HAYAT RİSKTİR!

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın, partisinin son Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında, KHK'lar konusunda bazı milletvekillerinin 'Kararlar Meclis'e geldiğinde denetime açılıyor.İlerleyen yıllarda bu ihraçların r

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın, partisinin son Merkez Karar Yönetim Kurulu (MKYK) toplantısında, KHK’lar konusunda bazı milletvekillerinin

“Kararlar Meclis’e geldiğinde denetime açılıyor. İlerleyen yıllarda bu ihraçların reddine karar verilebilir. Bu maddi olarak da mağduriyet yaratabilir”

demeleri üzerine, “

Biz doğru olanı yapıyoruz. Hayat risktir. Denetimden kaçmıyoruz

” diye cevap vermesi dikkatleri çekici bir tespittir.

Sayın Erdoğan, siyaset hayatında hep risklere oynamıştır. Yeri geldiğinde kumpas davaların savcısı olduğunu söylemiş, yeri geldiğinde bir zamanlar (ne istediler de vermedik) dediği Fethullah Hoca Efendisini(!) Fethullahçı terör örgütü (FETÖ) olarak tanımlamıştır. Bir zamanlar kendisini Büyük Ortadoğu Projesinin eş başkanlarından biri olarak tanımlarken, şimdilerde ise, projenin dışına çıkmış, ABD’ye kafa tutan bir Erdoğan var.

Mustafa Kemal Atatürk ve İsmet İnönü için (İKİ AYYAŞ) diyen aynı Erdoğan, bir konuşmasında da (Milletimizin Gaziye hürmeti sonsuzdur) diyerek, Atatürk’le ilgili söylemlerinde (U) dönüşü yapmıştır.

Sayın Erdoğan’ın (Ey Amerika! Ey İngiltere, Ey Merkel!) gibi söylemleri de meşhurdur. Erdoğan, gerçekten risk almayı seven bir lider pozisyonunu sergilemekte. Sayın Erdoğan’ın risk alma hobisini Türkiye’ye zarar vermediği sürece hoş görebiliriz. Yeter ki alınan riskler dönüp dolaşıp, Türkiye Cumhuriyetinin ayaklarına dolanmasın, ayak bağı olmasın. Erdoğan, sonuç itibarıyla bir fânidir, ama Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar olmayı hedefleyen bir büyük devlettir. Bu bakımdan, ileride Devleti riske edecek söylemlerden ve eylemlerden kaçınması gerekeceğini anımsatalım.

İMDAT FRENİ İLE KAHVE İSTEMENİN BEDELİ!

Trenin Kurtalan’a yeni geldiği yıllarda Siirtli zengin, birinci mevkide yer ayırtmış, iki-üç Arkadaşıyla Ankara’ya gidiyorlarmış. Aralarında, yine Siirtli olan genç bir öğretmen varmış. Onu da, Ankara’da kendilerine mihmandarlık yapsın diye götürüyorlarmış. Ne de olsa okumuş, uyanık biri!

Hemşerilerimiz trene binip, kompartmandaki yerlerini almışlar. Zenginin dikkatini

“İMDAT FRENİ”

çekmiş. Okuma yazma bilmediği için ne olduğunu, neye yaradığını bilememiş. Genç öğretmene sormuş:

Bu ne işe yarar?

demiş.

Öğretmen, gösterilen şeyin

“İMDAT FRENİ”

olduğunu biliyormuş ama, Hacı Ağayı oyuna getirmiş:

-Çay, kahve içmek isteyenler onu çekerler. Görevliler, gelip ne istediğini sorarlar!

diye cevap vermiş.

Bunun üzerine zengin Siirtli, imdat frenine asılıp çekmiş. Tren de, bir anda

“ZINK”

diye durmuş. İmdat freninin çekildiği kompartman belli olduğu için kondüktörler koşuşmuşlar, içlerinden biri, telâşla sormuş:

-Ne var, ne oldu?

Siirtli zengin cevap vermiş:

-Bize beş kahve getirin!

Bunun üzerine Kondüktör ceza makbuzunu çıkarmış ve makbuzu kesip:

-50 lira rica edeceğim!

demiş.

Henüz işin farkında olmayan zengin, çıkarıp 50 lirayı vermiş amma, söylenmeden edememiş:

-Yahu, trende bir fincan kahve kaç paraya ki…

TAŞLAMALAR

SİYASET DE, TİCARET

GİBİ RİSKLERİ SEVER

İŞİNDE GERİ KALIR

RİSKLER ÜSTLENMEYENLER

RİSK ALMAK GEREKLİDİR

RİSKSİZ TERAKKİ OLMAZ

BİL ERBAB-I SİYASET

RİSK ALMAZSA, YOL ALMAZ

YA DEVLET BAŞA YA DA

KUZGUN LEŞE DENMİŞTİR

RİSK ALMAK BUDUR İŞTE

BİL GERİSİ BOŞ İŞTİR

DEMOKLESİN KILICI

GİBİDİR İKTİDARLAR

İBRET VERİCİ ELBET

BOŞ LAFLAR DEĞİL BUNLAR

Bakmadan Geçme