EŞEK MUHABBETİ!

Bugünkü yazımızda eşeklerle ilgili birkaç anekdot naklederek, neredeyse gülmeyi unutmuş olduklarını hissettiğimiz okuyucularımızı azıcık olsun gülümsetelim, gülümsetirken de biraz düşündürelim, istedik.Eşekliklerini bir yana bırakırsak, EŞEKLER aslında se

Bugünkü yazımızda eşeklerle ilgili birkaç anekdot naklederek, neredeyse gülmeyi unutmuş olduklarını hissettiğimiz okuyucularımızı azıcık olsun gülümsetelim, gülümsetirken de biraz düşündürelim, istedik.

Eşekliklerini bir yana bırakırsak,

EŞEKLER

aslında sevimli hayvanlardır. Hem, insanlara hizmet açısından birçok

İKİ AYAKLI EŞEKTEN

çok daha yaralıdırlar. Bizim ve yaşıtlarımızın çocukluk yıllarında öyle bisiklet, motosiklet gibi araçlar yoktu. Çocuk olarak hayallerimizden biri de

EŞEK SAHİBİ

olmaktı. Eşek sahibi olmak, bugün bisiklet veya motosiklet sahibi olmak gibi bir şeydi. At sahibi olmaksa, taksi sahibi olmakla eş değerdi.

Eşeklere isim koymak da adettendi. Sahipleri, eşeklerine muhakkak bir isim takarlardı.

HIRÇO

,

BOZO

ve benzeri isimlerle anılan eşeklerin semerlerinin ve yularlarının güzelliğine de önem verilirdi. Eşeklerin en güzel yanları gözleridir. Birçok şairler bu yüzden sevdiklerinin gözlerini eşeklerin gözlerine benzetirler,

(eşek gözlüm)

derler.

Tecrübelerle sabittir ki, es kazara gittiği bir yolda tehlike geçiren bir eşeği bir daha asla o yoldan yürütemezsiniz.

(Eşek inadı)

tutar, bir adım dahi atmaz. Oysa iki ayaklı eşekler, başlarına gelen musibetlerden ders almazlar, çoğu kere aynı hatayı defalarca tekrarlarlar.

Peygamber Efendimiz Hazret-i MUHAMMED (O’na al ve ashabına salat ve selam olsun) dahi eşeğe binmiş ve binit olarak kullanmıştır. Peygamber Efendimizin eşeğinin adının YA’FUR olduğu belirtilir.

Eşeğiyle meşhur olan peygamber ise

Hazret-i Üzeyir

Peygamberdir (cümle peygamberlere salat ve

selam olsun.)

Bizim Siirtçe’de

(IHMAR NEBİ IZEYR = ÜZEYİR PEYGAMBERİN EŞEĞİ)

deyimi oldukça meşhurdu. Saf, temiz, ancak zekâ seviyesi azıcık düşük olanlar için kullanılan bir deyimdi.

İKİ AYAKLI

HİNOĞLU HİNLERDEN

yine de kat-kat iyidirler.

Bir de

YEDİ

UYURLARIN (Yemliha, Mernuş, Debernuş, Mislina, Mekselina, Sazenuş, Kefeştatiyuş) da eşekleri meşhurdur ve adı KITMİR’dir.

Bu arada, masallarımızın kahramanlarından Keloğlan’ın

KADİFE

adlı eşeğini de unutmayalım:

“BEN BİR GARİP KELOĞLANIM

EŞEĞİMİN YOK PALANI

MALIM MÜLKÜM ODUR BENİM

HİÇ DE SEVMEM BEN YALANI”

Dörtlüğüyle başlayan türküyü bilmeyenimiz var mı!

İyisi mi, eşeklerle ilgili birkaç anekdotla yazımıza nokta koyalım.

***

Hoca’ya giden komşusu, bağa götürmek için eşeğini istemiş. Hoca, eşeği vermeğe niyetli olmadığından:

-Eşek evde yok!

demiş.

Amma tam o sırada eşek anırmaz mı. Bunun üzerine komşusu:

-Hoca, (eşek evde yok) diyorsun lâkin anırmasının sesi geliyor!

diyecek olmuş.

Hoca bozuntuya vermemiş:

-Sen bana mı inanıyorsun, eşeğe mi!

diye cevap vermiş!

***

Yine bir gün komşusu Hocadan eşeğini istemiş. Hoca:

-Dur, eşeğe danışayım, kendisinin seninle gelmeye gönlü var mı!

demiş ve ahıra girmiş, sözde eşekle konuşarak dışarı çıkınca da:

-Eşek seninle gelmek istemiyor. Diyor ki, (Bana çok yük yüklüyorlar. Yemimi vermiyorlar, susuz bırakıyorlar. Üstelik ‘Allah sahibinin canını alsın’ diyerek sana da beddua ediyorlar!

diyerek eşeği vermeyeceğini söyleyince, komşusu:

-Hoca, hiç eşek konuşur mu!

diyecek olmuş.

Hoca cevap vermiş:

-İşte, sen konuşuyorsun ya!

***

Siirt’ten, Eruh’a giden bir kamyonun şoförü, yolun ortasında duran

EŞEĞİN,

yoldan çıkması için korna çalmış, çalmış ama eşek bir türlü yoldan çıkmamış. Şoför, kamyonu eşeğe sürtünecek kadar yakına getirdikten sonra, yine korna üstüne korna çalmış. Eşek yine mıhlanmış gibi durduğu yolun ortasından bir adım bile atmamış.

Bunun üzerine

“DERDİYOK”

lâkabıyla bilinen merhum şoför hemşerimiz kamyondan inmiş, önce eşeği alnından öpmüş, sonra yularından tutarak yolun kenarına çektikten sonra kamyona binmiş.

Şoför mahallinde yanında bulunan arkadaşı sormuş:

-Hadi indin eşeği yoldan çektin. Peki, neden alnından öptün?

Rahmetli Şoför gülerek cevap vermiş:

-Bu hayvanın adı ne! “EŞEK” değil mi! Biz, iki ayaklılardan kimleri eşeklere benzetiriz! Dengesiz hareket eden, yanlış iş yapanlar! Korna çaldığım zaman, bu eşek yoldan çıksaydı, o zaman EŞEK OLMAZDI, AKILLI OLURDU. Eşek, eşekliğinin gerektiği gibi davranacak ki, gerçekten EŞEK OLDUĞU belli olsun. Ben de, ASALETİNİ İNKÂR ETMEDİĞİ VE BU SURETLE EŞEKLİĞİNİ TESCİL ETTİĞİ İÇİN ALNINDAN ÖPTÜM!

***

Eşeklerle ilgili anlatacak çok anekdotlar var amma,

İKİ AYAKLI EŞEKLERE BU KADARI DA YETER!

Bu arada, sürç-ü lisan ettikse, affoluna…

Bakmadan Geçme