GELECEĞE NEFES
Türkiye genelinde, GELECEĞE NEFES adı altında bir proje uygulanıyor.Hedef 11 milyon fidanı toprakla buluşturmak.
Türkiye genelinde, GELECEĞE NEFES adı altında bir proje uygulanıyor. Hedef 11 milyon fidanı toprakla buluşturmak. Siirt'te de bu proje kapsamında 123 bin fidan toprakla buluşturuldu. Tabii, bu iş Merhum Nasrettin Hoca'nın (YA TUTARSA) fıkrasına dönüşmezse gayetle iyi olur. Zaman-zaman birçok yörelere fidanlar dikildiğine şahit olduk da, her ne hikmetse bunların onda birinin bile tuttuklarına, serpilip ağaç olduklarına şahit olamadık. 11 milyon fidanın onda biri bile tutarsa yine de çok iyi l.1 milyon ağaç demektir. Yine de öpüp başımıza koyarız.
Fidan dikmenin ve dolayısıyla ağaç yetiştirmenin önemine vurgu yapmak açısından bir anekdotla okuyucularımızın konuya dikkatlerini çekelim istedik.
Padişahın biri adamlarıyla birlikte kırsal kesimde gezinirken yaşlı bir tebasının bahçesinde fidan dikmekte olduğunu görür. Adamlarıyla birlikte fidan dikmekte olan yaşlı adamın yanına gider ve sorar:
-Ey piri fani. Bu yaşına rağmen, ne demeye hala fidan dikiyorsun. Sen, bu fidanın büyüdüğünü, ağaç olduğunu, meyve vereceğini ve meyvesinden yiyeceğini tahayyül mü ediyorsun?
Karşısındakinin Padişah olduğunu farkeden yaşlı çiftçi hürmetle selamladıktan sonra sorusuna şu karşılığı verir:
-Padişahım, bizden öncekiler diktiler, bizler yedik. Biz de dikelim de meyvelerini varsın bizden sonra gelecekler, çocuklarımız, torunlarımız yesinler!
Yaşlı çiftçinin bu cevabından çok hoşlanan Padişah, adama bir kese altın verilmesini emreder. Bunun üzerine çiftçi teşekkür mahiyetinde söylenir:
-Padişahım, kimilerinin diktikleri fidanların meyvelerini yemeleri için yıllar geçmesi beklenirken, ALLAH'A ŞÜKÜR, bizim fidanımız daha elimizdeyken meyvesini verdi.
Bu cevabından da çok hoşlanan padişah, bir kese daha altın verilmesini emredince, çiftçi yine teşekkür mahiyetinde söylenir:
-Padişahım, el alemin dikili ağacı yılda bir meyve verirken, ALLAH'A ŞÜKÜRLER OLSUN, daha fidan elimizdeyken iki defa meyve verdi…
Bu anekdotu sunduktan sonra, yazımızı Ağaç dikmenin önemine vurgu yapan bazı hadis-i şeriflerin meallerini sunarak noktalayalım:
*"Hiç bir Müslüman yoktur ki, o, ağaç diksin yahut ekin eksin ve mahsûlünden insan, kuş, kurt yesin de kendisi bundan istifade etmiş olmasın. Elbette o Müslüman da diktiğiyle, ektiğiyle sevap alır. "
*Cenâb-ı Hak "Ağaç diken herkese ve diktiği ağaçtan çıkan meyve kadar mükâfat ve sevap takdir ve ihsan eder."
"İslâm câmiasında ağaç diken bir müslümana o ağaçtan yenilen mahsul onun için sadakadır. Yine o ağaçtan çalınan meyve da onun için sadaka olur. Vahşi hayvanların yediği de o kimse hesabına bir sadaka olur. Kuşların yediği de sadakadır. Her insanın ondan yiyip eksilttiği mahsûl de onu diken müslümana âit bir sadakadır. "
Başka bir hadis-i şerifte sahâbeden Câbir (r.a.) şöyle demiştir:
"Ümm-i Mabed yahud Ümm-i Mübeşşir el-Ensâri'ye kendisine âit hurmalıkta iken Rasûlullah (s.a.s.) yanına gelip şöyle buyurdu:
- Bu hurmalığı kim tesis etti? Müslim mi, kâfir mi? diye sordu. Kadın:
- Müslim, diye cevap verdi. Bunun üzerine Rasûl-i Ekrem:
-Bir müslümanın diktiği ağacın meyvesinden, ektiği ekinin mahsûlünden herhangi bir insan, veya herhangi bir canlı yerse, o meyve, ağacı diken müslüman için sadaka olur, buyurdu .
*Bir gün meşhur sahâbilerden Ebü'd-Derdâ Şam'da ağaç dikerken kendisine biri uğramış ve bu durumu garipseyerek:
-Vay, sen Rasûlullah'ın (s.a.s.) yâri ve hemdemi olduğun halde ağaç mı dikiyorsun! demişti. Ebü'd-Derdâ da:
-Dur, acele etme! Ben Rasûlullah'ın: "Bir kimse bir ağaç diker o ağaçtan bir insan yahut Allah'ın mahlûklarından herhangi bir mahlûk meyva yerse, bu meyva ağacı diken kimse için sadaka olur," buyurduğunu işittim, demiştir.
Bakmadan Geçme





