DOSYALAR VARSA, NEDEN İŞLEME KONULMUYOR!

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ.Melih Gökçek'in, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifasının istenmesine karşılık istifa etmemek konusunda ayak diremesi (Gökçek'in elinde birilerini zor duruma sokabilecek belgeler m

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı İ. Melih Gökçek’in, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından istifasının istenmesine karşılık  istifa etmemek konusunda ayak diremesi

(Gökçek’in elinde birilerini zor duruma

sokabilecek belgeler mi var!)

istifhamını gündeme getirirken, diğer taraftan, Gökçek hakkında İçişleri Bakanlığının elinde çok sayıda dosya bulunduğu iddiaları ortaya atıldı.

AKP'ye yakınlığıyla bilinen Hürriyet Gazetesi Yazarlarından Abdülkadir Selvi, “geçen hafta ‘istifa etmiyorum’ diye direnen Melih Gökçek'in bu hafta ‘istifa ediyorum’ kararı aldığını ancak ‘onurlu bir çıkış’ aradığını” yazarken,

Yeni Şafak gazetesi yazarı Hasan Öztürk ise Gökçek'le ilgili “İçişleri Bakanlığı’nın elinde dosyalar çok!” iddiasını ortaya atmış bulunmakta.

Öztürk’ün yazısının anlamı şu. Gökçek ya istifa edecek, ya da İçişleri Bakanlığı devreye girerek, hakkındaki dosyaları işleme koyacak ve işten el çektirerek, yerine kayyım atayacak.

Yazılanlar doğruysa neden Gökçek’in istifa etmesi isteniyor da, doğrudan hakkında işlem başlatılmıyor, diye sormak gerekir. HDP’li belediye başkanları nasıl suçlanarak haklarında tahkikat açıldı ve görevleri kayyımlara devredildiyse, birtakım haltlar işlemiş başka belediye başkanları da varsa ister AKP’li, ister MHP’li, ister CHP’li olsunlar, onların haklarında da derhal soruşturma açılmalı ve lüzumu halinde işten el çektirilmeli, hatta derdest edilerek, cezaevlerine tıkılmalıdırlar.

Dolayısıyla, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek hakkında dosyalar varsa, derhal işleme konulmaları gerekir. Hangi partiden seçilmiş olursa olsun, suç işlemiş belediye başkanlarının istifa ettirilmeleri değil, adalet önünde hesap vermeleri yasal bir zorunluluktur. Türkiye Cumhuriyeti yasaları bunu âmirdir. Suçları  “METAL YORGUNLUĞUYLA” kamufle etmek olmaz. Hem, milletimiz de bu gibi kamuflajlara inanmaz…

“ARKAMDA YÜRÜMEK ŞEREFİ SANA YETMİYOR MU!”

Geçmiş yıllarda, Şehrimizin zenginlerinden ve ileri gelenlerinden olan, ancak, pintiliğiyle de ün salmış bulunan biri, aldığı öteberiyi taşıması için bir hamalın  sırtına yüklemiş, kendisi önde, hamal arkada evine götürmüş.

Hamal, eşyaları evin kapısında teslim ettikten sonra, ücretini almak için beklemiş. Kendisini Şehrin eşrafından gören şahıs:

-Tamam, gidebilirsin…

demiş.

Bunun üzerine Hamal hemşerimiz:

-İyi ama, Hacı Amca, hamallık ücretimi vermedin!

diyecek olmuş.

Muhatabı sinirlenerek söylenmiş:

-Benim gibi, Şehrin eşrafından birisinin arkasında yürümek şerefi sana ücret olarak yetmez mi! Ücret istemeğe utanmıyor musun?

Hamal hemşerimiz, cevabı yapıştırmış:

-Ben, “ŞEREF” için değil, ekmek için çalışıyorum. Hamaliye ücretimi ver, gideyim!

Bu cevap üzerine, zengin amma, o kadar da cimri olan Siirtli çıkarmış, hamala para vermiş. Ancak, ödenmesi gereken ücretin belki yarısı kadarını.

“Hiç yoktan iyi”

diyen zavallı Hamal hemşerimiz de aldığı ücretle yetinmek zorunda kalmış.

Bakmadan Geçme