişmesine destek olur. Destek olur ki, yaptığı olumlu hizmetler, toplumun dikkatine sunulsun. Ancak, bu üç erkin bir şekilde kantarlarının kopuzunun ayarları bozuldu mu, yapılan kirli işleri halkın gözünden gizlemek için  dördüncü kuvvet hükmünde olan basını susturmak isterler. Maalesef, günümüzde yaşanan durum da budur.

Anlayacağınız, bir zamanların DÖRDÜNCÜ KUVVETİ Yasama, Yargı ve Yürütmenin deneticisi olmaktan çıkmış, borazanı durumuna gelmiştir!

SAYENİZDE, TÜRKİYE’DE GAZETECİ Mİ KALDI!

Bir Bektaşi fıkrasından yola çıkarak, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla mesajlar yayınlayacak Devlet Büyüklerimize göndermemiz var.

Hani, içki içiyorlar diye, nice kişileri idam ettiren Dördüncü Murat var ya, keyifli bir zamanında Meyhaneden birine girer ve Bektaşi ağzıyla, meyhanede oturan Bektaşiye sorar:

-Baba erenler, canlardan ne haber?

Soruyu soranın Sultan Dördüncü Murat olduğunu anlayan Bektaşi cevap verir:

-Padişahım, sayenizde kimde can kaldı ki!

Biz de, halimizi hatırımızı soracak ve kutlayacak olursa, REİSİMİZE ŞU CEVABI VERECEĞİZ:

-Sayenizde, Türkiye’de gazeteci mi kaldı!

NEREDEN, NEREYE!

Sık-sık gündeme getirilen konulardan biri de 3600 ek göstergedir. Çok sayıda memurların maaşlarında önemli bir artış sağlayacak olan ve adına (3600 ek gösterge) denilen tasarı meclise sunulup yasalaşırsa,  öğretmen, polis, hemşire ve din görevlilerinin maaşlarında önemli artış yaşanacak. Bu arada, 3600 ek göstergenin 2022 yılı içerisinde karara dönüştürülüp hayata geçirilmesi konusunda çalışmalara başladığı da belirtilmekte.

Doğrusunu isterseniz öğretmen, polis ve hemşirelere 3600 et göstergenin verilmesini anlıyoruz da, din görevlilerine verilmesinin sebebini seçim kaygısı olarak gördüğümüzü belirteceğiz. Bizim, din görevlilerine karşı bir tutumumuz yok. Allah’a şükür, dini vecibelerimizi mümkün mertebe yerine getirmekten imtina etmeyenlerdeniz. Yazımızın başlığını

(NEREDEN NEREYE)

olarak koymamızın sebebine açıklık getirelim.

Dinimizde, ibadet karşılığında ücret almak caiz mi, değil mi tartışılması günümüzde gündeme getirilmiş bir konu değil, asırlar öncesinin konusudur. İbadetler, Allah için yapılır. Bu bakımdan, ücret karşılığında namaz kıldırmanın caiz olup olmadığı hep sorgulanmıştır. Hatta, para ile namaz kıldıran imamların arkasında namaz kılmanın caiz olup olmadığı bile tartışma konusu olmuştur.

Bunu da bir kalem geçelim. Türkiye Cumhuriyetinde din görevlilerinin maaşları genel bütçeden karşılanmaktadır. Peki, bu bütçede Hıristiyan, Yahudi, hatta Ateistlerin bile vergileri yok mu. Hatta, bazı cühela takımının İslam dışı gösterdikleri Alevilerin vergileri genel bütçede yer almıyor mu. Toprağı bol olsun, Genelev Patroniçesi Manukyan’ın bile bir zamanlar VERGİ REKORTMENİ olduğu Türkiye’de, din adamlarına 3600 ek gösterge tanınması, din istismarı değil de nedir.

Evet, büyük din alimleri tarafından, din görevlilerinin maaş almalarının caiz olup olmadığını tartışmaktan, 3600 ek göstergeye geldik. Gerçekten de, nereden, nereye!

TAŞLAMALAR

SIRADA YENİ ZAMLAR

VAR DENİLİR DOĞRUDUR

ZAMMIN HABERCİSİ DE

BÜTÇE AÇIKLARIDIR

SİGARAYA, İLACA,

AKARYAKITA ZAM VAR

DAHA NELER ZAM GÖRÜR,

ZAMMIN HAFİFİ BUNLAR

ŞEKER ZAMMI BOZMUŞTUR

AĞZIMIZIN TADINI

NE KOYALIM SÖYLEYİN,

BU ZAMLARIN ADINI

EMEKLİ, MEMUR, İŞÇİ

UMDUĞUNU BULMADI

YARI AÇ, YARI TOKTUR

BORDRONUN MAHKUMLARI

Bakmadan Geçme