GELİNİZ, KAHVEHANELERİ YENİDEN (KIRAATHANE) YAPALIM
Kütüphane Haftası ve bu kapsamda Şehrimizde açılan 5.Kitap Fuarı etkinlikleri devam ediyor.
Kütüphane Haftası ve bu kapsamda Şehrimizde açılan 5. Kitap Fuarı etkinlikleri devam ediyor. Valiliğin himayesinde Belediye tarafından 27 Mart günü Peri Masalları Düğün Salonunda start alan Kitap Fuarı 1 Nisan günü akşamına kadar devam edecek. Fuarın bu yıl için sloganları
'Bir Kitaptır
Siirt, Üç Dilde Yazılan' ve 'Her Kitap Yeni
Bir Yolculuktur'
olarak tespit edilmiş bulunulmakta. Bilindiği gibi 2014 yılından bu yana İlimizde Kitap Fuarları düzenlenmektedir. Dolayısıyla Şehrimizde bu yıl açılan fuar, Kitap Fuarlarının 5’incisi açılmış olmaktadır.
Kitap Fuarlarının amacı özellikle gençlere kitap okumayı sevdirmek, geleceğimizi kitapla kurma bilincini oluşturmaktır. Bu bakımdan kitap fuarlarını Siirt'in kültürel hayatının vazgeçilmez bir etkinliği haline getirmemiz gerekir.
Bunu da unutmayalım.
En iyi hediye
kitaptır.
Bunun için hediyeleşmelerde mümkün mertebe kitapları öne çıkarmamız gerekeceğini anımsatalım. Özellikle Kütüphane Haftasını fırsat bilerek dostlarımıza kitap hediye etmeyi ihmal etmeyelim.
“Kütüphaneler Haftası
”
dolayısıyla hazırlanan bir rapora göre kitap okuma açısından en üst düzeyde olanların açık arayla Japonlar oldukları anlaşılmaktadır. Yıl içinde bir Japon ortalama 25, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, maalesef ve maalesef nüfus ortalamasına göre bir Türk’e 10 yılda ancak 1 kitap düşmektedir. Kitap konusunda medeni dünyadan ne kadar geri olduğumuzun ispatı açısından, bu durum gerçekten önemli bir tespittir! Anlayacağınız, medeni ülkelerle aramızdaki mesafeyi kapatmamız hayli zor, görünüyor!
Kütüphane Haftası ve Kitap Fuarından söz açmışken eskiden adları
(KIRAATHANE)
olan ve kültürümüzde önemli bir yerleri bulunan müesseseleri anımsamamak büyük bir eksiklik olur. Bu kelime
(KIRAAT)
ve
(HANE)
kelimelerinden oluşan birleşik bir kelimedir. Birleşik kelime demek iki sözcüğün, yeni bir kavramı karşılamak için birleşmesidir.
(KIRAAT=OKUMAK), (HANE=EV) demektir. Bu durumda KIRAATHANE, günümüz Türkçesiyle OKUMA EVİ olarak tanımlanabilir.
Geçmiş yıllara ait kaynakları incelediğimizde adlarına
(kıraathane)
denilen müesseselerde kitapların, gazetelerin, mecmuaların bulundurulduğu, bu mekânlara gidenlerin raflardaki yazılı eserleri alıp okudukları, bununla yetinmeyip, mütalaada bulundukları, halk âşıklarının, ozanların şiirler, türküler terennüm ettikleri, kıraathanelerin müdavimleri olan bilge insanlara sorular yönetildiği, cevaplar alındığı, hatta okuma-yazmaları olmayan müdavimlerin yararlanmaları açısından yüksek sesle kitaplar okunduğu, bugünkü televizyon dizilerinde olduğu gibi (devam edecek) türünden hikâyeler, masallar anlatıldığı bilinmektedir.
Maalesef, günümüzde KIRAATHANELER, bu işlevlerini yitirerek KAHVEHANELERE VE HATTA KUMARHANELERE DÖNÜŞTÜLER.
Kütüphane haftasında
KIRAATHANELER
gerçeğinden yola çıkarak aklımıza gelen bir konu var. Bir yasayla bütün kahvehaneleri, kütüphanelere dönüştürmek mümkündür. Nasıl mı diyeceksiniz, işte teklif edilecek yasa maddesi:
(İçinde en az 100 kitabın bulunduğu kitaplığı olmayan, en az günlük 3 değişik gazete bulundurmayan çayhanelere, kahvehanelere ruhsat verilmez! Yapılan kontrollerde bu kurala uymadıkları tespit edilen bu gibi yerlere belli sürelerde kapatma cezası verilir.)
Böyle bir yasanın çıkarılması durumunda, Türkiye genelinde kaç bin kütüphanenin açılmış olacağını varın siz tasavvur edin!
KAHVEHANELERİ, KUMARHANELERİ, YENİDEN KIRAATHANELERE DÖNÜŞTÜRMEK TEMENNİSİYLE…
ANEKDOT
Zamanın Maarif Vekili, bir kütüphaneyi denetlemeye gitmiş. Bakmış ki, kitaplar toz içinde. Hiç kimselerin okumadığı belli. Dayanamayarak kütüphane görevlisine kinayeli bir şekilde söylenmiş:
-El hak! Emanete ihanet etmiyorsunuz. Kitapların sayfalarını bile açtırmıyorsunuz!
Bakmadan Geçme





