- Haberler
- HAKKIN VE HALKIN MI, YOKSA ŞEYTANIN MI AVUKATI OLACAĞIZ!
HAKKIN VE HALKIN MI, YOKSA ŞEYTANIN MI AVUKATI OLACAĞIZ!
(ŞEYTANIN AVUKATI) deyimini mutlaka duymuşsunuzdur.Kimileri var ki, sözün tam anlamıyla şeytanlara avukatlık ederler.
(ŞEYTANIN AVUKATI)
deyimini mutlaka duymuşsunuzdur. Kimileri var ki, sözün tam anlamıyla şeytanlara avukatlık ederler. Açık ve aleni haksızlıkları, vurgunları, talanları, yalanları savunmak
ŞEYTANIN AVUKATI OLMAK
değil de nedir. Aka, kara; kara’ya ak demek gibi…
Şeytan gerçekten de vardır. Onun Avukatlığını yapanlar ise insi şeytanlardır. İftiracı, hilekâr, yalancı, dalavereci, sahtekâr, riyakâr olmak şeytan olmanın alametlerindendir. Bu gibilere destek olanlar ise şeytanın avukatlarıdır. İnsanları şeytanlaştıran hırsı, tamahı, hasedi, taassubu ve benzeri kötü huylarıdır. Şüphecilik, suizan, vesvese de şeytani sıfatların tezahürüdür.
Günümüzde, şeytanlara avukatlık edenler, bunu bir menfaat karşılığı yaparlar. Hani, suçlu olduğunu bildikleri sanıkların davalarını üstlenen, onları aklamaya çalışan ve mesleği avukatlık olanlar gibi!
Avukatlık mesleğini seçip de, sadece haklı olduğuna inandıkları kişilerin davalarına bakan olduğu gibi, yüzde yüz haksız olduğunu bildikleri davaları üstlenen avukatlar da vardır. Ama doğruyu savunmakla, suçluyu savunmak hiçbir zaman aynı değerde değildir. Doğruyu savunan, gönül huzuru içinde olur. Haksızlığı savunan ise, şeytanın avukatı olduğunun bilinci içinde yoluna devam eder.
İşin gerçeği şu ki, biz gazeteciler de
HALKIN AVUKATLARI
hükmünde sayılabiliriz. Doğruyu savunursak halkın avukatı olmak yanında
HAKKIN DA
AVUKATI
oluruz. Yalanı savunduğumuz zaman ise
ŞEYTANIN AVUKATLARI
hükmüne gireriz. Bunun için de, yazı yazarken ve yorum yaparken kendimize bir yol belirlemeliyiz. Ya
HAKKIN VE
HALKIN AVUKATI
olacağız.
YA DA ŞEYTANIN…
Bakmadan Geçme





