GİDERİLMEYEN MAĞDURİYET!..
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan işsizliğin aşağılara çekilmesine yönelik alındığı belirtilen önlemler arzulanan sonucu vermiş değildir ve sanırım bu olumsuzluk sorgulanmadığından, gerçekçi önlemler saptanamamaktadır.İşsizlerin sayısı, ifade ed
Ülkemizin en önemli sorunlarından biri olan işsizliğin aşağılara çekilmesine yönelik alındığı belirtilen önlemler arzulanan sonucu vermiş değildir ve sanırım bu olumsuzluk sorgulanmadığından, gerçekçi önlemler saptanamamaktadır. İşsizlerin sayısı, ifade edilenin kat-kat üstündedir ve milyonlarca insanımız gücünün atıl durumda kalması ülkemiz ekonomisi açısından büyük bir talihsizlik teşkil ederken, bu insanlarımızın nasıl geçindikleri noktasında düşündürmekte ve endişelendirmektedir.
Milyonlarca işsizimizin yanı sıra milyonlarca dar gelirli vatandaşımız vardır ve dar gelirli ailelerin işsizleri varsa, haliyle dolgun ücrete sahip olan ailelere kıyasla çok daha büyük sıkıntı çekmektedirler. Örnekleyecek olursam; ayda 5 bin TL alan bir çalışanla, asgari ücret alan bir çalışanın birer çocukları işsiz ise 5 bin TL alan şahıs, asgari ücret alan şahıs gibi sıkıntı çekmez. Bunu dile getirmemin nedeni, ülkemizdeki milli gelir dağılımındaki adaletsizliğin en önemli halkası olan ücret dengesizliğidir ve yıllardır bu dengesizliğin giderileceği vaatleri halen ifa edilmiş değildir.
Paramızın yabancı paralar karşısında büyük boyutta değer kaybetmesi, halkımızın satın alma gücünü daha da eritmiştir ve yakın günlerde kur fiyatlarındaki yükselmesinin sebebiyet verdiği sıkıntı çok daha hissedilir boyuta ulaşacaktır. Şu an AVM raflarındaki ithal edilmiş ürünlerin çoğu, eski kur fiyatı üzerindendir ve stokların tükenmesiyle birlikte ithal edilecek ürünlerin fiyatları pahalılaşmış olacaktır. Çok sayıda ailenin işsiz çocukları bulunduğu bilinmektedir ve işsizliği asgari düzeye çekme başarısına ulaşılamazken, sıkıntıların eşit ölçüde göğüslenmesini sağlayacak adil bir ücret sistemini yaşama geçirmeyi kimseler düşünmemektedir. Oysa, madem “Bu ülkede yaşayan herkes birinci sınıf vatandaştır” deniliyor, o halde ücretleri ayarlayanlar, insanca yaşam hakkının sadece kendilerine ait olduğu zihniyetinden vazgeçmelidirler. Ücretler arasında elbette ki bir farklılık olacaktır ama bu farkın vicdani bir ölçüsü olmalıdır. Hem, “Adil Paylaşımdan” dem vuranlar, neden sıkıntıların eşit ölçülerde göğüslenmesini sağlayacak bir ücret ayarlamasında karar kılmıyorlar? Önemli konuda söz sahibi olanlar ücret dengesizliği mağduriyetini gidererek insan haklarını ayakları altında çiğnemekten vazgeçmeliler ki, insanlarımız birbirlerine saygı ve sevgi duymuş olsunlar. Mağduriyete son vermeyen zihniyet sahiplerinin büyük bir vebali bilinçli şekilde kabullendiklerini ve bu nedenle de kendilerine derin bir nefret duyulduğunu belirterek önemli beklenti için bir kere daha dikkatlerini çekiyorum.
Bakmadan Geçme





