'EKMEK ELDEN, SU GÖLDEN!'

'Ekmek elden, su gölden!' deyimi, oldukça yaygın deyimlerimizden biridir.Bir zamanlar, en ucuz veya parasız olan iki nimet ekmek ve suydu.

“Ekmek elden, su gölden!” deyimi, oldukça yaygın deyimlerimizden biridir. Bir zamanlar, en ucuz veya parasız olan iki nimet ekmek ve suydu. Ancak, öyle anlaşılıyor ki, bu iki nimet de, sadece zenginlerin rahatlıkla ulaşabilecekleri nimetler sınıfına girdiler.

Geçmiş yıllarda, sebil için yapılmış çeşmelerden içecek sularımızı temin ederdik. En büyük hayratlar arasında sebil için yapılmış çeşmeler vardı. Şehrimizde de Aynsalip, Tarmol, Sor, Ğarrara, ıstut gibi hayrat için yapılmış çukur çeşmeler vardı. Şimdi, içeceğimiz su bile paralı. Şehir şebekesinden verilen suyun sağlık açısından pek güvenilir olmadığına kanaat getiren hemşerilerimiz (tabii orta halliler ve zenginler) damacana veya şişe suyu alarak içme suyu ihtiyaçlarını karşılamağa bakıyorlar. Kış mevsiminde, su tüketimi nispeten düşecek amma, yaz aylarında, damacanalarla su almak, mali yönden bir hayli külfetli. Hele, aile biraz kalabalıksa, içme suyuna ödenecek faturalar ona göre artmakta.

Türkiye’nin, komşu ülkelere göre “SU ZENGİNİ BİR ÜLKE” olduğu söylenir. Ortadoğu’da yaşanan olaylarda petrol kaynakları yanında su kaynaklarına da hâkim olmak düşüncesinin yattığı söylenir. Bize göre de doğrudur. Gün gelecek, su, petrolden kıymetli olacak. Türkiye su zengini bir ülke. Bu zenginliği değerlendirmek ve su kaynaklarını korumak gerek. İddialar o ki, hükümet, komşu ülkelere su satmanın pazarlıklarını bile yapıyormuş. Su satılması düşünülen ülkelerden biri de İsrail’miş…

Evet, hükümet suyumuzu da satarsa veya su kaynaklarını da özelleştirirse siz, o zaman seyredin gümbürtüyü. “Hiç, su kaynakları satılır mı!” demeyiniz. AKP hükümeti bu, satar mı, satar! Yani “Ekmek elden, su gölden” demek artık pek mümkün değil.

Bakmadan Geçme