HALLAC-I MANSUR VE ERDOĞAN

Yazının başlığını okuyanlar haklı olarak (HALLAC-I MANSUR VE ERDOĞAN NE ALÂKA!) diyebilirler.Ancak, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Vizyoner '19 toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyü

Yazının başlığını okuyanlar haklı olarak

(HALLAC-I MANSUR VE ERDOĞAN

NE ALÂKA!)

diyebilirler. Ancak, Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın MÜSİAD (Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği) Vizyoner '19 toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyümesinden rahatsız olanlar olduğunu belirterek

"Bizi düşmanlarımızın attığı taşlardan ziyade, içimizden atılan

güller yaralamıştır"

diye konuşması bize büyük mutasavvıf

MANSUR-U HALAC-I anımsattı!

Konuşmasının bir bölümünde:

“15 Temmuz'da darbe girişimiyle tavan yapan bir süreç yaşadık. Bundan en çok ekonomimiz etkilendi. Bizi bu zorlu süreçte düşmanlarımızın attıkları taştan ziyade içimizden atılan güller yaralamıştır”

diyen Erdoğan’ın

“Bizi bu zorlu süreçte düşmanlarımızın attıkları taştan ziyade içimizden atılan güller yaralamıştır”

şeklindeki sözleri, aslında

MANSUR-I HALLAC’A

maledilen tarihi bir olayı anımsatmaktadır.

Asıl adı ebu’l-Mugîs el-Hüseyin bin Mansur el-HALLAC (d. 858, Tur, Fars, İran – ö. 26 Mart 922, Bağdat) olan bu büyük mutasavvıf tam bir kendinden geçme durumunda

“Ene’l-Hak” (Ben Hakk’ım)

dediği için verilen bir fetvayla elleri kolları kesilerek, taşlarla recmedilirken tek bir defa  (AH) dememişti. Ancak bu sırada bir müridi kendisine taş yerine gül atınca derinden bir (AH) çekmiş ve dostunun attığı gülden yaralandığını göstermiştir.

“Ene’l-Hakk” sözüyle tasavvuf tarihinde çığır açan Mansûr, edebiyatta Tanrı yoluna kendini kurban etmenin simgesi olarak görülmüştür. Özellikle tasavvuf etkisindeki şairler vahdet-i vücut inancını dile getirirken Mansûr’un adını anmışlardır. Bektaşi meydan’ının ortasına da dâr ya da dâr-ı Mansur adı verilmiştir. Dâr (darağacı) sözcüğü şiirlerde de Mansûr’un adıyla birlikte kullanılır. Onun yolunu izlyenlere de Hallacî denmiştir.

İşte, bazı mutasavvıf şairlerin Hallac-ı Mansur’u dile getiren deyişlerinden örnekler:

***

Dâr olam girdâr olam Mansur olam ber-dâr olam

Ten olam hem can olam hem in olam hem an olam

(Yunus Emre

)

***

Mest olub söyler enelhak aşk ile âlemde bil

Ya’ni kim Mansûr-ı âşık oluben berdâr mest (Seyyid Nesimi)

***

Biz habîbin zülfünün dârında Mansûr olmuşuz

Aşk ile çün kim Ene’l-Hakdan haberdârız bugün

(Aşkî)

***

Çün fenâ dârında menlik Mansûr’u berdâr eyledi

Dost eşiğinde “enelhak” nevbetin urdu bu aşk (Eşrefoğlu Rumi)

***

Merâm-ı râz-ı aşk-ı ketm idi Mansûr-ı berdârın

Deyip gitti Enelhak nâmını ketm etti Dimdâr’ın

(İzzet Molla

)

***

Ol cemâle şöyle kıldı âşık u şeydâ beni

Eyleyiser âkıbet Mansûr-veş berdâr-ı aşk (Muradi)

***

Münkirin gıdası Hakk’tan kesildi

Nesimi yüzüldü Mansur asıldı

Dünya yedi kere doldu, ıssıldı

Dolduran Muhammed eken Ali’dir

(Pir Sultan Abdal

)

***

Mansur “enelhak” der Bağdat şehrinde

O şehit düştü Kerbela çölünde

Süngüsü elinde tirkeş belinde

Gel dinim imanım Hasan Hüseyin (Kul Hüseyin)

***

Evet, Sayın Erdoğan’ın kullandığı cümle büyük mutasavvıf Hallac-ı Mansur’a aittir. Sayın Erdoğan böyle bir

cümle kullanmakla kendisini Hallac-ı Mansur’a mı benzetmek istemiştir, dersiniz!

TAŞLAMALAR

HALLAC-I MANSUR GİBİ

BİR SÖZ ETMİŞ ERDOĞAN

DOSTLARIN ATTIĞI GÜL

İNCİLTİCİ HER ZAMAN

GÜL DEMİŞKEN ELBETTE

ABDULLAH GÜL’Ü DAHİ

ANIMSAMAK GEREKİR

KARDEŞTİLER YA SAHİ

DAVUTOĞLU, BABACAN

ONLAR DAHİ DOSTLARDI

BİR YANARDÖNERLİK DE

BELLİ Kİ ARINÇ’TANDI

KUSUR DOSTLARADA MI HEP

BİRAZ DA KENDİMİZDE

ARAYALIM KUSURU

BELKİ DE KUSUR BİZDE

Bakmadan Geçme