ERDOĞAN-GÜL REKABETİ!

Şimdiler de, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile 11.Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül arasına (kara kedi mi girdi) istifhamları var.

Şimdiler de, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile 11. Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül arasına (kara kedi mi girdi) istifhamları var. 696 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname sonrasında meydana gelen gelişmeler ve Gül’ün, muhalefet ağzıyla konuşarak kararnamedeki ifadeleri

MUĞLAK BULDUĞUNU

söylemesi aslında ikili arasındaki gizli rekabeti ortaya çıkarmak açısından önemlidir. Gerçekte, Erdoğan ve Gül arası, daha önce de öyle zannedildiği gibi

PEK KARDEŞÇE

değildi!

11. Cumhurbaşkanlığı seçiminde bile Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olmak istediği, ancak, o yıllarda şartların pek müsait olmadığı bilinen gerçeklerdendir. Yani aslında Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı için

(KARDEŞİM ABDULLAH GÜL’Ü

ÖNERİYORUM)

demesi, içtenlikli bir tercih değil, günün şartlarının gereği olarak ortaya çıkmış zoraki bir tercihti.

Şunu anımsatmakta yarar vardır. Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanı olduğu süre zarfında, Emine Hanımefendi, bir tek defa bile Çankaya Köşkündeki hiçbir etkinliğe katılmamıştır. Emine Hanımefendiyle, Hayrünnisa Hanımefendi birbirlerinden hiç mi, hiç hazzetmemişlerdir. Hanımları birbirinden hazzetmeyen iki liderin birbirlerinden hazzettiklerini varsaymak safdillik olur.

(Her erkeğin arkasında güçlü

bir kadın vardır)

deyimi boşuna söylenmemiştir. Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasında Emine Hanımefendi ve Sayın Abdullah Gül’ün arkasında da Hayrünnisa Hanımefendi bulunduklarına göre ve halef-selef bu iki First Lady birbirlerinden hazzetmediklerine göre, Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile Sayın Abdullah Gül’ün daha önce de birbirlerinden hazzediyor olduklarını düşünmek, fanteziden ibarettir!

Hem, cumhurbaşkanlığı makamı öylesine cazibeli ki, hele yeni yetkileriyle saltanat tahtından bir farkı yok. Osmanlı İmparatorluğuna bakalım. Padişahlar, tahtta kalmak için kardeşlerini, babalarını ve kendilerine rakip olabilecekleri tasfiye etmezler miydi. Günümüz siyasilerinin de, bu tutumu Osmanlılardan tevarüs ettiklerine kalıbıma basarım.

2019 yılında Cumhurbaşkanlığı seçimleri var. Muhalifleri, Erdoğan’a karşı AKP’den de oy alabilecek bir aday arayışı içinde görünüyorlar. Abdullah Gül de son çıkışlarıyla muhaliflere göz kırpıyor olamaz mı! Kim aksini söylerse söylesin, inanın ki, işin özeti budur.

“USTANIN G.TÜ BİLE USTA!”

Siirtli bir köylünün, dededen kalma bir kılıcı varmış. Kılıç, eğrildiği için kınına sokulamaz olmuş. Bir gün şehre gelişinde düzelttirmek için kılıcı da beraberinde getirmiş. Geçmiş yıllarda, Şehrimizde sanatları kılıç yapmak, onarmak olan esnaflar varmış. Bunlardan biri de, Hacı Ali adındaki kılıç ustasıymış.

Köylü, kılıç ustalarından Hacı Ali’nin dükkânına gitmiş ve dede yadigârı kılıcı göstererek düzeltip, düzeltemeyeceğini sormuş. Hacı Ali, kılıcı köylünün elinden aldığı gibi, eskiden koltuk yerine oturdukları döşeğin altına koyup, döşeğin üstüne oturmuş. Böylece, 5-10 dakika oturduktan sonra, üzerinden kalkmış ve kılıcı köylüye uzatmış. Köylü bakmış ki, eğri kılıç, dümdüz olmuş. Rahatlıkla kınına girmiş.

Bu duruma çok şaşıran köylü Kürtçe olarak:

-Babo! Kune usta ji ustaye (Babam, ustanın .ötü bile ustaymış!”

diyerek hayretini dile getirmiş…

Yine geçmiş yıllarda, “Kune usta ji ustaye!” sözü, bir deyim olarak ve özellikle iyi ustaların kıymetlerini belirlemek açısından kullanılırmış…

TAŞLAMALAR

ERDOĞAN-GÜL ARASI

ŞEKERRENKTİ EZELDEN

YENİ DEĞİL BU DURUM

SÖZLERİME İNAN SEN

ANLAŞILAN GÜL DAHİ

CUMHURBAŞKANLIĞINA

ADAY OLACAK BELLİ

BAŞKA MANA YOK BUNA

SALTANAT TAHTI İÇİN

NELER OLMUŞTUR DÜŞÜN

BABASINI-OĞLUNU

ÖLDÜREN OLMUŞ BAKIN

OSMANLI TORUNUYUZ

NETİCEDE BİZLER DE

TAHTI KORUMAK İÇİN

HER YOL MUBAH ELBETTE

Bakmadan Geçme