HALEN GÜVENİLİYOR MU?
Ülkemizi yönetme şansını bulan iktidarların tümüne yakınının 'Dost ve müttefik' olarak ifade ettikleri ABD, son zamanlarda müttefiklik ve stratejik ortaklıkla bağdaşmayan olumsuz tavırlarını tırmandırdığından, kendisini hiçbir zaman gerçek bir müttefik ol
Ülkemizi yönetme şansını bulan iktidarların tümüne yakınının “Dost ve müttefik” olarak ifade ettikleri ABD, son zamanlarda müttefiklik ve stratejik ortaklıkla bağdaşmayan olumsuz tavırlarını tırmandırdığından, kendisini hiçbir zaman gerçek bir müttefik olarak görmeyen kamu oyumuzun tepkisini büyüttü daha da… Dile getirilen önemli talep ve isteklerimizi yerine getirmeyen bu emperyal ülke ile stratejik ortak olmanın ülkemize faydası olmadığı ve bundan sonra da olmayacağı görüşünü paylaşan vatandaşlarımızın; “Bu önemli gerçek ne zaman görülecek, halen bu ülkeye güvenilmiyor mu?..” diye görüş belirttiklerini gözlemliyorum ziyaret ettiğim bazı mekanlarda…
Anımsanacağı gibi, 15-16 Şubat tarihleri arasında Ankara’yı ziyaret eden ABD Dışişleri Bakanı Tillerson ile gerçekleştirilen görüşmelerde iki ülkenin stratejik ortaklığı teyit edilmiş ve ülkelerimiz arasında Suriye, Irak ve Fethullahçı terör örgütü başta olmak üzere birçok konuda daha çözüm geliştirilmesi amacıyla üç teknik komite oluşturulmuştu aynı zamanda… İşte bu söz konusu komitelerden ağırlıklı olarak terörle mücadele sorunlarını ele alacak komite, 8-9 Mart tarihlerinde ilk toplantısını yapacak Washington’da… Toplantıyı dile getiren haberi okuyunca;
“ABD’ye halen güveniliyor mu?”
diye düşünmeden edemedim birçok yurttaşımız gibi… Çünkü, ABD halen yamukluk yapıyor bize bu ülkenin sözcüsü Heather Nauert, günlük basın toplantısında Afrin’in Suriye’de olup-olmadığı sorusunu “Haritaya bakarsanız Suriye’de olduğunun görürsünüz..” diye yanıtlarken, BM’nin aldığı “30 günlük insani ateşkes kararı” na dahil olmayan örgütlerin DAEŞ, El Kaide ve Nusra olduklarını da belirterek ülkemizin Afrin’de yürüttüğü Zeytin Dalı Harekatı’nı kapsadığını ima etti ayrıca… Oysa, ülkemiz yetkililerince karardan duyulan memnuniyete vurgu yapılırken, yürütülen harekatı kapsamayacağının altı çizilmişti ve bu açıklamanın biliniyor olmasına rağmen Nauert’in; “Türkiye’nin BM kararını iyi okumalı” ifadesini kullanması, bizlere karşı olan samimiyetsizliklerinin bir kez daha tescilidir kanımca da…
“Yurtta sulh; cihanda sulh” ilkesini benimseyen toplumumuzda, hiç kimseyle düşmanlık güdülmemesi noktasında duyarlılık gösterilmesi güzelliğinden söz edilirken, karşılıklı çıkarlara dayalı gerçek dostluklar için de çok dikkatli olmanın kaçınılmazlık arz ettiği ve yıllardır “Dost, müttefik, stratejik ortak” olarak ifade edilen ABD’ye, hiç bir zaman güven duyulmaması gerektiği vurgulanmakta… Halkımızın büyük ekseriyetince ABD için ifade edilen “Hiçbir zaman gerçek bir müttefik olmamıştır…” ifadelerine, hak veriyorum aynı görüşü yıllardır savunanlardan biri olarak…
Bakmadan Geçme





