HARAKİRİ!!!

Japonlular gerçekten onurlu insanlardır. Ne var ki, sözde Müslüman olan bizler, Japonlar kadar onurlu olamıyoruz. İnanın, bizde yaşananlar, Japonya’da yaşansaydı, harakirilerin sonu gelmezdi. Bir bizimkilere bakın, bir de Japon yetkililere!

Bizimkiler hayasızlığı, yüzsüzlüğü zırh edinmiş gibiler. Hani bir deyim vardır (Yüzüne tükürsen yağmur zanneder) deriz ya! Aynen öyle!  Japonlular ise onurlarına çok düşkündürler. Onursuz yaşamaktansa, onurlu bir şekilde ve HARAKİRİ yaparak ölmeyi tercih ederler. Bunun böyle olduğunu medyaya yansıyan haberlerden biliyor ve büyük bir ilgiyle takip ediyoruz!

Bilindiği gibi, Harakiri, Japonlara özel bir İNTİHAR şeklidir. Japonlar bu intihar tarzına Seppuku da derler. Bu intihar ("karnı yarmak") iç organların dışarı çıkmasını sağlayan bir tür intihar ritüelidir. Samuraylar seppuku kelimesini kullanırken, sıradan Japon'lar harakiri kelimesini kullanırlar.  Dünya genelinde (harakiri) deyimi daha yaygın olarak kullanılmakta ve bilinmektedir. Harakiri kelimesi Japoncada "karın deşmek" anlamına geldiği için argo olarak da kabul edilir.

Peki, Japonlar harakiriyi hangi koşullarda yaparlar:

-Efendisinin ölümünden sonra.

-Samuray sınıfının savaşta yenilgisi sonucunda.

-Japon toplumunda kabahatli olmak ve bu kabahatin toplumca bilinir hale gelmesi durumunda.

-Japonya’da, halkın nazarında suçlu duruma gelmek çok büyük utanç sayıldığından bu duruma düşenler tarafından sık-sık uygulanır. Özellikle adları rüşvet ve benzeri suçlara karışan Japon devlet adamları bu intihar tarzını benimserler.

Harakiri yapacak şahıs, Harakiri yapmadan önce banyo yapar, beyaz giyinir ve en sevdiği yemeğini yer, hazır olduğu zaman, bıçağı karnına saplar karnını haç şeklinde (+) keser, iç organlarını dışarı çıkarır, mümkünse toprağa koyar ve orada ölüverir. Böylece şerefini ve itibarını geri almış olur. Harakiri yapan kişi, kendi kendini cezalandırdığından Japonların nazarında aklanmış olur!

Ama burası Türkiye! Bu ülkede rüşvet almak da, vermek de, tabii ve günlük olaylardandır. (İş yapıyorlar ya, varsın biraz da çalsınlar!) zihniyetine sahip bir milletimiz var. Yani, Türk milleti hırsızlık yapanlara, vurgunculara, talancılara karşı oldukça hoş görülü. Hatta (elimize geçti de yapmadık mı!) diyenlerimiz olmakta! Yalancı, dolandırıcı, hırsız olduklarını bile-bile alkışladığımız zat-ı muhteremler bile var!

Hem sonuç itibarıyla (arsızın yüzüne tükürmüşler, yağmur mu yağıyor demiş) ve (Balığın yüzüne tükürmüşler, koca deniz beni ıslatmadı, bu tükürük mü beni ıslatacak diye sormuş) deyimleri de bize aittir.

Yani hırsızlıkları, dalavereleri ayyuka çıksa bile kimsenin intihar edeceği falan yok. Hem unutmayalım: (Devletin malı deniz, yemeyen domuz!) deyimi de asil ve necip milletimizin özdeyişleri arasında yer almaktadır!

Japonya’ya kadar gitmemize gerek yok. Millet olarak buyuz işte!!!

ANEKDOT

Siirt’te görev yapan Siirtli Müdür, yine Siirtli olan memurunu odasına çağırmış ve:

-Bak, senin hakkında çok şikâyetler var. Rüşvet aldığını, rüşvet vermeyen vatandaşların işlerini yapmadığını söylüyorlar. Kendine çeki düzen vermezsen, senin hakkında işlem yapmak zorunda kalacağım! demiş.

Bunun üzerine, memur pozisyonundaki Siirtli:

-İnanmayın efendim, inanmayın! diye cevap vermiş.

Müdür:

-Nasıl inanmayayım, söylüyorlar işte. Bir değil, on değil, herkes söylüyor deyince de, Müdürünün açıklarından ve su’istimallerinden haberdar olan, hatta onları belgeler halinde dosyalayarak, saklamış bulunan memur, gayet sakin bir sesle cevabını vermiş:

-Sizin için de aynı şeyleri söylüyorlar, hem de bunları söyleyenlerin ellerinde belgeleri varmış. İnanalım mı yani…

Altı ıslak olan Müdür, aldığı bu kapalı tehdit üzerine, memurunun hazırlıklı olduğunu anlamış ve susmak zorunda kalmış…

TAŞLAMALAR

EYVAH Kİ, BİNLER EYVAH

BU ZAVALLI SİİRT’E

KAHROLURDU ÖLENLER

KALKIP SİİRT’İ GÖRSE

KİMLERE KALDI BAKIN

SİİRT DENİLEN BELDE

ESKİLERDEN KİM KALDI

HANİ ESKİLER NERDE

ÖLENLER KALKIP BAKSA

GÖRSELER HALİMİZİ

EVLATLIKTAN REDDEDER

İNANIN Kİ BİZLERİ

SİİRT, SİİRTLİLERİN

OLMAKTAN ÇIKTI ARTIK

SİİRTLİLER TERKEDİP

GİDİYOR ŞEHRİ ARTIK